kadıköy kartal metro açılışı Haberi
“Trenler dünyanın arka tarafında ilerler. Hiçbir araba yolculuğu, bir memleket hakkında tren yolculuğu kadar fikir veremez. Bahçelerimize, çatı katlarımıza ve barakalarımıza bakarsınız. İplerde kuruyan iç çamaşırlarımızı görürsünüz. Bahçe süslerimize, kerevizlerimize, pırasalarımıza, verandalarımıza ve tuğladan yapılma barbekülerimize bakarsınız. Rayların kenarındaki yere sabitlenmiş tozlu mermer ve granitlerin sevdiklerimizin son durağı olan yeri simgelediklerini görmek istiyorsanız, trene binin” der Dimitri Verhulst, Şeylerin Boktanlığı’nda.
Hakikaten, trenler, belediye başkanlarının önünde gururla durup poz veremeyeceği ne varsa, gösterir. Paslı üstgeçitler, kokulu dereler, akşam pazarları, çimenlerde bira içen işçiler. Canım Haydarpaşa ’dan banliyö trenine binerseniz mesela, bir süre otların, yeşillerin arasından süzülürsünüz. Sonra evlerin içlerini görürsünüz. Mutfakta akşam yemeği için sigara böreği kızartanları ya da eski bir lambanın soluk ışığı altında kitap okuyanları... Elinizi uzatsanız dokunacak kadar...