Londra’daki olimpiyatlar için tesisler çevreye uygun inşa ediliyor!

- Dünyada ilk kez ‘çevreci olimpiyat’ yapılacak. Çevreci olimpiyat oyunları ne demek?

Evet ilk kez yapılacak. Bu yeni bir yaklaşım. Oyunların yapılacağı yerlerin sürdürülebilir bir yapısı olacak. Olimpiyat bitince halkın kullanabileceği yerler olmasına özen gösteriliyor. Olimpiyat binaları inşa edilirken orada yaşayanlara fayda sağlayacak bir çevre yaratılması gözetildi. Bu nedenle yıkılan binaların malzemelerinin yüzde 80’i yeni binaların yapımında kullanıldı. Başından beri amaç sürdürülebilir bir alan oluşturmaktı.

- Kaç bina bu şekilde inşa edildi?

Tam rakamını bilmiyorum ama stadyum da aynı şekilde yapıldı.

- Hangi malzemeler geri dönüşümlü?

Beton ve tuğlanın yanı sıra pencerelerin çerçeveleri gibi metaller binaların temellerini doldurmak içinkullanıldı. Pencerelerin çerçeveleri geri dönüşümlü, tavan malzemeleri ve bazı koltuklar da aynı şekilde. 

- Olimpiyatları almanın anahtarı nedir?

Konsept yaratmak önemli. Adaylığınızı açıkladığınızda bir konsept düşünmeniz gerekiyor. Olimpiyatlarda neyin olmasını ve neyi başarmak istiyorsunuz ve yaklaşımınız ne olacak? Adaylığımızı koymadan önce ne yapmak istediğimizle ilgili çok konuşup ve tartıştık. Şehrin bir kısmının yeniden yapılandırılması gerektiğine karar verdik. Olimpiyat köyü olarak düzenlenecek yerde yeni bir hayat kurmak istedik. İngiltere, yenilenebilir enerji ve sürdürülebilir yaşam konusunda çok fazla uzmana sahip. Bu projeyle aynı zamanda dünyaya örnek olabileceğimizi düşündük.

- Olimpiyatlar spordan fazlası değil mi?

Yabancı ülkelerle bağlantı kurmak, kültürünüzü tanıtmak için bir araçtır aynı zamanda. Olimpiyatlar ile birlikte kültürel olimpiyatlar da düzenlenecek.     British Council, dünyanın pek çok yerinde öğrencilerle eğitim projeleri yapacak. Olimpiyatlar aynı zamanda farklı ülkelerdeki iş dünyasını İngiltere’dekilerle buluşturacak. Eğer dünyanın değişik yerlerinden pek çok kişi bu organizasyonu izlemek için ülkenize geliyorsa neden iş anlaşmaları yapmasın? Onlara bu konuda fırsat veriyoruz. Olimpiyatı araç olarak kullanarak insanları bir araya getiriyoruz.

- Siz oyunları yerinde izleyecek misiniz?

Olimpiyatlara gidemeyeceğim çünkü tam da Türkiye’den ayrılacağımız döneme rastlıyor. Tatile çıkacağım ama televizyondan tabii ki takip edeceğim. Özellikle binicilik yarışlarını... Çünkü atı kontrol etmek büyük bir yetenek gerektiriyor.

THY reklamlarını izleyenler ‘Hadi Türkiye’ye gidelim’ diyor

- Birkaç gün önce İstanbul’un 2020 Olimpiyat Oyunları için resmi aday olduğu açıklandı. Ne düşünüyorsunuz?

İstanbul’un düzenlemesi muhteşem olur. Olimpiyatlar dünyadaki tüm ülkeler için büyük bir yenilik ve değişim. Pek çok kişi izlemek için ülkenize geliyor, yeni yapılar inşa ediliyor. Milyonlarca kişi ise televizyondan takip ediyor. Bu meselede zamanlama önemli. Türkiye’ye ilgi ve Türkiye’nin dünyada bilinirliliği hızla artıyor. Mesela Türk Hava Yolları’nın reklamlarını görüp ‘Hadi Türkiye’ye gidelim’ diyenlerin sayısı çok. 

İSTANBUL İÇİN KONSEPT YARATILMALI

- Peki İstanbul’un olimpiyatları alabilmesi için neler öneriyorsunuz?

Bir konsept yaratılmalı. Neyi başarmak istiyorsunuz ve bunu nasıl başarmak istiyorsunuz? Pratik olmayı nasıl sağlayacaksınız, insanlar şehirde nasıl seyahat edecek? Sporcular otelden stadyuma nasıl gidecek?

- Seyahat kısmı biraz zor değil mi İstanbul için?

