Binali Yıldırım: 35 İzmir'e 35 proje yapılacak!
İzmir için 'Türkiye'nin aydınlık yüzü' diyen Bakan Yıldırım, ekledi: İzmir insanının özgüveni çok yüksek. Hangi gelir grubu ve sosyal sınıftan olursa olsun, insanlar kendilerinden çok emin. 'Ayıp olur bakana laf etmek' demeden, diyeceğini küt diye söylüyo
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım'la söyleşimize dün kaldığımız yerden devam ediyoruz. 11 ay önce, 'CHP'nin kalesi' diye anılan İzmir adaylığı, siyasi ezberleri bozmuştu. Ezber değil, hakikat olan ise İzmir'in kamu yatırımlarından yıllardır hak ettiği payı alamamasıydı. Bakan Yıldırım ile İzmir Milletvekili seçildiğinden bu yana kentteki değişimi, hedeflerini ve kente bakışını konuştuk. Değerlendirmelerini aşağıda okuyacaksınız ama İzmir'deki siyasi iklimin değiştiğine bir örnek olarak aktaralım: Söyleşi öncesi, Yıldırım'ın Özel Kalemi'nde beklerken, içeriden elinde bir dosyayla CHP İzmir Milletvekili Mehmet Ali Susam çıktı. Bizleri selamlarken 'Bakanımızla İzmir projelerini konuştuk' diyordu. AKŞAM Genel Yayın Yönetmeni İsmail Küçükkaya ile Ankara Temsilcisi Çiğdem Toker' i makamında kabul eden Yıldırım, gündemdeki soruları yanıtladı:
UMUTSUZLUK HAVASI
- Sizinle birlikte İzmir'de beklenti çıtası yükseldi mi?
İzmir'de hizmette beklenti hep var. Ama biz değişikliği şöyle gerçekleştirdik: Bizim adaylığımızdan önceki dönemde İzmir'de ideolojik siyaset hakimdi. O siyaseti de sürükleyen de CHP. İzmir'de siyaset şimdi hizmet odaklı konuşuluyor. İlk gittiğim gün 'Ak Parti adayıyım. Partim beni buraya gönderdi. İzmir'e siyaset yapmaya değil, hizmet için geldim' dedim. Bu sadece bir söylem olarak sarf edilmiş bir laf değildi. Bana göre maksat hizmetse, siyaset teferruattır. Hemen projeleri açıkladık, taahhütlerimizi ortaya koydum. '35 İzmir, 35 proje'.
- Seçimden 11 ay sonra tablo nasıl?
Projelerimiz, İzmir'de ciddi hareketlenme sağladı. Olumlu bir algı yarattı. Umutsuzluk havası vardı, o kayboldu. Sonuçlarını görüyorlar: Oteller dolu, rezervasyon veremiyor. Sürekli İzmir'e yatırım yapmak isteyenler var. Brooking Enstitüsü, İzmir'i dünyanın en hızlı büyüyen 4. şehri seçti (Cidde, Riyad ve Şangay'dan sonra) seçti. 35 proje, Expo adaylığı, bunlar şehirde fevkalade sinerji oluşturdu.
İSTANBUL 34, İZMİR 35 OLACAK
- Projeler hangi aşamada?
35 projenin 9'una fiilen başladık. 11'inin de hazırlıklarını yaptık. Ankara-İzmir Yükse Hızlı Treni'nin ilk bölüm ihalesi, İstanbul-İzmir Otoyolu, İzmit köprüsünün ihalesi yapıldı. Adnan Menderes Havaalanı'nın kapasitesini 2.5 kat artıracak ihaleyi yaptık. 1.5 yıl içinde tamamlanacak. 300 milyon euro yatırım bedelli büyük bir dış hatlar yapılıyor. İzmir-Manisa arasındaki yılların efsane projesi olan Sabuncubeli Tüneli'ne başladık. Konak Tüneli'ni, Sahil Yolu'nu çevreyoluna bağlayan 2 km'lik tünel yapıyoruz. Alsancak, Pasaport, Hatay, Konak bölgelerinde, trafiği şehir trafiğine sokmadan direkt dışarıya veriyoruz. Ve kurvaziye liman. 2023'e kadar tüm bu projelerin toplam tutarı 50 milyar TL civarında.
