ODTÜ'lü profesörden depremde bina yıkmayan damper teknolojisi!
ODTÜ Mühendislik Bilimleri Öğretim Üyesi Prof. Dr. Murat Dicleli, mevcut bina ve köprüleri deprem etkisine karşı koruyan ''Deprem Enerji Sönümleyici'' cihazı geliştirdi
Cihaz için Dünya Patent Organizasyonu'ndan patent için teknik onay alındı.
Çelikten yapılan cihazın monte edildiği bina ve köprülerde, deprem enerjisi yapıyı ayakta tutan kolon, kiriş gibi esas yapı elemanları tarafından değil, damperler tarafından emiliyor ve böylece yapının yıkılması engelleniyor.
''Deprem Enerji Sönümleyici'' isimli buluş, ODTÜ'deki araştırmalardan ticari hale dönüştürülen ilk araştırma ürünleri arasında yer alıyor. Buluş için ana konusu yapı malzemeleri olan Alman Maurer Söhne GmbH&Co. KG firması ile lisans anlaşması yapıldı.
ODTÜ Mühendislik Bilimleri Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Murat Dicleli, buluşuyla ilgili yaptığı açıklamada, dünyada iki tür damper teknolojisinin bulunduğunu, geliştirdikleri damperin ise mevcut yöntemlere göre üstünlükleri bulunan yeni bir yöntem olarak dünya literatürüne girip, ürün haline getirildiğini bildirdi.
Yapılarda oluşacak hasar ve buna bağlı can kaybının, yapının temelden ayrılarak temel ile yapı arasına kayıcı yüzeyler ile birlikte monte edilen ve damper olarak adlandırılan enerji sönümleme cihazları tarafından önlenebileceğini belirten Dicleli, ''Bu damperlerin monte edildiği yapılarda, deprem enerjisi yapıyı ayakta tutan kolon, kiriş gibi esas yapı elemanları tarafından değil, deprem etkisi altında temel seviyesinde ötelenen damperler tarafından emilir ve yapının hasar görmesi engellenir. Başka bir deyişle hasar yapıda değil damperlerde meydana gelir'' bilgilerini verdi.
Deprem hasarını yerli teknoloji engelleyecek
ODTÜ Mühendislik Bilimleri bünyesinde mevcut teknolojilere göre pek çok üstünlüğü bulunan ''MRSD'' adı verilen damperin deprem enerjisini sönümlemek üzere üç yıllık aralıksız bir bilimsel çalışma sonucunda geliştirildiğini bildiren Dicleli, şöyle konuştu:
''Damper, üstte ray sistemi ve altta enerji emici sistem olmak üzere iki ana kısımdan oluşuyor. Enerji emici sistem, sekiz çelik silindirden oluşuyor. Çelik silindirler altta bir bağlantı plakasına sabitleniyor, üstte ise sekiz çelik kol ve bu kollara bağlı kayıcılar vasıtasıyla ray sisteminin içerisine oturuyor.
Ray sistemi, bina ve köprülerde üst yapıya, enerji emici sistem ise binalarda temele, köprülerde ise ayaklar üzerine monte ediliyor. Deprem sarsıntısı esnasında ray sistemi ve enerji emici sistem arasında oluşan göreli yatay ötelemeler nedeniyle enerji emici silindirler çelik kolların hareket etmesiyle birlikte dönerek enerji emer ve yapı elemanlarında oluşacak hasarı sınırlıyor. Başka bir deyişle, hasar binada değil enerji emici silindirlerde oluşuyor.''
Üstünlükleri
Prof. Dr. Dicleli, damperlerin Japonya, Yeni Zelanda ve ABD'de 1970'li yıllardan beri yaygın şekilde kullanıldığını dile getirerek, çelikten imal edilen damperin ise piyasada pazarlanan teflon alaşımlı kayıcı malzemelerden ve lastikten yapılmış yabancı kaynaklı bu ürünlere kıyasla çok daha iyi bir performansa sahip olduğunu belirtti.
Cihazda çalışma mekanizmasında depremin şiddetine göre çok daha fazla direnç gösterme özelliğinin bulunduğunu kaydeden Dicleli, ''Cihaza depremin etkisiyle daha çok kuvvet etki ettirdiğinizde cihaz da buna çok daha büyük bir direnç gösteriyor. Yani cihaz kendini akıllı şekilde depremin şiddetine göre uyarlıyor. Bu özellik, cihazı dünyadaki diğer cihazlardan farklı kılıyor'' ifadelerini kullandı.
Cihazın mevcut teknolojilerin aksine çevre faktörlerinden etkilenmediğini, bu nedenle çok sıcak ya da soğuk iklimde yüksek performansla çalıştığını anlatan Dicleli, ayrıca çelikten imal edildiği için aşınma göstermediğini söyledi.
Dicleli, damperlerin servis ömrünün mevcut teknolojilerde 25-50 yıl arasında değişirken, yeni teknolojilerinde 125 yıl olduğunu bildirdi.
Kullanım yerleri
Dicleli, teknolojilerinin daha çok hastane, bilgisayar ekipmanlarının bulunduğu önemli yapılar, data merkezleri, askeri ve devlet yapıları, müzeler gibi önemli yapılarda binanın temeline basit kayıcı mesnetlerle birlikte yerleştirilebileceğini söyledi.
Teknolojinin henüz apartmanlara ve küçük evlere temel seviyesinde koymak için ekonomik olmadığını ancak cihazın diğer bir versiyonunun bu tür binalarda yapısal çerçeve sistemine yerleştirilebileceğini dile getiren Dicleli, ''Cihazımız, Münih Askeri Üniversitesi'ndeki testleri başarıyla sonuçlandı. Bundan sonraki süreçte de laboratuvarımızda cihazı daha ekonomik hale getirmek üzere testleri gerçekleştireceğiz. Bu amaçla cihazı Almanya'da imal ettirdik. Testlerimiz tamamlandıktan sonra cihaz tamamen ticari hale gelebilecek'' dedi.
Prof. Dr. Dicleli, cihazın Dünya Patent Organizasyonu'ndan patent onayını elde ettiklerini belirterek, bundan sonraki süreçte ABD, Avrupa, Çin, Japonya, Hindistan ve Rusya'dan patent alma girişimlerine ODTÜ Teknokent aracılığıyla başladıklarını sözlerine ekledi.
AA