Londra da aynı dertten mustarip çünkü dünyanın bütün metropollerinde sorun aynı. İstanbul metrosu her geçen gün gelişiyor. Bunları yapabilmek için çok zamanınız var. İstanbul’da bunu başarabilecek her şey mevcut. Güvenlik de bir başka önemli konu. Buraya gelenlerin güvenliğini nasıl sağlayacaksınız? VIP konukları nasıl koruyacaksınız? Çünkü başbakanlar, devlet başkanları, bakanlar ve kraliyet ailelerini kapanış seremonisinde ağırlamanız gerekiyor.

- Daha önceki İngiltere İstanbul Başkonsolosu saldırıda yaşamını yitirmişti. İstanbul’da kendinizi güvende hissediyor musunuz?

Dünyanın hemen her yerindeki büyük şehirlerde risk vardır. Her yer hedef alınabilir, bunlar her zaman her ülkede olabilir. Dört yıldır burada yaşıyorum ve kendimi güvende hissediyorum.

RUGBY OYNAMAYI BANA BABAM ÖĞRETTİ

- Sporla ilgileniyorsunuz değil mi?

Evet. Daha önce tenis oynardım. Rugby’yi hep takip ettim. Galler’de doğdum, orada rugby en yaygın spor. Babam bana rugby oynamayı öğretti, çünkü öğretecek başka çocuğu yoktu! Ailemin tek çocuğuyum. Motorsporları ve ralli izlemeyi de severim.

ÜÇ ÜVEY ÇOCUĞUM VAR

- Çocuğunuz var mı?

Eşimin ilk evliliğinden üç çocuğu var. En büyüğü 27, ikincisi 25, üçüncüsü 22 yaşında. İki büyük çocuğumuz Amerikan Ordusu’nda görevli. Biri Almanya, diğeri Güney Kore’de. En küçüğü ise ABD’de okuyor. Amerikan Ordusu’nu seçerek babalarının izinden gittiler. Eşim ABD’li, Amerikan Ordusu’ndan emekli. İngiltere’deki Aberdeen Üniversitesi’nde doktora yapıyor, şu an tezini yazıyor. Aynı zamanda haftada bir gün Bahçeşehir Üniversitesi’nde küreselleşme üzerine ders veriyor.

- Yakında görev süreniz doluyor. İstanbul’dan ayrılacağınız için üzgün müsünüz?

Dört yıl çok hızlı geçti... Temmuz ayında ayrılıyoruz. Çok üzülüyorum. Tatillerde mutlaka İstanbul’a geleceğim, çünkü burada çok arkadaşım var.

- Diplomat olmanın zor ve iyi tarafları nedir?

Sürekli ülkelerarası taşınmak zorunda olmak zor tarafı. Bir ülkeye gidiyorsunuz, arkadaşınız dostlarınız oluyor. Tam iyi ilişkiler geliştiriyorsunuz, görev süreniz bitiyor. İyi tarafı ise farklı ülkelerde çalışmak ve yaşamak. Çünkü turist ya da iş için gittiğinizde bir algı oluşuyor kafanızda. Ama o ülkede yaşadığınızda orayı tam anlamıyla tanıyorsunuz.

İngİltere’de holiganların pasaportlarına el konuldu

- İngiltere’nin  Ankara  Büyükelçisi David Reddaway, Türkiye’de Rizespor’a sempati duyuyormuş. Ya siz?

İstanbul’daki üç büyük takımdan birini söylersem şu anki çalışma arkadaşlarımdan bir kısmı benimle konuşmaz. İngiltere’de Cardiff City’yi tutuyorum. Doğduğum yerin takımı.

TARAFTAR ÖNLEYECEK

- İngiltere’de holiganizm büyük bir sorundu. Nasıl çözüldü bu sorun? Türkiye’de de taraftarlar arasında olaylar yaşanıyor. Bunun çözümü için ne yapılmasını önerirsiniz?

Çok uzun ve zorlu bir süreçti bizim için. Yetkili ve polislerin harekete geçip önlem alması gereken bir konu. Aynı zamanda futbol kulüplerine de görev düşüyor. İngiltere’de her kulübün resmi taraftar birlikleri var. Polis bunlarla işbirliği içinde. Takım ve taraftarlara ‘Eğer kötü bir şey olursa senin takımının itibari için iyi bir şey değil. Taraftarın iyi davranması için bize yardımcı ol’ denildi. Taraftar birlikleri de bunun kendi yararına olduğunu anladı, polise yardım etti. Kendi aralarında olay çıkaranları belirlediler. Futbol seyrinden yasaklanan kişilerin pasaportları da alındı, takımlarının yurtdışındaki maçlarını izlemeleri de engellendi. Başarının püf noktası taraftarla polisin işbirliği yapması. Böylece taraftar kendine çekidüzen verdi.

- Wimbledon Tenis Turnuvası dünyanın en prestijli Grand Slam’i. Ama hiç İngiliz tenisçi şampiyon olamıyor. İronik değil mi?

Evet, son şampiyonu hatırlamıyorum bile. Her zaman çok yaklaşıyoruz kazanmaya ama başaramıyoruz.

Star