Gelecek 5 yılda inşaat malzemeleri sektöründe hızlı büyüme bekleniyor
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) ve sektörel derneklerin uluslararası denetim ve danışmanlık firması Deloitte Türkiye tarafından hazırlanan Türkiye İnşaat Malzemeleri Sektör Görünüm 2011 Raporu açıklandı
Rapora göre Türkiye ekonomisinin lokomotifleri arasında yer alan inşaat ve inşaat malzemeleri sektörü, önümüzdeki beş yıl boyunca hızlı büyüme sürecinde olacak.
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) ve sektörel derneklerin uluslararası denetim ve danışmanlık firması Deloitte Türkiye 'ye hazırlattığı Türkiye İnşaat Malzemeleri Sektör Görünüm Raporu düzenlenen bir basın toplantısı ile kamuoyuna açıklandı. Raporda yer alan tespitlere göre, önümüzdeki beş yılda, gelişmekte olan ülkelerde artan altyapı ve konut ihtiyacına bağlı olarak inşaat sektörünü parlak bir dönem bekliyor. Türk inşaat malzemeleri sektörü de bu dönemde yüksek büyüme beklentisi olan ülkelerin başında geliyor. Türkiye 'de konut yatırımlarının hızla büyümesi, kentsel dönüşüm projelerinin hız kazanması, başta rüzgar ve hidroelektrik olmak üzere jeotermal ve güneş enerjisi ve nükleer santral projelerinin sektörün büyümesini olumlu etkilemesi bekleniyor. Mevcut konut stokunun yüzde 48 'inin 30 yaş ve üzeri olduğu göz önüne alındığında deprem yönetmeliğinin de pazarın büyümesine etki yapacağı öngörülüyor.
İnşaat sektöründe konsolidasyon beklenmiyor
Raporda vurgulanan önemli bir husus da yabancı yatırımcıların Türkiye 'ye ilgilerinin artması yeni üretim tesislerine ve ofis binalarına talebi artıracak. Gayrimenkul Yatırım Ortaklıkları (GYO) da sektörün gelişimine önemli katkı sağlarken; toplu konut yatırımlarının yanısıra özelikle uzun dönem kira getirilerinin olması sebebiyle AVM, ofis binaları, lojistik depoları gibi ticari yatırımlarda artış bekleniyor.
Gelişmiş ülkelerde inşaat sektöründe faaliyet gösteren firmalar, küreselleşme, artan müşteri beklentileri, rekabet ve finansman zorlukları karşısında daha etkili olmak için satın alma ve birleşmelerle büyüyerek konsolide olurken, Türk inşaat sektörü için konsolidasyon yakın vadede gözükmüyor. Türkiye 'de fiilen inşaat sektöründe faaliyet gösteren yaklaşık 200 binin üzerinde firma olup bunların çoğu aile şirketi konumunda bulunuyor.
Bayi kanalı ağırlığını koruyacak, ama her bayi değil
Raporda, önümüzdeki dönemde, bayilik kanalının pazar payı toplamda yüksek oranını sürdürse de, karlılık seviyesini korumak, müşterilerin giderek güçlendiği bir yapıda rekabet edilebilmesi için bayilerin çeşitli yapısal değişiklikleri gerçekleştirmeleri gerektiğine vurgu yapılıyor. Bayilerin sundukları ürün kategorilerinde uzman hale gelmeleri, tedarik zinciri yönetimi, satış sonrası destek, web sitesi kanalıyla satışın desteklenmesi, bilgi teknoloji altyapısının geliştirilmesi bayilere önerilen yapısal değişiklikler arasında yer aldığının ifad edildiği raporda şu görüşlere yer veriliyor:
Türkiye, bölgesinde pek çok inşaat alt sektöründe üretim kapasitesiyle üretim üssü olma özelliğini taşıyor. Ayrıca ihracat açısından son dönemde büyük bir sıçrama gerçekleştirerek en büyük ihracatçılar arasında yerini almıştır. Avrupa 'da ise krizin etkileri ve çevre ile ilgili regülasyonlar sonucu bölgedeki üretimin bir bölümü diğer coğrafyalara kayarken Türkiye yerini daha da sağlamlaştırma fırsatı ile karşı karşıyadır. Türkiye 'nin gelecek dönemde üretim odaklı olmaktan teknoloji odaklı olmaya yönelmelidir. Bu noktada, enerji maliyetleri, yerinde üretim, hammadde, yarı mamul ve teknolojide dışa bağımlılık, iç pazar yapısı, sektöre insan kaynağının çekilmesi, lojistik altyapısı gibi alanlarda gerekli adımların zamanında atılması, gelecek dönemde sektörün bölgedeki gücünü ortaya koymasına da yardımcı olacaktır.
Sektörün yurtdışı yatırımlara da hız vermesi gerekiyor
Lojistik maliyetlerine duyarlı olan Türk inşaat malzemeleri sektörünün yurt dışında üretim yatırımlarına hız vermesi sürdürülebilir büyüme açısından oldukça önemli olduğu görüşüne yer verilen raporda. Halen Türkiye 'nin yakın çoğrafyasında İran dışında önemli üretim kapasitesi büyüklüğüne sahip bir ülke bulunmamakla birlikte, gerek bu pazarlardaki yerel üreticilerin kendilerinin geliştirme olasılığı, gerekse global inşaat malzemeleri üreticilerinin bölgesel potansiyelden ve maliyet avantajlarından yararlanmak amacıyla bu ülkelere yönelmeleri Türk inşaat malzemeleri üreticileri açısından risk oluşturabileceğine dikkat çekiliyor.
