23 / 12 / 2024

Gayrimenkul sektörü BÜYAP’ta buluştu!

Gayrimenkul sektörü BÜYAP’ta buluştu!

BÜYAP'ın üniversite öğrencileri tarafından her yıl merakla beklenen kariyer günü Civil Career; 26 Kasım Cumartesi günü sektörün önde gelen isimlerini Türkiye çapındaki inşaat mühendisi ve mimarlık adaylarıyla sekizinci kez buluşturdu.



Boğaziçi Üniversitesi Güney Kampüsü Mühendislik Binası’nda gerçekleşen seminere Türkiye’nin dört bir yanından gelen 500’e yakın inşaat mühendisliği ve mimarlık öğrencisi katılırken, panelistler inşaat sektörünün ekonomideki yeri ve gelişimini değerlendirdi. 


“Gayrimenkul Sektöründe İnşaat Mühendisleri ve Mimarların Rolleri” adlı panelde söz alan Cushman & Wakefield Ofis Departman Direktörü Savaş Gürbüz, inşaat mühendisleri ve mimarların şantiyeye çıkmadan önce geliştiriciliğe soyunmasını tavsiye etmediğini, bir projenin başarısız olmasındaki en büyük nedenin “yanlış geliştirilme” olduğunu vurguladı. Gürbüz, “Projeler son kullanıcı ihtiyaçları ve talepleri gözetilmeden tasarlanıyor. Bir projenin sürdürülebilir olması için yaşaması gerekir; bunun için de geliştirme sürecinin merkezine kullanıcı ve kullanıcı ihtiyaçlarını koymalıyız’’ yorumunda bulundu. 


Gayrimenkul projelerinde en önemli unsur fiyatlandırma olarak görülse de geliştirme sürecinin belirleyici olduğunun altını çizen Gürbüz, “Eğer siz projeyi doğru geliştirmezseniz, kullanıcıyla buluşturamazsınız. 2000’li yıllarda ofis denilince akla gelen yüksek yapıların yerine günümüzde olabildiğince büyük katalanlı, daha az katlı, geliştirilirken kullanıcı ihtiyaçları gözetilmiş ofis projeleriyle karşılaşıyoruz” dedi.

 

Avrupa’daki planlama sistemini örnek almalıyız

Gayrimenkul sektörünü ekonominin lokomotifi olarak görmenin doğru olmayacağını ifade eden Gürbüz, ’’ Gayrimenkul teşvik edici faktör. Gayrimenkul sektörünün canlı olması diğer sektörler için itici güç oluşturur ” dedi. 


Planlama süreçleri doğru çizilmeli

Türkiye’deki planlama sürecinin değişmesi gerektiğinin altını çizen Gürbüz; “Bir bölgeye yan yana iki ofis binası gerekiyorsa bunun planlaması için danışmanlık yapabilirsiniz. Ancak ‘bir tanesi iyi kar yapıyor diye hemen yanına ikincisini yapalım’ zihniyetinin bizi yanlışa sürüklediğini görüyoruz” şeklinde konuştu.


Gürbüz, bu noktada planlamada ‘en verimli ve en iyiye’ dikkat edilmesi gerektiğini ancak her iki seçeneğin de her şehir için farklı sonuç vereceğini vurguladı. 


Anadolu’da firmaların tercihi iş gücü

Panelde, İstanbul’un ticaret, finans ve sanat gibi temel alanlarda Türkiye’nin merkezini temsil ettiğini belirtilirken, bu durumun bozuk yapılaşmaya neden olduğu da ele alındı. 


Gürbüz, “İzmir ve Ankara’da bina dokusu gelişmeye başladı ancak nitelikli iş gücü bulmak konusunda zorluk yaşanıyor. İstanbul’dan İzmir’e gitmeyi ve burada yaşamayı deneyen nitelikli iş gücü, aradığı işi bulmakta zorlanabiliyor. Firmaların merkezlerini veya tesislerini Anadolu şehirlerine taşıma kararları da ağırlıklı olarak insan kaynaklarına bağımlı olarak alınıyor. İş gücü mümkün olduğu sürece firmalar belli tesislerini Anadolu şehirlerine taşıyor ancak bu kısıtlı bir durum” ifadesini kullandı. 


Öğrencilere mutlaka insan odaklı projeler geliştirmeleri gerektiği tavsiyesinde bulunan Gürbüz, “Doğru geliştirilmemiş doğru planlanmamış, son kullanıcı değil sadece getireceği rant düşünülerek yapılmış projeler en büyük sorunumuz” dedi. 



Geri Dön