- Bittiğinde nasıl bir İzmir olacak?
Hepsi bittiğinde kanaatim, 'İstanbul 34, İzmir 35' olacak. Yani ilk bir-iki! Plakalarına uygun bir konuma gelecek. Ankaralılar alınabilir ama Ankara Başkent. Başka hiçbir ille kıyaslanmaz.
- Başkanla aranız nasıl?
Kimseyle sıkıntımız yok. Kayıkçı kavgası yapmadığımız, hizmet yaptığımız için. İzmir'in hayrına bir iş varsa oradayız. Onlar boş tartışmalar.
KADİFEKALE, TEK KALEDİR
- Adaylığınızla birlikte İzmir'deki CHP üstünlüğü dolayısıyla 'Ak Parti iktidarının İzmir'i teslim alması' tezi tartışıldı. Hala canlı mı bu tartışma?
O algı kırıldı. Seçime kadar vardı ama... Bana önce 'İzmir kale' dediler. 'Ben kale male takmam. İzmir'in tek kalesi var o da Kadifakele' dedim. Seçimden sonra sorduklarında da 'İzmir artık çift kale' dedim. Seçim sürecinde dağıttığımız el kitabına 35 projeyi, maliyetiyle takvimiyle koyduk. İzmirli, projeler hangi aşamada diye şimdi takip ediyor. Bunların sahiplenilmesi önemli. Nasıl sahiplenir? İnandırıcı bulursa... Bu el kitabı diğer partileri telaşlandırdı. Dosya kağıdından 4-5 sayfa 105 proje vs. diye dağıttı. Kimse alıp okumadı. Çünkü ciddiye almadılar.
REFERANSINIZ DOKUZ OLSUN
- Projelerin ilerlemesi ve sonuçlanacağına dair inanç yaygınlaştıkça, İzmir'de siyaseten bir dönüşüm yaşanacağı öngörünüz var mı?
İzmir, bulunduğu halden memnunsa, söyleyecek bir şeyim yok. Ama değilse 'sesime kulak verin' diyorum. İzmir'in geleceği adına söylüyorum. Bunu söylerken de arkamızdaki 9 yıla bakın, ne yapmışız? Referansınız o, 9 olsun. Dolayısıyla, tüm bunları ortaya koyduktan sonra, kararını İzmir kendisi versin. Bizim İzmir'e bir zorlama yapmamız asla mümkün değil. İzmir Türkiye'nin aydınlık yüzü. Cumhuriyet'in kurulduğu, iktisadi alt yapının planlandığı ilk kongrenin toplandığı şehir. Ayrıca İzmir insanının özgüveni çok yüksek. Hangi gelir grubu ve sosyal sınıftan olursa olsun, insanlar kendilerinden çok emin. 'Ayıp olur bakana laf etmek' demeden, diyeceğini küt diye söylüyor. Bu iyi bir şey. Şehrin gelişmişliğinin, kentli olmanın bir göstergesi. O bakımdan İzmirliler'le kaynaşmamız zor olmadı.
Istanbul'a 3. havaalanı bu yılın son ceyreğinde
- Bakanlığınız icraatı konusunda en belirgin eleştiri, İstanbul Atatürk Havaalanı'ndaki rötarların sıklığı? 3. havalimanı var mı?
İstanbul'da günlük trafik 1100 oldu. 3. havalimanı olacak. Ama o yapılana kadar iyileştirmeye devam edeceğiz. İşin seyrüsefer tarafı var, yer hizmeti var. İşletmeler bazen kendi beceriksizliklerini havaalanına fatura ediyor. Bu nokta çok önemli. Bunlar konuşulmuyor.
- İşletmeler derken, özel havayollarını mı kastediyorsunuz?
