Gürsel Küsek: Arazi toplulaştırma olmazsa olmaz!
Tarım ve Köyişleri Bakanlığı Tarım Reformu Genel Müdürü Dr. Küsek, "Arazi küçüldükçe tarımsal faaliyetlerden elde edilen gelir azalıyor, arazi büyüdükçe daha az girdi masrafı oluşuyor. Bu nedenle arazi toplulaştırması Türk tarımının olmazsa olmazı" dedi
Tarım ve Köyişleri Bakanlığı Tarım Reformu Genel Müdürü Dr. Gürsel Küsek, "Türk tarımının en önemli sorunu olan bölünmüş, parçalanmış arazilerin toplulaştırılması amacıyla başlattıkları çalışmaların sürdüğünü, bu çalışmaların hem çiftçiler hem de kamu
yatırımları açısından çok önemli faydalar içerdiğini" söyledi.
Küsek, arazi toplulaştırması çalışmalarını yerinde incelemek amacıyla geldiği Adananın Yumurtalık ilçesinde yaptığı açıklamada "arazi toplulaştırma"nın, meslektaşları arasında az bilinen bir kavram olduğunu belirterek, "İnsanlar fotoğrafın bütününü göremiyor. Bizim bunu çok iyi anlatmamız gerekiyor. Arazi küçüldükçe tarımsal faaliyetlerden elde edilen gelir azalıyor, arazi büyüdükçe daha az girdi masrafı oluşuyor. Bu nedenle arazi toplulaştırması Türk tarımının olmazsa olmazı" dedi.
Çeşitli nedenlerle ekonomik olarak tarımsal faaliyetleri yapmaya imkan vermeyecek biçimde parçalanmış, dağılmış, bozuk şekilli parsellerin modern tarım işletmeciliği esaslarına göre ve sulama hizmetlerinin en uygun şekilde gerçekleşmesine olanak sağlayacak şekilde birleştirilmesi, şekillendirilmesi ve yeniden düzenlenmesi işlemine "arazi toplulaştırması" denildiğini vurgulayan Küsek, şunları söyledi:
"Bizim, bu çalışmalardaki amacımız; tarım işletmelerinin sahip oldukları küçük, parçalı ve dağınık arazileri modern tarım işletmeciliğine göre yeniden düzenleyerek, daha az zaman, işgücü ve sermaye kullanımını sağlamak, üretim faktörlerinden en iyi biçimde yararlanarak tarımsal üretimi ve tarım işletmelerinin verimliliğini artırmak ve kırsal kesimdeki nüfusun hayat standartlarını yükseltmektir."
Küsek, Türkiyede arazi parçalanmasının nedenlerine de dikkati çekerek, "Ülkemizde tarım işletmelerinin sahip oldukları araziler miras ve diğer nedenlerle her geçen gün daha da küçülüyor. 1950 yılında işletme sayısı 2,2 milyon, ortalama işletme büyüklüğü de 100 dekar iken, 2000 yılında işletme sayısı 3,02 milyona çıkmasına rağmen ortalama işletme büyüklüğü 61 dekara düşmüştür. İşletme ölçeği küçülürken parça sayısı da artmaktadır. Bugün işletme başına ortalama 7 parça arazi düşmektedir" dedi.
Türkiyede işlenebilir tarım arazisinin 25 milyon hektar, ekonomik olarak sulanabilir arazinin 8,5 milyon hektar olduğuna dikkati çeken Küsek, şunları söyledi; "2010 yılı verilerine göre halk sulamaları da dahil olmak üzere yaklaşık 5,3 milyon hektar alan sulamaya açılmıştır. Böylece ekonomik olarak sulanabilecek tarım arazisinin yüzde 62si sulama imkanına kavuşturulmuştur. İleriki yıllarda sulamaya açılacak alan ise 3,2 milyon hektardır. Sulamaya açılmış alanlarda sulama oranları bölgelere ve tesislere göre değişmekle birlikte yüzde 20 ile yüzde 80 arasında seyrediyor. Sulama oranlarının düşük olması milli ekonomi için önemli gelir kayıplarına yol açıyor."
Uydu verileri ve en son hesaplama teknolojileri kullanılarak yapılan çalışmaya göre Türkiyede toplulaştırması yapılabilecek arazi miktarının 14 milyon hektar olarak hesaplandığını ifade eden Küsek, "Bunun 8,5 milyon hektarını sulu ve 5,5 milyon hektarını da kuru alanlar oluşturmaktadır" diye konuştu.
Küsek, sulama şebekelerinde, sulama oranlarının ve sulama randımanlarının düşük olmasının en önemli nedenlerinden birisinin de sulama projelerinin toplulaştırmasız ve tarla içi geliştirme hizmetleri dikkate alınmadan inşa edilmesi olduğunu vurguladı.
TABİATI KORUMA ALANLARI
Gürsel Küsek, yaptıkları bu çalışmalarda Tabiatı Koruma Alanı ile ilgili sorunlar yaşadıklarını ve bunları çözmek için yoğun bir mücadele verdiklerini belirterek, şöyle devam etti: "Bir kanun çıkıyor, ertesi gün köye gidiliyor, kapı çalınıyor, kanun
çıktı burası tabiatı koruma alanı oldu, sen bundan sonra burayı sürme deniyor. Adam da şaşırıyor. Bu nereden çıktı, ben burada karnımı doyuruyorum. Burayı sürerim diyor. Ama bu sadece Türkiyede değil dünyanın her yerinde böyle oluyor.
Peki başkaları bu sorunu nasıl çözüyor Oturuyorlar, bir hesap yapıyorlar. Eğer orada tabiatı koruma alanı olması gerekiyorsa ve oraya da insanların girmemesi gerekiyorsa benim bu insanlara aldığım kadar üretim aracı sağlamam lazım."
FAYDALARI
Küsek, arazi toplulaştırmasının hem çiftçiler açısından hem de kamu yatırımları açısından çok önemli faydalar içerdiğine dikkati çekerek, şunları kaydetti:
"Bizim bu çalışmalarımızda, bir kişinin köy sınırı içerisinde birden fazla arazisi varsa bunlar birleştirilerek mümkün olduğunca tek parça haline getirilmesi sağlanıyor. Biz herhangi bir köye giderken ne yapacağımızı bilmiyoruz. Firmaya köye gidin, önce köyü bir araştırın, köyün parsellerinin yapısını inceleyin, mülkiyet durumuna bakın. Arazi toplulaştırma genel başlığı altında o köyde hangi sorunları çözebileceksek belirleyin diyoruz. Bunun yanı sıra bir de rapor istiyoruz. Bu raporda köyün kanalizasyon
durumu, köy içi yolların durumu, köydeki parsellerin büyüklüğü ve hisse dağılımı, parsellerin yol durumu, drenaj, tesviye, taş toplama, arazi iyileştirme çalışmaları gibi tarla içi geliştirme çalışmaları gibi konuların hepsi yer alıyor."