Gökhan Çeliktürk: Depreme dayanıklı yapılar üretilmeli!
Türkiye’nin Marmara depreminden ders çıkartmadığından dolayı Van’da aynı acıyı bir kez daha yaşadığını dile getiren Gaziantep inşaat Mühendisleri Odası Başkanı Gökhan Çeliktürk, “Sorun deprem değil depreme dayanıklı yapı üretilmemesidir” dedi.
Merkez üssü Gölcük olan 17 Ağustos 1999 depreminin üzerinden tam 17 yıl geçti. Deprem şiddeti 7.4 olan 99 depremi yaklaşık 50 saniyede binlerce insanın canını almıştı. Her yıl olduğu gibi bu yıl da TMMOB adına Gaziantep İnşaat Mühendisleri Odası bir açıklama yaptı. Basın açıklamasının içeriğini depreme karşı alınması gereken önlemler oluşturdu.
‘BEDEL VERDİK, DERS ÇIKARMADIK’
1999 yılında yaşanan Marmara depreminden gerekli derslerin çıkartılmadığını ve aynı can kayıplarının 2011 yılında Van depreminde de kendisini gösterdiğini ifade eden Çeliktürk, “Yapı üretim sürecindeki eksiklikler, mevcut yapıların durumu ve ülkemizin kentleşme ile ilgili politikaları, afete hazırlık konusu ve ilgili mevzuatlar olmak üzere geniş bir yelpazede ortaya çıkan yetersizlikler ve hatalar gözler önüne serildi. Ne yazık ki 1999 depremlerinin ortaya çıkardığı ağır bedellerden yeterli ölçüde ders çıkarılmaması, 2011 Yılında yaşamış olduğumuz Van depreminin acı yüzüyle bir kez daha anlaşıldı” dedi.
YIKICI FAY HATLARI MEVCUT
Türkiye’nin konumu dolayısı ile birçok deprem fay hattına yakınlığından bahseden Çeliktürk, “Konunun tüm ilgili tarafları, Van Depremi nedeniyle ülkemizin deprem gerçeğini bir kez daha hatırladılar. Ülkemizin en yıkıcı fay hattı olan “Kuzey Anadolu Fay Hattı” başta olmak üzere farklı bölgelerimizin deprem tehlikesi altında olduğu Van Depremi ile bir kez daha gözler önüne serildi” açıklamalarında bulundu.
DEPREM KADER OLARAK GÖRÜLMEMEİ
Depremin doğa olayı olmasına rağmen alınmayan önlemlerle kader diyerek geçiştirmenin doğru olmadığını vurgulayan Çeliktürk, “Elbette, deprem bir doğa olayıdır. Bir doğa olayının afete dönüşmesi insan kaynaklı eksiklikler ve hatalar zincirinin bir sonucu olarak ortaya çıkmaktadır. Ülkemizde 6 ve üzeri büyüklükteki her deprem önemli ölçüde can ve mal kayıplarına neden oluyor. Sorun bir doğa olayı olan depremin kendisinde değil, depreme dayanıklı yapı üretilmemiş olmasında yatmaktadır. Gerekli önlemleri almamaktan ya da denetimsizlikten kaynaklanan olumsuzlukları “kader” olarak değerlendirmemek gerekir. Bunun yerine mühendislik bilimine uygun hareket edilmeli, deprem büyüklükleri dikkate alınarak yapı üretim yerleri ve yapı üretim süreci bilime ve bilgiye dayalı olarak yönetilmelidir” ifadelerinde bulundu.
DEPREM RAPORU TBMM’YE SUNULDU
İnşaat Mühendisleri Odası olarak TBMM’ye deprem raporu sunduklarını ve depreme karşı alınması gereken önlemleri belirttiklerini ifade eden Çeliktürk, “Bugüne kadar ülkemizin deprem gerçeğinin bilinmesine yönelik birçok çalışma yapılmıştır. İnşaat Mühendisleri Odası olarak deprem gerçeği ile ilgili hazırlamış olduğumuz raporu TBMM Deprem İnceleme ve Araştırma Komisyonuna kapsamlı bir sunumla anlattık. Bu raporla yapı denetimi ve mühendislik eğitiminin eksikliğine plan kavramı ve kentsel planlamanın nasıl olması gerektiğine dikkat çekilmiştir. Ayrıca mesleki etik ve mesleki yeterlilik üzerinde durularak yetkin mühendislik konusuna da dikkat çekilmiştir” dedi.
OLASI BİR DEPREME HAZIR DEĞİLİZ
17 Ağustos depreminin üzerinden 17 yıl geçmesine rağmen başta İstanbul olmak üzere hiçbir kentin depreme hazır olmadığını vurgulayan Çeliktürk, “17 Ağustos Depreminin üzerinden 17 yıl geçmiş olmasına rağmen İstanbul başta olmak üzere, kentlerimiz depreme hazır değil. Odamız, bugüne kadar mühendislik eğitiminden yapı üretim sürecine kadar geniş bir yelpazede görüş ve önerilerini defalarca kamuoyuyla, ilgili idari ve siyasi birimlerle paylaşmıştır. Odamız tarafından bu konuya ilişkin çeşitli raporlar hazırlanmış, ilgili bakanlıkların düzenlediği bilimsel içerikli etkinliklere katılarak değerlendirmelerde bulunulmuş, deprem ve ilgili konularda çok sayıda bilimsel-mesleki etkinlikler, meslek içi eğitimler düzenlenmiş, depremin unutulmaması ve depreme yönelik duyarlılığın artırılması amacıyla kitlesel eylemler, yürüyüşler organize edilmiştir” açıklamalarına yer verdi.
SAHTE MÜHENDİSLER TÜREDİ
Hükümetin acil alması gereken önlemlerle imzacılık ve sahte mühendislere karşı harekete geçmesi gerektiğini söyleyen Çeliktürk, “Ancak son yıllarda iktidarın mesleğimizi ilgilendiren konularda yaptığı değişikliklerle; meslek odalarının üyelerini denetlemesi, sicillerini tutması, mesleki faaliyetlerini kayıt altına alması engellenmiş, meslek odalarının üyeleriyle olan ilişkileri zayıflatılmıştır. “İmzacılık” ve sahte mühendisler mesleğimizin güvenirliğini aşağılara çekmiştir. Bu durum haksız bir rekabeti gündeme getirdiği için mühendislik hizmetlerinde kalite düşmüştür. Mevzuat ve uygulamaya ilişkin yapılan değişiklikler, yapı üretim sürecini denetimsizliğe mahkum etmiştir” dedi.
Gaziantep Oluşum