06 / 05 / 2024

Haldun Hürel: İstanbul'un simgesi Mimar Sinan!

Haldun Hürel: İstanbul'un simgesi Mimar Sinan!

3 Hürel grubundan tanıdığımız Haldun Hürel, tam bir İstanbul aşığı. 950 sayfalık kitabı İstanbulun Ansiklopedik Öyküsünde, Güngörenden Nişantaşına her semtin hikayesini anlatmış. Hürel, Halk sadece AVM gezmekle yetinmemeli diyor



İstanbul sizin için ne ifade ediyor
Hani eskiler derdi ya, İstanbul divanesi, İstanbul delisi, aşığı... Benim bu tarihi kente karşı çok küçük yaşlarımdan bu yana, işte öyle bir bağlılığım, sevgim ve ilgim var. Dünyanın hiçbir yerine değişemem. İstanbulun zengin tarihi ve topoğrafik konumunun görkemi, beni bu kente bağlayan en önemli olgular. İstanbul benim için çok derin bir tarih kuyusu. İçine girdikçe daha da derinleşen, heyecan veren bir tarih kuyusu...

Böyle bir kitap yazma fikri nasıl ortaya çıktı
Daha önceki yıllarda çıkardığım, ama alfabetik olarak tanımladığım İstanbul kitabımı, geniş kapsamlı bir ansiklopediye dönüştürme kararı sonucunda, İstanbulun Ansiklopedik Öyküsünü yazdım. Konusunda ilk olan bu çalışmadan başka benim bildiğim iki ansiklopedi var: Biri, üstat Reşat Ekrem Koçununki, diğeri de Tarih Vakfının sekiz ciltlik eseri. Ama sokak, cadde, mahalle, semt, bölge ölçeğinde hazırlanmış bir çalışma yoktu. Benim ansiklopedim, şu sorulara yanıt veriyor: Bu sokakların anlamı nedir Nasıl oluşmuşlar Hangi tarihi eserlere sahipler Sokaklara isimlerini veren kişiler kim İlginç isimli bir sokağın adı nereden geliyor Şu sıralar ansiklopedimi daha da genişletme uğraşındayım. Belki iki, belki üç cilt olacak.

Bu kadar dağınık bilgileri toplayıp derlemek zor olmalı...
Başka İstanbul kitaplarımı yazarken de bu ansiklopedim için çalışıyor ve malzeme topluyordum. Tüm İstanbulu adım adım, Tarihi Yarımadayı ise santim santim dolaştım. Saha araştırması yapmadan, sadece masa başında bir İstanbul kitabı zaten yazılamaz. Yıllarımı verdim bu işe. Tahmin ediyorum, sadece ansiklopedim için sekiz yıl uğraştım, seve seve, aşkla...

İstanbulda sizi hikayesiyle en çok etkileyen semt hangisi
Kesinlikle Fener! Patrikhanenin üst tarafında ve Fener-Balat arasındaki sırtta Moğolların Meryemi kilisesi (Aya Maria Muhliotissa) var... Küçücük... Ve yapıldığı 1260lardan beri aralıksız hizmet veriyor. Camiye çevrilmemesi için II. Mehmetin fermanı var. Uzun ve göz yaşartıcı bir öyküye sahip. Ben bu kilisenin Roma döneminde geçen acıklı öyküsünü Balatlı Maria romanımda anlattım. İstanbulda, üçü bir yerde diye tanımladığım Ayvansaray-Balat-Fener bölgesini bunun gibi derin öykülere sahip olduklarından ve tarihi dokularını olabildiğince yansıttıklarından dolayı çok severim. Burayı herkes görsün, gezsin derim. Ayrıca, Marmaraya bakan Küçük Ayasofya, Kadırga sokakları gezilmeli. Bir kiliseden devşirilen Küçük Ayasofyanın öyküsü öğrenilmeli.

Biraz sevgi, bilgi ve saygı lütfen!

İstanbul sizce Avrupa Kültür Başkenti unvanını iyi değerlendirebildi mi
İyi değerlendirdiği konusuna katılmıyorum. Zaten Avrupa Komisyonuyla sorunlar yaşandı onarımlarla ilgili. Kentin tarihi yüzü ön plana çıkarılmalıydı. İstanbul halkının da bu konuda yeterince bilgilendirilmediğini gözlemliyorum. Bir tarafta perişan ve pislik içinde bir tarihi eser dururken, diğer tarafta kısmi bir onarım yapmakla bu iş halledilemez. Topyekun bir tarih ve kültür çalışması yapılmasını, İstanbulu iyi bilen araştırmacılarla temas kurmalarını, işbirliğine girmelerini beklerdim. En azından gayret gösterilmesi gerekiyordu.

İstanbul Tarihi Yarımadadan ibaretmiş gibi gösteriliyor. Siz misafirlerinizi İstanbulda nerede gezdirir, nereleri tanıtırsınız
Esasen gerçek İstanbul, sur içi ve Tarihi Yarımadadır. Ama sadece birinci tepeyi kapsayan Sultanahmet bölgesi değil ki bilinip tanınması gereken tarihi bölgeler. Başka pek çok yer gezdirilebilir. Zeyrek-Pantokrator Kilisesi ve sokakları, Cibali-Küçükmustafapaşa-Aşıkpaşa sokakları, Marmaradan Haliçe dek tüm kara surları güzergahı dıştan ve içten, dolaşılabilir. İstanbul halkı, az da olsa, yaşadıkları kentin geçmişine ilgi duymaya gayret etsin, öğrenmeye çalışsın lütfen. Sadece AVM gezmekle yetinmesinler, bu çok önemli! 

Sizce şehrin simgesi nedir
Mimar Sinandır! Ama gidin de görün, Azapkapı yanındaki perişan parkın içindeki zavallı Sinan heykelini... Ayıptır, yazıktır... Sinan bu kente büyük hizmet etti, dünyanın ağzı açık seyrettiği pek çok eseri miras bıraktı. Biraz sevgi, bilgi ve saygı lütfen!

Sizce İstanbulu en iyi anlatan romancı veya şair kim
İstanbul mahallelerini, yaşantıları, ev hayatını betimleyen romancı Reşat Nuri Güntekini çok severim. Şair olarak da, tabii ki Yahya Kemal.

Favorileri
İstanbulda en sevdiğiniz restoran: İl Padrino (Caddebostan)
En keyif aldığınız kafe: Ayvansaraydaki Molla Aşki Kültür Parkı içinde yer alan kafeterya, İstanbulun en iyi seyredildiği mekanlardan biridir.
En sevdiğiniz bar/gece kulübü: Kemancı ve Hayal Kahvesi diyebilirim.
En sık gittiğiniz alışveriş merkezi: Palladium
En sevdiğiniz içecek: Kırmızı şarap
En sevdiğiniz yemek: Eşim Nilgünün yaptığı her yemek, özellikle etli yaprak sarma
En sevdiğiniz sinema salonu: Beyoğlu-Emek ve Kadıköy- Süreyya derdim ama şimdi oturduğum eve yakınlığından CKMdeki sinemayı tercih ediyorum.
En son gittiğiniz konser: Daha çok kendi kuşağımı temsil eden müzik gruplarını izlemeyi yeğlerim. En son kızım Niranla Arenada Deep Purple konserine gittim.
En sık alışveriş yaptığınız market: Migros
Milliyet/Gülüm DAĞLI


Geri Dön