19 / 11 / 2024

Gökçeada'da yapımı süren havaalanı yıl sonunda tamamlanacak

Gökçeada'da yapımı süren havaalanı yıl sonunda tamamlanacak

Çanakkale'ye bağlı, Ege Denizi'nin kuzeyinde yer alan Türkiye'nin en büyük adası olan Gökçeada, eski adıyla İmroz, ülkemizde güneşin en son battığı yer unvanına sahip




Gökçeada Belediye Başkanı Yücel Atalay, 2000'li yıllardan sonra adada turizmin oturmaya başladığını söyledi. Türkiye'nin en büyük adası olan Gökçeada'nın şu anda kendi potansiyeli ile ayakta kalabilecek duruma geldiğini ifade eden Atalay, "Dünyanın en sağlıklı hava kordonunun bulunduğu bir yerdeyiz. İnsanlar belki 150 yıl yaşamıyor, 100 yıl yaşıyor ama sağlıklı yaşıyor. Bu da buradaki oksijen kordonundan kaynaklanıyor. Kuzey Ege'nin böyle bir güzel tarafı var" dedi.

Gökçeada'nın yıllarca "ulaşılabilir" bir ada olmadığını, sıkıntıların bundan kaynaklandığını anlatan Yücel Atalay, şöyle konuştu: "Ancak Başbakanımızın 2005 ve 2007 yıllarında buraya gelmesinden sonra, sürekli ulaşım sıkıntısı dile getirildi. Çanakkale Boğazı ile adalar arasında deniz ulaşımını sağlayan GESTAŞ'a ödenek aktarıldı. Gökçeada 1 gemisi ve yeni bir araba vapuru alındı, deniz otobüsü yapıldı. Ulaşılabilirliği sağlamadığınız sürece böyle beldelere insanları çekme şansınız çok zor. Kaleköy ovasında yapımı devam eden hava alanımız bitmek üzere. Üst yapı ihalesi yapıldı. 2 bin 400 metre uzunluğunda olacak. Çanakkale havaalanından daha büyük bir hava alanına sahibiz. 31 Aralıkta tamamen bitmiş olacak, önümüzdeki sezon hizmete açılacak."

ADANIN KENDİSİ CAZİBE MERKEZİ
Yücel Atalay, Gökçeada'nın kendisinin bir cazibe merkezi olduğunu söyledi. Huzurlu, temiz denizi olan, rahat bir yerde tatil yapmak isteyenlere adayı tercih etmelerini tavsiye eden Atalay, turizmde, Gökçeada'nın potansiyelini ön plana çıkarmaya çalıştıklarını vurguladı.

Kuzey Ege adalarının sezon olarak sıkıntılı bir durumu bulunduğunu, sezonun 60-70 günle sınırlı olduğunu dile getiren Atalay, "Ama Gökçeada'nın bir artısı var. Doğu Akdeniz bölgesinin en iyi sörf alanına sahip" şeklinde
konuştu. Alternatif turizm kaynaklarının ortaya çıkarılmasıyla adada turizm sezonunun 8 aya çıkarılabileceğini anlatan Atalay, şöyle devam etti:"Son 5 yıldır bunu yaşıyoruz. Artık sörf burada bilinir hale geldi. Bulgaristan'dan, Romanya'dan insanlar gelip burada sörf yaparak turizme katkı sağlıyor. Tabi bunu daha iyi duyurup daha farklı ülkelerden insanları çekmemiz gerekiyor. İnsanları buraya çekebilmemiz için tesisleşme şart. Burası sit bölgesi ilan edilmiş, ama altyapısı yapılmamış. Elimiz kolumuz bağlı. Şimdi biz haritalar yapıyoruz, bu haritalar bittikten sonra turizm amaçlı koruma planlarını da devreye sokacağız. Bunlar bittikten sonra tesisleşmenin de önü açılacak. O zaman çok daha farlı olacak. Bu bir sarmaldı. Ortak akılla çözülmeye başlandı. Gökçeada, 5 yıl sonra ülkesine kaynak aktarabilecek konuma gelecek. Bu da turizmde yaratmış olduğu katma değerle olacak."

