Sektörel

İdris Güllüce'den Bozcaada, Fikirtepe ve konut balonu açıklamaları!

Çevre ve Şehircilik Bakanı İdris Güllüce, konut ihtiyacı olduğunu vurgulayarak, "İnşaat sektörü uzun zaman devam eder. Balon söz konusu değil" dedi. Güllüce, Bozcaada için ise "Hayır denirse uyarız, açık çek veriyorum" diye konuştu.

Çevre ve Şehircilik Bakanı İdris Güllüce, NTV Ankara İstihbarat Şefi Ahmet Ergen'in sorularını yanıtladı.


Bakan İdris Güllüce'ye sorulan sorular ve kendisinin verdiği yanıtlar şöyle oldu: 


Kentsel Dönüşüm’de rakamsal duruma önce bakmak istiyorum. Bugün itibariyle Kentsel Dönüşüm kapsamına giren bina sayısı kaç oldu ve bunlardan ne kadarı için adım atıldı?


Ben buradan çıktığımda verdiğim rakamlarda değişim olabilir, çok canlı bir organizasyon bu. Dünkü rakamlara göre, 37 farklı ilde 106 tane Bakanlar Kurulu kararıyla 6931 hektarlık alan riskli alan ilan edilmiş durumda. Bu alanlarda 1 milyon 100 bine yakın kişi yaşamakta. Yaklaşık 164 bin 300 binanın bulunduğu alanlardaki konut sayısı 377 binin üzerindedir. Uygulamaların büyük bir bölümünü yerel yönetimler yürütmektedir. Toplam 821 kurum ve kuruluş riskli yapıları belirlemek üzere lisanslandırılmış durumda. Riskli yapı tespitleriyle Türkiye genelinde 48 bin 623 yapının riskli yapı tespitleri yapılmış, bu yapılardaki toplam konut ticari konut sayısı da 173 bin 924’tür. Bu kentsel dönüşümü sadece biz yapmıyoruz, TOKİ yapıyor, belediye ve bakanlık birlikte yapıyoruz bir de vatandaş kendisi yapıyor. Biz bakanlık olarak bu Kentsel Dönüşüm için kira, faiz vesaire gibi katkılarımızdan dolayı da şu ana 924 milyon TL kaynak aktarmış durumdayız. Belediyelere bunlardan ayrıca 800 milyon taahhüdümüz var.


Bu kaynak konusu en başından beri bakanlık olarak üzerinde durduğunuz bir konu. Yeterli kaynak oluşturuldu mu?


Yüzde 5 yanılma payıyla 6.5 milyon konut diyoruz. Bunun bedeli 1’in yanına yazacağınız çok sıfırlı rakamlardır. Tabii kaynak sıkıntımız var. Bütçe hazırlanıyor Türkiye'deki ekmek kazanından düşene bakmak lazım. Türkiye'nin yaması gereken sadece bu iş yok. Tabii, bizim ekmek pişen kazanımızı büyütmemiz lazım Türkiye'de. Bunun kavgasını veriyor AK Parti. Türkiye'de işsiz, aşsız kalmazsa, herkes üretme seferberliğine girerse, üreticimiz, fabrikalarımız, santrallerimiz çoğalırsa o zaman bu kaynaklar her yerin artacaktır. Bütün bakanlıklara daha fazla kaynak verebilir duruma gelecektir. Bir bakanlığın bütçesini arttırmak için şu anda başka bakanlıktan alıp vereceksiniz. O zaman birlik beraberlikle omuz omuza veren bir ülke olacağız. Herkesin karnının daha tok olduğu, daha çok para kazanabildiği bilimadamlarımız, üniversite hocalarımızın huzur içinde araştırma yapabileceği bir Türkiye kavgası veriyoruz.


Kentsel Dönüşüm son dönemde biraz daha belediye ağırlıklı gitmeye başladı ama tam da bu dönemde inşaat sektörünün yavaşladığı gibi değerlendirmelerin olduğu konut balonu tartışmalarının oluştuğu bir dönem yaşıyoruz. Acaba bu tartışmaların Kentsel Dönüşüm’e etkisi ne olur?


