Çiğdem Toker köşe yazısı Haberi
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, 2011 genel seçimlerinin ardından kurulurken bürokrasinin temel beklentisi, TOKİ'nin buraya bağlanacağı yönündeydi. Üstelik bu beklentinin tek gerekçesi; yeni bakanlığın başına, aralıksız sekiz buçuk yıl TOKİ Başkanlığı yapmış Erdoğan Bayraktar'ın getirilmesi de değildi.
Her iki kurumun konu, yetki ve sorumluluk alanlarında örtüşen kentsel dönüşüm, dar gelirlilere konut, gelir paylaşımı modeli gibi temel politikalar, böyle bir hukuki bağı gerekli kılıyordu.
Ancak Başbakan Tayyip Erdoğan, bütün beklentileri boşa çıkararak TOKİ'yi "uhdesinde" tutmayı sürdürdü.
"Pragmatik bir siyasetçi" olarak, Başbakan Erdoğan'ın bu tercihi kullanırken, iç içe girmiş üç yararı gözettiği düşünülebilir: • TOKİ'nin performansı üzerinden, seçmen algısı nezdinde "siyasi başarısı"nı maksimize etmek.
• Bir bakanlığa bağlı olması halinde uzayacak, dolayısıyla zaman kaybettirecek işlemleri tek imzada çözmek.
• "Kentsel dönüşüm "ün en büyük çıktısı olan rant...