İBB, İstanbul için ayrı kentsel dönüşüm yasası çağrısında bulundu!
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Genel Sekreter Yardımcısı, Şehir Plancısı Buğra Gökce, deprem riskinin yüksek olduğu İstanbul ili için ayrı bir kentsel dönüşüm yasası olması gerektiğini söyledi.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Şehir Plancısı Buğra Gökce, deprem riskinin fazla olduğu İstanbul için ayrı bir kentsel dönüşüm yasası olması gerektiğini ve rezerv alanlarına ilişkin gerçekleştirilen düzenlemenin beklentilerini karşılamadığını söyledi.
Türkiye'de 6 Şubat'ta gerçekleşen Kahramanmaraş depremlerinden sonra yeniden deprem gerçeğiyle yüzleşti. Özellikle bu depremler İstanbulluları beklenen depreme dayanıksız konutlarda yaşadıkları gerçeği ile yüzleşmek zorunda bırakmıştı.
Gökce, Reuters'a yaptığı söyleşide deprem riskinin olduğu İstanbul için ayrı bir kentsel dönüşüm yasası olması gerektiğini belirtti.
REZERV ALANLARLA İLGİLİ GEREKÇELER
Sözcü'de yer alan detaylara göre, özellikle İstanbul gibi deprem riski olan bir şehirde imar affı çıkan sorunlu yapıların dönüşümünü geciktiren engellerin kalkması gerektiğine dikkati çeken Gökce, bu konuda yapılması gereken daha acil düzenlemeler varken onların yerine, rezerv alanlarla ilgili gerçekleştirilen düzenleme ile kamuoyunda soru işareti oluştuğuna vurgu yaptı.
Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda ve 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi Kasım ayı başında TBMM Genel Kurulu’nda kabul edildi.
Kamuoyunda kentsel dönüşüm yasası olarak tanınan kanun teklifi riskli alanların dönüştürülme sürecini hızlandırmayı amaçlayan yasanın rezerv alanlara dair maddeleri “mülkiyet hakkının ihlali” gerekçesiyle eleştirileri de beraberinde getirdi.
Eleştirilerin odağında ise, meskun alanların maliklerin rızası olmadan rezerv alanı ilan edilebilecek olmasının yanı sıra, rezerv alan olarak belirlenen alanlardaki konut sahiplerine eski evlerinin yerine daha düşük kıymetli bölgelerden konut verilebilecek olması yer alıyor.
‘İSTANBUL İÇİN YOĞUN MESAİYE İHTİYAÇ VAR’
İstanbul'un 6 Şubat depremlerinin ardından depreme ve afetlere hazırlamak anlamında daha yoğun bir mesaiye ihtiyaç olduğunu belirten Gökce bakanlıktan ne gibi talepleri olduğunu anlattığı söyleşide şunları söyledi:
İstanbul İmar Yönetmeliği’nde bazı değişiklikler getirmeyi öngördüklerini söyleyen, fakat bunlar, özellikle güçlendirmeye dair yönetmelik önerilerimiz maalesef merkezi idarenin genele yönelik yönetmelik düzenlemelerinde yeri ve karşılığı olmadığı için hukuken hayata geçemediğine dikkati çeken Gökce, "Biz istiyoruz ki artık yapılar kısmen de güçlendirilsin. Maalesef imar affı uygulamaları, binaları güçlendirme olanağını yok ediyor. Kısmen güçlendirme şansını ise imkansız kılıyor. Örneğin adam kaçak yapı yapmış, iki kat fazla yapmış ellerine siz de imar affıyla yapı belgesi vermişsiniz. Bu bina tamamen yıkılıp yeniden inşa edildiğinde eski imar durumuna göre iki kat eksik yapıldığı için yıkıp yapmak istemiyor.” dedi.
Gökce, bina depremde hasar alsa bile kısmi güçlendirmenin hayat kurtaracağını, bu sebeple de önemli olduğunu söyledi.
Kentin artık büyümemesi gerektiğine dikkati çeken Gökce, İstanbul'un su kaynaklarını, doğal kaynaklarını tükettiğini belirterek, "İstanbul’a suyu doğudan batıdan kilometrelerce 250 km uzaktan getirmek zorundayız ve bu elektrik parası demek. Bu kamunun sırtına yük demek. Bu kenti daha fazla zorlamanın gereği yok.” diye ifade etti.
YENİ DÜZENLEMENİN TALEPLERLE İLGİSİ YOK
Şehircilik Bakanlığı kapsamında Kentsel Dönüşüm Başkanlığı kurulduğunu ve arkasından da 6306 sayılı kanunla kamuoyunun “mülkiyet gaspı” diye kodladığı şekilde rahatsızlığa neden olan bir yasa değişikliği geldiğinin altını çizen Gökce, yeni düzenlemenin bakanlığa ilettikleri talepler ile ilgisi olmadığını söyledi.
Gökce, “Biz bakanlığa İstanbul’un kentsel gelişimi durdurulmalıdır dedik. Artık yeni rezerv alan ilan ilanları yapılmamalıdır. Yapılacak ise mevcut riskli yapıların yerine, afete dirençli ve güvenli konutların nereye yapılacağı birebir eşleştirilerek belirlenmesi. Ayrıca belediyelerin rızası olmadan rezerv alan ilan edilmesin dedik. Ama bunlara benzeyen maddeler olmadı yeni yasal düzenlemede, rezerv konut alanlarının meskun alanlara da genişletilmesi yönünde bir karar oldu” diye konuştu ve bunun da vatandaşın evlerinin rezerv alan ilan edilmesi durumunda ne yaşayacakları konusunda endişelendiğini söyledi.
Kamuoyunda “mülkiyet gaspı” olarak bilinen kavramın 10 yıldır var olduğunu, bu yasanın yeni olmadığını hatırlatan Gökce, yeni olan kısmın meskun alanlara da rezerv alanları genişletme kararı olduğunun altını çizdi.
Normalde kanunun böyle yorumlanmaması gerektiğini ama bunların aksi yönünde bir hüküm de içermediğini söyleyen Gökce, “Bakanlık bundan önceki uygulamalarda dağa taşa üst gelir grubu konutları yapıldığı, bazı gecekondu mahallelerinde polis marifetiyle tahliyeler yapıldığı yönünde bir karne olduğu için vatandaş bu endişeleri haklı olarak duymaya başladı” dedi.
Kendi taleplerinin bütünlüklü olarak bir deprem ve konut stratejisi, barınma krizine de çözecek bir stratejiyle aşama aşama ilerlenmesi olduğunu ifade eden Gökce, bakanlığın ise tüm yetkiyi kendisinde toplayıp bahsettiği hususların tamamına yakınını dikkate almadığı bir çerçeve kurduğunu kaydetti.
TOKİ, Yusufeli Yeni Yerleşim Yeri'ndeki 106 yeni konut için ihaleye çıkıyor!