Hükümet senaryoları gayrimenkul talebini nasıl etkileyecek?
Emlakchi İstanbul Gayrimenkul Pazarlama'dan Bilge Özdemir gayrimenkul sektörünün seçimden sonra nasıl etkileneceği hakkında değerlendirmede bulundu. İşte Özdemir'in seçim sonuçlarında sandıktan gayrimenkul çıkıp çıkmadığı konusundaki değerlendirmesi...
Uzun zamandan beri seçim sonrasında “ sandıktan gayrimenkul çıkıp... çıkmadığını“ değerlendirmemiştik.Hükümet kurulmadan, seçim sonuçlarını göre öngörülerde bulunmanın sakıncalarına rağmen bazı tespitlerde bulunmak istiyorum:
Yıllar öncesinin “ konut-emlak “ anlayışı ile bugünün gayrimenkul anlayışı farklılaştı... Bugün artık bir sektörden; Gayrimenkul Sektöründen farklı bir sanayiden bahsediyoruz.İnşaatından; yan sanayisine, pazarlamasından; satışına, iletişiminden; hizmet gruplarına, finansmanından; mortgage’a... Hükümetlerin büyüme modelleri ne olursa; olsun, özünde insanın olduğu tüm anlayışlarda öncelik sırası değişsede gayrimenkul kendine yer bulacaktır.
Sanayileşme; kentleşme, üretim; büyüme – büyüme; istihdam – istihdam; yaşam alanları.... demektir. Gelecek Öngörülerimi farklı konu başlıkları altında toplamak istiyorum:
TÜRKİYE: DÜNYA bir devlet, TÜRKİYE bir şehir olsaydı... konumu itibarı ile Türkiye stratejik özellikleri ile öncelikli tercih edilecek bir nokta olurdu. Önümüzdeki dönemlerde oluşabilecek koalisyon senaryolarına göre; kentleşme süreçleri Anadolu’ ya yönelebilir.
İSTANBUL: Farklı bir söylemle, Napolyon’ un dediği gibi “ Eğer DÜNYA tek bir ülke olsaydı, başkenti İSTANBUL olurdu “ yaklaşımı tarihe düşülen bir not değil, hakikatdir. Dünya döndükçede İstanbul’ un konumu değişmeyecektir.
İstanbul’ da değişim ve yerleşimi anlayabilmek için konuya 2 farklı boyutda bakmak gerekir: Bunlar; değişen “ sosyo ekonomik yapı “ ve “ kentin yüzü” dür.Kent çeperlerini zorlayan İstanbul’ da ikame edemediğimiz tek değer; arsa’ dır. Arsa fiyatlarının, bulunduğu noktalardan geri gelmesi mümkün değildir. Gayrimenkul’ un en önemli girdisi olan arsa maliyetlerinin negatif yönde gerilememesi demek; artış demektir.
Ancak; İstanbul’ un en önemli projelerden “ KANAL İSTANBUL “ un geleceğinin ne olacağı sorusuna, yanıt bulunamadığı süre içinde bölgesel talebe oynayan arsa ve proje geliştiriciler umutlarını erteleyebilir...
YERLİ TALEP: son 1.5 yıldır “ dur-kalk “ devam eden bir talep izledik. Hükümet sürecine bağlı olarak ertelenen talebin “ yılın son çeyreği ” ile yeniden şekilleneceğine inanıyorum.
YABANCI TALEP: Mutekabiliyet yasası ile Körfez ağırlıklı izlediğimiz yabancı talep şekillenecek hükümet yapısına göre “ bekle - gör “ stratejisine geçebilir. Gelecekte,bu talebin şekillenmesinde Avrupalı stratejistler önem kazanabilir.
MEVCUT STOK YAPILARI: Mevcut stok yapıları, yeni “ arsa ve üretim maliyetleri ” ile karşılaştırıldığında talep için; bir satın alım fırsatı ve arz için; stokların; nakte dönüşme olanağıdır. Kısa vadede, projelerin mevcut stok yapılarına yönelik talebin artmasını bekliyorum.
GELİŞTİRİLEN PROJELER: Şekillenecek hükümet yapısına göre TOKİ tarafından geliştilen & geliştilecek gayrimenkul projeleri hız kesebilir. Sektörel aktörler değişebilir.
Bilge Özdemir