Biz bu ekmeği büyütme kavgası verirken, büyümemesi ve Türkiye'de huzurun olmaması, Türkiye'de gelişimin olmasıyla kendi ihracatlarının azalacağını düşünen belli mekanizmalar -fesat yuvaları diyorum ben bunlara- bunlar bu millet gülmesin diye, karnı tok olmasın diye, uçak yapmaya kalkan, helikopter üreten bir ülke olmasın diye, düne kadar soğan sarımsak patates satan bir ülkeydik, hala böyle bir ülke olsun sanayi üretimi olmaması için çalışan fesat yuvaları var. Bunların çevirdiği fırıldakları bu millet yemiyor. Bizi bozmaya düzenimizi bozmaya çalışan içerde entrikalar çevirmeye çalışan kurumlar sizin çevirdiğiniz fırıldaklar işe yaramayacak, biz uçağımızı da otomobilimizi de yapacağız, yüksek teknolojiye ulaşmış bir ülke haline geleceğiz diye direniyor. İnşaat sektörü baktığınız yere göre siz sadece çok yüksek katlı binalara bakar o bölgede pazarlamamış bir müteahhidi dinlerseniz balon hükmüne varabilirsiniz. Ama Türkiye'de müthiş bir konut açığı var. Toplumun sosyal yağısının değişmesi dolayısıyla çekirdek aile sayısı yüzde 78-75 olmuş. Evlenen çift hemen eve taşınıyor. Artık birlikte kayınvalide ile birlikte yaşam çok az. Böyle olunca bu konut ihtiyacı zaten varken konut talebi artacak demektir. O yüzden ben inşaat sektörünün çok uzun zaman devam edeceğini düşünüyorum. Tabii yaptığınız ürüne göre de değişiyor. Genel durumda böyle bir şey söz konusu değil.


Kentsel dönüşüm 20 yıllık bir süreci kapsayan bir proje. Bu kentsel dönüşüm çalışmalarından çıkan molozun inşaat atıklarının ayrıca dönüştürülmesi gibi bakanlığınız heyetleri Avrupa Birliği ülkeleriyle de bu konuda görüşme yapılıyor. Bu konuda bir netlik oluştu mu?


Demin rakamlarla ilgili konuşurken belediyelerde yapıyor derken bazı belediyeler bu konuyu çok hızlı ve güzel yapıyor. Bir Ümraniye Belediyesi’nde yüzde 60’a yakın dönüşüm oluştu son 3-5 yıl içinde. Kendiliğinden riskli alan ilan etmeden kategorik plan yapıldı, eğer parsellerinizi birleştirirseniz imar hakkınız artacak denilince vatandaşlar bir araya geldi ve daha kaliteli binalar yapılmaya başlandı. Atık yönetimi ve çevre konusunda Türkiye'de bir yanlış anlama var. Sanki çevre konusunda iyi değiliz, Çevre Bakanlığı bugüne kadar az şey yapmış şeklinde bir şey var. Biz çok iddialıyız bu hususta. Avrupa Birliği fasıllarından 27. sırada olmasına rağmen daha önce açıldı çevre faslı. Bu konuda çok daha iyi bir yerdeyiz. Mesela Ozon tabakasını riske eden karbon içeren gazlar vardır, bunların dünyada tüketimi ve ithalatıyla ilgili dünyada prensip kararları. Çoğu ülke buna tam uyamadı ama Türkiye öyle güzel uyguladı ki, BM’den biz iki kere ülke olarak ödül almışız. Türkiye kalkınırken çok hızlı kalkınan bir ülke. Çevre hususuna en çok dikkat eden ülkelerden biri. Diğer ülkelere ben hep söylüyorum, çevreyi hiç düşünmeden sanayi devrimi yaptınız ama Türkiye hem hızla kalkınıyor hem çevre konusunda Avrupa Birliği şartlarına uyuyor. Ayrıca iklimlendirme konusunda BM’de Sayın Cumhurbaşkanımız konuştu ben bir panel yönettim, orada bütün ülkelerin çevre konusundaki duyarlığımızı takdir ettiğini, Çevre Bakanlığımızın bu konuda çok iyi şeyler yaptığımızı başka ülkeler söylediler. Bakanlık çalışanlarımıza bir kere daha teşekkür edeyim. Atıkların yönetimi ile ilgili tam netleşmiş değil ama bu kadar büyük bir dönüşümün atığının depolama sıkıntısının çözümü gerekiyor, bu konuda çalışıyoruz.


Köysel ya da kırsal diyebileceğimiz dönüşüm çalışmaları Kentsel Dönüşüm’e paralel bir çalışma var. Belirlenmiş köy var mı el atacağınız?


Üç tane belirlendi, üzerinde çalışılıyor. Bu pilotta biz neler yapmalıyız ki hatamız olmasın. Kırsalın durumu farklı yasası farklı. Ama kırsalda da dönüşüm yapmak zorunda olduğumuzu biliyorum. Çünkü belli bölgelerdeki kırsaldaki yapı stoku çok çok kötü. 3 köyde pilot uygulama yapılarak bunu yönetmemiz lazım. Zaman içinde bir yol haritamız çıkacak.