Sektörün geleceği için yedi stratejik karar
Raporda, Türk inşaat malzemeleri sektörününü gelecekte büyümeyi yönetebilmek için çeşitli stratejik inisiyatiflere odaklanması önerilmekte. Bu stratejik kararlar şöyle sıralanıyor.
İnşaat malzemeleri sektörleri enerji yoğun sektörler olmaları sebebiyle sanayide enerji verimliliğinin artırılmasıyla sektörlerin rekabetçiliğinin yükseltilmesi ve binalarda enerji verimliliğini artıracak ürünlere odaklanılmasıyla da ülkenin cari açığının azaltılmasına katkı sağlanması mümkün olabilecektir.
çevre ve sürdürülebilirlik konusunda AB müktesebatına uyum süreci Türkiye 'de ilgili mevzuatların hayata geçmesiyle üreticilerin bu mevzuatlara uygun ürün geliştirmeleri ve üretim faaliyetleri gerçekleştirmeleri anlamına gelirken, AB 'ye yapılan ihracatın sürdürülebilmesi için de firmaların ürün ve süreçlerinde değişiklikler yapmaları anlamına geliyor. Bu alanda sektörde bilinçlendirmenin yapılması, sektör içi işbirliklerine yönelik platformların oluşturulması, destek ve teşviklerin sağlanması konularında kamuya, derneklere ve firmalara önemli görevler düşmektedir.
Türkiye 'nin inovasyon kabiliyetinin artırılması amacıyla, Türkiye 'de global oyuncuların yurt dışında bulunan Ar-Ge merkezlerini Türkiye 'ye kaydırmalarını sağlamak için seçilecek bir bölgede/şehirde sosyal hayat ve bilimsel altyapının geliştirilmesi gerekecektir. Ayrıca, Türkiye 'nin Ar-Ge kabiliyetinin artırılması için firmaların üretim ve satış odaklılıktan pazar odaklı yapıya geçmeleri de kritik önem taşıyacaktır.
Sağlık, güvenlik, enerji verimliliği, çevre, sürdürülebilirlik konularında bilinç seviyesi yükselirken inşaat malzemeleri satın alımı yapan kişiler için artık fiyat ve ne aldıklarının yanı sıra ürünlerin markası da önem kazanmaya başlamıştır. Artık temel bir beklenti olan kalite ve teknik özellikler markaları farklılaştırmaya yetmezken müşterinin önem verdiği diğer özelliklerin tespit edilmesi, firma yetkinlikleri ve rakipler de dikkate alınarak farklılaştırıcı bir marka stratejisi geliştirilmesi ve kurum içinde yaygınlaştırılması önem taşımaktadır.
İnşaat malzemeleri üreticileri açısından değişimin gerektirdiği bu stratejileri hayata geçirebilmek ve firmalarda büyüme sonucu oluşacak karmaşık yapıyı yönetebilmek için operasyon modellerinin organizasyon, süreç ve teknolojiyi de içerecek şekilde geliştirilmesi kritiktir.Bayilik kanalında ise artan müşteri ve hizmet seviyesi beklentilerine daha iyi cevap vermek, rekabete karşı ayakta kalmak için bayilerin uzmanlaşma ve mağazalaşmaları, birleşme ve finansal olarak güçlenmeleri, kurumsal yapılarını güçlendirmeleri, kalite ve sertifikasyon için operasyonların hazır hale getirilmesi, konsept mağazalar geliştirilmesi ve güçlü web siteleri ile desteklenmesi ve de bilgi teknolojisi altyapısının geliştirilmesi kritik bir önem kazanmaktadır.
İnşaat sektörü, Türkiye 'nin en büyük istihdam yaratan iş kolu özelliğini taşısa da sektörün tüm değer zinciri boyunca yetenekli iş gücünü çekmekte yetersiz kaldığı göze çarpmaktadır. Bu sebeple, sektörel işbirlikleri ile yeteneklerin yetiştirilmesi gerekmektedir. Firma düzeyinde de yeteneklerin sektöre çekilmesi için sektörde ağırlıklı olan aile şirketlerinde kurumsallaşmanın sağlanması ve insan kaynakları yönetim modellerinin oluşturulması kaçınılmaz olacaktır.
Sektörü bekleyen değişimler sektörde üreticilerin, satış ve dağıtım kanallarının, müteahhitlik firmalarının ve mimarların bir arada çalışmasını zorunlu kılmaktadır. Kamu tarafına bakıldığında da çok sayıda farklı kurumun, inşaat sektörünün sorunlarına çözüm bulmak için taraf olduğu görülmektedir. Özellikle enerji verimliliği, çevre ve iklim değişikliği, inovasyon ve fiziki altyapı konularında bu çok sayıda tarafın koordinasyonu, çözüm mekanizmalarının belirlenmesi ve geliştirilmesi konusunda öncelikle sektör kendi yapılanmasını gerçekleştirmeli ve kamu ile entegre çalışılması için gerekli koordinasyon kurulu yapılanmasını oluşturmalıdır.
Ekonomist Mortgage