Hepsini kastediyorum. Bağlantılarını tam kuramıyor, ekip vardiyalarını tam ayarlayamıyorlar. Bagajları vaktinde getirip aktaramıyorlar. Check-in, check-out işlemlerini tam yapamıyorlar. Envayi çeşit.. Bu sefer suçlu kim? Suçlu havaalanı, lodos bilmem ne yani... Fatura bize geliyor. Bundan kaçtığımdan değil de bunları çok konuşmakla bir yere varamayız. Bizim çözüm geliştirmemiz lazım. Gecikme bir realite. Dünyada var. Amerika'da New York'ta 4 havaalanı var ama bizten fazla gecikme var. Hub (birden çok bağlantının toplandığı merkez) niteliğindeki büyük şehirlerde aktarma kaçınılmaz. Ama bu gecikmeyi yönetmek ise ayrı bir marifet. Bizim de gecikmelerin yönetilmesiyle ilgili biraz daha koordinasyon sağlamamız lazım. Onun için çarşaf çarşaf yolcu hakları, konvansiyonları, bizim çıkardığımız yönetmelikler var. Eğer gecikme diye bir mefhum olmasa, bütün bunlara ne lüzum var. Otel sağlayacaksın, yemek vereceksin, şu kadar para vereceksin. Bunları biz yürürlüğe koyduk. Gecikmeler olmasa bunlar olmazdı ki!..
- Şöyle soralım o zaman: Bugün biz hemen her uçağın en az 15-20 dakika rötarlı kalkacağından neredeyse eminiz. Buna rıza mı göstermeliyiz?
Hayır. Gecikme bir istisnadır. Esas olan, vaktinde kalkışı sağlamaktır. Hassasiyet de hizmet kalitesi de burada ortaya çıkar.
- İstanbul'a 3. havalimanı ne zaman çıkıyor?
Bu yılın son çeyreğinde çıkarız.
- 3. havaalanının yeri için daha önce Silivri denilmişti?
Yok Silivri değil. Yeri daha açıklamıyoruz. Ama yakında açıklanır.
- 3. köprü güzergahıyla ilintili değil mi?
Tabii, ulaşımda entegrasyon sağlanmalı.
HER YERE HAVAALANI
- Sayın Başbakan'ın Çin gezisinde, THY Genel Müdürü, Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ'la konuşurken, bakanlığınızın 150 milyon yolcu kapasitesi hedeflediğinden, bu olursa dünya çapında ilk 3'e gireceğimizden söz etti. Bu doğru mu?
Doğru. Ama zaten bizim hedefimiz var. 2023 hedefinde, 400 milyon insan havayoluyla seyahat edecek diye. Biz 33 milyondan aldık, 9 yılda 120 milyona çıkardık. Daha da artacak. Havacılık bakir bir alan.
- 150 milyon kapasiteyle genel kompozisyon nasıl olacak?
Atatürk Havalimanı'nın fonksiyonunu tekrar gözden geçirmek lazım. Daha butik bir havaalanına dönüşür. Özel jetler gelebilir. Orası bir havacılık, fuar merkezi yapılabilir. Tabii bunu konuşmak için daha erken.
- Sabiha Gökçen?
O devam ediyor.
- Diyarbakır?
Diyarbakır'a yapıyoruz. Taksi yoluyla tamamen modern bir havalanı yapıyoruz. Sadece Diyarbakır değil. Her yere yapıyoruz, Şırnak, Iğdır, Bingöl'de yapıyoruz.
DEMİRYOLU DA BİTİNCE CEKETİMİ ALIP GİDECEĞİM
- Demiryolu taşımacılığında varılan noktayı değerlendirir misiniz?
(Gülerek) Demiryollarını da verince, benim işim biter. Ceketimi alıp gideceğim. Millet sanıyor ki, demiryolları özelleştiriliyor; peşkeş çekiliyor, klasik söylem. Böyle bir şey yok. Diyorum ki, havacılıkta ne yapıyorsam demiryolunda da onu yapıyorum. Ne dedik hava yolcu taşımacılığında? THY'nın yanı sıra A, B,C şirketi şartları taşıyan yatırımcı. Burada da aynı şeyi söylüyoruz. Diyoruz ki özel bir yoldur, kullanandan kilometre başına para alacağız. Alet edavat, sinyalizasyonu biz yönetmeye, hattı açık tutmaya, yeni hatlar yapmaya devam edeceğiz. Ama özel hat yapmak isteyene, 'buyur sen de yap' diyoruz. Yaptıktan sonra da 'ben kimseye kullandırmam' yok. Herkese açık, bedel karşılığında. Biz bunun için bakanlıkta Demiryolu Düzenleme Genel Müdürlüğü kurduk.
Radikal