"GÜNEŞİN EN SON BATTIĞI EN SON UÇTAYIZ

Gökçeada Belediye Başkanı Yücel Atalay, adanın çok verimli ovalara sahip olduğunu bildirdi. Türkiye'de güneşin en son battığı, uç noktada olduklarını belirten Atalay, "Domatesin en ucuz olduğu dönemlerde, bizde domates oluyor. Dolayısıyla ürettiğinizin ekonomik bir değeri olmuyor" dedi.

Bu nedenle "Organik Yaşamı Adada Öğrenmek" projesini geliştirdiklerini dile getiren Atalay, proje ile tarımı turizmin içine entegre etmek istediklerini anlattı. Dünyada organik yaşam üzerine bir trendin var olduğunu, insanların sağlıklı ürünler tüketmek istediklerini ifade eden Atalay, insanların sağlıklı yerde turizm yapmak istediklerini vurguladı.

Atalay, bu kapsamda AB için hazırladıkları "Organik Yaşamı Adada Öğrenmek" projesinin kabul edildiğine işaret ederek, tarımı turizmin içinde aplike etmek istediklerini anlattı. Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi ile yaptıkları çalışmalar sonucunda adaya fakülte kurulacağı bilgisini veren Atalay, bir beldenin yaşayabilmesi için o beldenin belli bir nüfusa ulaşması gerektiğine işaret ederek, şöyle konuştu: "Ada en az, 12-15 bin nüfusa sahip olmalı. Başka yerlerden insanları getirerek, köy kurarak, beldeyi hareketlendirme şansımız bulunmuyor. Çünkü adalılık farklı bir şey, bir kültür. Dolayısıyla nitelikli insan gücüne ihtiyacımız var" diye konuştu.

EZAN SESLERİ İLE ÇAN SESİNİN GÖĞE YÜKSELDİĞİ HUZURLU BİR ADA

ÇOMÜ Gökçeada Meslek Yüksek Okulu'nun yanına 4 yıllık Uygulamalı Bilimler Yüksek Okulunun açılacağını ifade eden Atalay, fakülte ile birlikte adada 6 yıl içinde öğrenci nüfusunun 5 bin olmasının hedeflendiğini açıkladı. Bu sağlandığında adanın kendi kendisine yeter hale geleceğini belirten Atalay, "Yunanistan ortada. Sadece adalardan elde edilen turizm geliri ile geçiniyor. Gökçeada ve Bozcaada da, doğru kurgulanırsa, ülkesine daha faydalı hale getirilecektir. Bozcaada kardeş adamız. Turizm bir üründür, ürünün pazara sunulurken tam olması gerekiyor" dedi.

Alternatif turizm kaynaklarının hayata geçirilmesi ile insanların adaya "mahrumiyet" yeri olacak bakmayacağını, mahrumiyetlerin biteceğini belirten Atalay, sözlerini şöyle sürdürdü: "Mahrumiyete de şöyle bakmak lazım. Türkiye'nin 4 bir yanından gelen insanların oluşturduğu bir halk var Gökçeada'da. Bu halkı hangi politikaları geliştirirseniz geliştirin kolay kolay bir araya getiremezsiniz, zordur. Ama mahrumiyet öyle değil. Mahrumiyet insanları bir araya getiriyor. Mahrumiyeti de olsa Gökçeada yaşanılabilir yerdir. Zaten mahrumiyeti de kalkıyor. GESTAŞ, çok iyi hizmet veriyor. Eksiklikler vardır ama yeni alınacak gemilerle bu tamamlanabilir. Ulaşımı çözdükten sonra mahrumiyeti kalmaz. Eylül ayında hava ambulansı Çanakkale'ye konuşlanıyor. Dolayısıyla bizim hasta naklimizde de sıkıntı çıkmayacak. Adada 4 Rum köyümüz, 5 Türk köyümüz var. Adadaki Rum sayısı kışlık olarak 180 civarında. Yazın biraz fazlalaşıyor. Burası huzurlu bir yer. İki toplumun yaşadığı huzurlu bir yer. Burası ezan sesleri ile çan sesinin birlikte göğe yükseldiği huzurlu bir ada."
AA


Geri Dön