Bozcaada ile ilgili imar değişikliği planına geçmek istiyorum. Sizin referandum önerinizde son bir haftadır gündemde. Basından takip ettiğimiz kadarıyla halkın bir bölümünde betonlaşmanın önü açılacak kaygısı var ama olumlu bakanlar da var. Siz tam olarak nasıl bir değişim öngörüyorsunuz orada?


Biz 1/100 binliği yaparız burada 2040’ta ne olabileceğini tahminlerinde bulunur planı yaparız. Bu planda verilen değerlerin hepsi maksimum değerlerdir. Çok detayda yoktur bu planda. Belediyesi bunun 1/5 binini ve 1/ binini yapacak. Orada ne yapacağına karar verecek ne kadar genişleteceğine karar verecek, yüksekliğine karar verecek. Biz sadece makro kararları verdik ve maksimum olandır, yani en altını bile yapabilir. Belediye başkanımız orada yapılaşma hiç olmasın istiyormuş, öyle bir şey yapabilir. Bizce bir mahsuru yok. Mevcut binalar kalsın, hiçbir bina yapılmasın istiyorlar. Cumhuriyet Halk Partisi milletvekillerimiz de gittiler onlarda herhalde yanlış bilgilendirilmişler. Biz illa yapılsın demiyoruz. ‘2040’ta olursa bunun sınırını aşmayınız, maksimum sınır budur’ deniyor. Ama belediye başkanımız ve halkımız diyorsa ‘Hayır mevcut yapıların dışında hiç yapı yapılmasın’; olabilir, böyle plan yapar, hatta bizim de revize etmemiz gerekiyorsa revize de ederiz. Biz de ‘vatandaşa sorulsun’ diye bunun için dedik. Bunu sunsun vatandaş da ‘biz yapılaşma istemiyoruz’ desin. 5 binlik planı yapar, bizim ona uymayan bir şeyimiz varsa, biz ona uyarız, açık çek veriyorum. Belediye başkanımız vatandaşa sorsun ben burada yapılaşma bundan sonra yaptırtmayacağım desin, mevcut planım bu desin öyle yapsın, biz onaylarız. Orada yapılaşma olmaması veya çok yapılaşma olsun diye bizim bir taraflılığımız yok. Ancak şimdi hiç yapılaşma istemiyorlar ama ilerde olası gelişmeler olursa 2040’a doğru o zaman onun altyapısı içme suyu, kanalizasyonu şimdiden düşünülüp planlaması bakımından biz maksimumları koyarız. Yoksa büyütmek zorunda değil. Israrla ‘Ben burada yeni bina yaptırtmayacağım’ diyor, kendileri biz ‘hayır’ demeyiz buna. Vatandaşa sunsun, onaylatsın onlar da ‘hayır’ diyorsa biz uyarız. Tartışmaya gerek yok yani.


Atatürk Kültür Merkezi konusu epeydir gündem yıkılsın mı yıkılmasın mı eksenli tartışmalar… Son gelinen noktada size göre nasıl bir ihtiyaç var?


Dün de basında konuştum ben bunu. Vatandaş gitsin bir baksın oranın bodrumunu sokak koridorlarını filan bir dolaşsın. Betonlaşma olması için binayı kendi haline bıraktılar dendi. Bina onarılıyor, restore ediliyor, para harcanıyor filan. Ama ne yaparsanız yapın miadını doldurunca iflah olmaz hale geliyor. Teknoloji olarak çok eski bir teknoloji, kablolar eskimiş, ısı izolasyonu için kullanılan malzemelerin yaydığı çirkin kokular var. Ne kadar para harcarsanız harcayın binayı bugünkü teknolojiye çevirme şansınız yok. Bir grup, bina böyle kalsın istiyor. Bizim düşüncemizde yanında bitişiğinde arsa var. Bu arsa oraya katılır bina yıkılır, bugünün akustik teknolojisini, iletişim teknolojisini filan kullanarak çok daha modern teknikler kullanarak altını otopark yaparak yeni bir bina yapılır. Burada uluslararası konserler, resitaller verilebilir. Denir ki, nasıl ülkelerde filan salon nasıl meşhursa, akustik bakımından benim de İstanbul’umda böyle mükemmellikte hiçbir paradan kaçınmadan, bütün teknolojinin kullanıldığı, hızla kalkınan Türkiye'nin konumuna uygun mükemmel bir salon olsun. Direnç... ‘Hayır, böyle kalsın’ diyorlar. Vatandaşımız kim haklı kim haksız belirliyorlardır tahmin ediyoruz.


Çoğlu Mahallesi var, orası da dönüşüm kapsamına alındı. Orada nasıl bir süreç işleyecek nasıl bir yapılanmaya gidilecek?


Maliye Bakanlığımızın orada yeni bir mevzuatı oldu. Bize bakanlığın proje destekçisi konumunda görev aldık. Şimdi orada ne yapılacağının konseptini belirlemek için bir yarışma olacaktır. Karar verilecek ve onun uygulamasına geçilecek. Bazı yerlerde çıkan olumsuz yazılar görüyorum. Satacaklar, yıkacaklar filan kimse bir şey bilmeden konuşmaması lazım. Ne olacağıyla ilgili yarışma açacağız.


Akkuyu Nükleer Santrali… Sayın Taner Yıldız’dan önümüzdeki yılın ilk aylarında artık inşaatına başlayacağız gibi açıklamalar geldi ama ÇED raporu konusunda bakanlığınız kararını netleştirdi mi? Akkuyu Nükleer Santrali için ÇED kriterleri sağlandı mı şu anda?


Henüz ÇED kararını vermiş değiliz ama rapor sitemizde yayınlanıyor. Rapor heyetimiz tarafından inceleniyor. Türkiye'deki çevre yatırımlarıyla ilgili önceki gün Avrupa çevre ajansıyla birlikte toplantımız vardı bizim bakanlığımızın kapasitesini yeterli buluyorlar. Eksiklerimiz var. Çevre ile ilgili katı atık depolamadır, arıtmadır bunlar bilgiye ve sayıya bağlı değil paraya dayalı. 60 milyar Euro’nun üzerinde bir para gerekli ki, biz 2023 hedeflerini ve Avrupa çevre direktiflerine uymuş olalım. Bu 60 milyar Euro’nun peyderpey harcanıyor şu anda. Falan ilçede filan ilde katı atık depolaması gerekiyor, bir havza ıslahı gerekiyor. Parası verildiğinde bizim sayıda çevre mühendislerimiz de var teknik olarak da var. Kaynak olduğu oranda biz bunu düzeltiyoruz. Yüzde 73 içme suyunu arıtan bir ülke noktasına gelmişiz, o konuda da iyiyiz.


Müteahhitlik hizmet konunu konusunda Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ve müteahhitlerin çalıştığını ve ilk taslağı size sunduklarını biliyoruz. Genel anlamda ne yapılacak? 


Müteşebbis olan insanlar müteahhit olabilsin ama anlayarak olabilsin. Yani bu mesleği bilmez, hiç anlamaz; ‘Ne karlıymış, biz de yapalım’ olmasın bu iş. Ama müteşebbis bu işten de anlıyorsa olsun. Bunun arasını bulmaya çalışıyoruz. Bir de vatandaşına yanlış yapan müteahhitlerinde diskalifiye olması ve bu meslekten uzaklaştırılması gerektiğini düşünüyoruz. Adama brüt ve neti karıştırarak 85 metrekarelik yer sattığını söylüyor, sonra bir bakıyorsunuz neti 23 metrekare. Bu yanlış yapanların vatandaşların bilmesi ve müeyyideyle karşılaşması gerekiyor. O yüzden basın açıklamamda da yaptım, konut satın alan vatandaşlarımızın brüt ve net konusunda çok hassas davranmalı. Çok az bu söylediğim ama hakkaniyetle çalışan arkadaşlarımıza da zarar veriyor bunlar. Bu arada beton demetimi konusunda yeni bir hamlemiz var. Bahsedilen standardın mutlaka üstünde olmalı ve yeni standartlar getirdik ve denetimlere başladık. Üçüncü husus, yapı denetçilerini denetlemeye başladık. Düzgün yapı denetimi yapan arkadaşlarım alınmasınlar biz işini yapan arkadaşlarımızı korumak için yapıyoruz bunu. Yapı denetimciler binaları denetlemiyor bedavadan para alıyorlar gibi bir algı oluşturulmaya çalışılıyor. O zaman böyleleri istisna olarak olabilir. Bunları tespit edip, düzgün çalışanların haysiyetlerini benim korumam lazım.


Bu sene suyu çok konuştuk su yalıtımı konusunda binalarda bakanlığın yeni bir çalışma başlattığını biliyoruz. Ne amaçlanıyor ve ne yapılmasını istiyorsunuz?


Bizim bakanlığımızda sayısını bilemeyeceğim kadar yönetmelik hazırlanıyor ve mevzuat var. İzolasyon başlı başına bir alan ve Türkiye bu noktada oldukça iyi. Isı ve su izolasyonu önemli ve binanın ömrüyle ilgili bir konu. Su izolasyonunu düzgün yapmamışsanız demir yok oluyor zaman içinde ve bina risk taşımaya başlıyor. Su izolasyonu mutlaka yapılması ve nasıl yapılması konusunda çalışmamız var.


ntvmsnbc