İnanlar İnşaat, Tac-ı İstanbul projesini hayata geçirecek!
Mimar Serdar İnan, projesi Tac-ı İstanbul'un, dünyanın en büyük silüetinin yer aldığı belirlenen bu alanda olması ve silüetin işaret ettiği noktaları açıkladı
Kanal İstanbul’a 30 milyar teklifle talip olan İnanlar Yönetim Kurulu Başkanı Mimar Serdar İnan, Yeni İstanbul’un kurulmasıyla ilgili planlarına, İstanbul’a geçmişte olduğu gibi geleceğe de imzasını attıracak ilginç bir proje ekledi...
Dünyanın 8. Harikası olabilecek nitelikteki projesine Tac-ı İstanbul adını koyan Serdar İnan’ın projenin gelişimi ile ilgili görüşleri şöyle:
‘’İstanbul; üstüne türlü türlü şiirler kasideler söylenmiş, aşklara konu olmuş, maddi ve manevi özel toprak parçası…
İlk kurulduğundan bugüne, lider şehir olma özelliğini hemen hemen hiç kaybetmemiş. Bir zamanlar Doğu Roma’nın başkentliğini yapmış, sonra Bizans, sonra Osmanlı derken Türkiye Cumhuriyeti’nde asaletinden çok da bir şey kaybetmeden lider konumunu devam ettiriyor. Ama gelinen yer arzu edilen yer mi Tabii ki hayır. İstanbul değil ülkesinin, kısa ve orta coğrafyasının tamamına hakim olabilecek bir konuma sahiptir. Bugüne kadar idarecileri onu kah anladı kah anlamadı, bazen de konjonktür ona o imkanı veremedi. Lider şehir biraz gölgede, biraz mahsun kaldı.
Ancak 2012 yılı onun kapılarının açılacağı şehir olacak ve cümle alem nasıl bir şehre sahip olduğunu bir kez daha idrak edecek.
İstanbul tüm özellikleriyle şehirlerin kralıdır. Taçsız kral artık tacını takıyor. Kanal İstanbul ile birlikte açıklanan Marmara’ya ada yapılması fikri bu imkanı İstanbul’ a sağlayacaktır. Büyük çekmece koyu bildiniz gibi açık bir hilal koydur. Doğal yapısı zaten bir hilali ifade etmekte. Bize kalan bu doğal koyumuzu düzenleyip, şanlı bayrağımızdaki hilalin aynısını oluşturmak olacak. Hilal şekillenirken koyda bazı alanlar dolacaktır. Bundan sonra yapacağımız sadece koyun açığına sancağımızdaki oranları yakalayacak şekilde yıldızı yerleştirmektir. Zaten doğa bize düşenin altyapısını kendisi yapmıştır. Koyun açıklarında yıldızın yerleşeceği yer sığ ve kayalıktır. Sanki gelişen olaylar da, bu sancağın sahile dikilmesi işini kolaylaştırmaktadır ve aşağıda yazmış olduğum faydaların açığa çıkmasını istemektedir.’’
Serdar İnan, Tac-ı İstanbul’un öne çıkan değerlerini ve önemini şu şekilde özetliyor:
Uzaydan görünecek Türkiye sancağı olması, mimari ve şehirsel anlamda 8. Harika diyebileceğimiz bir eser oluşturacak.
Yakın cevre ülkelerde mazlum halklar arasında yükselen değer ay yıldızın sembolleşmesi, gerçekleşmesini sağlayacak.
İstanbul turizmine büyük katkıda bulunarak, şehrimizi markalaştıracak.
İstanbul silüetinde baş kısmına denk gelerek doğal bir taç görüntüsü oluşturacak.
Türkiye’nin ihtiyacı olan milli duyguları yüceltecek, toplumsal heyecan yaratacak.
Atatürk havalimanına yanaşırken havadan net olarak görülerek ilgi çekecek.
Oluşacak 10,000 dönüm yeni alan ile üzerinde sembol binaların yapımına olanak sağlayacak.
Turistlerin ilgiyle sahip olmak isteyecekleri bir 21. Yüzyıl İstanbul kartpostalı görüntüsü oluşturacak.
Kanal İstanbul projesine değer katacak. Mimar Sinan beldesinde olması ayrı manevi bir değer sağlayacak. İstanbul’un denize girilebilir kıyılara, plajlara kavuşması, sayfiye anlayışını geri getirecek.
Tac-ı İstanbul, Fatih Sultan Mehmet Silüeti üzerinde…
Mimar Serdar İnan, projesi Tac-ı İstanbul’un, dünyanın en büyük silüetinin yer aldığı belirlenen bu alanda olması ve silüetin işaret ettiği noktaları şöyle açıklıyor:
‘‘İstanbul’un tüm haritalarında yer alan standart güneyden bakış açısını hafif sola doğru döndürüp batıdan bakarak yarımadaları adeta ayağa kaldırırsak, alnı, yüzü, gözü, göz yaşı kanalı, burnu, burun deliği, dudağı, dudak açıklığı, dili, sakalı, genziyle, ellerini kavuşturmuş ayakta duran bir insan silüetiyle karşılaşırız. Bu silüet o kadar gerçektir ki, havaalanları burun ve akciğerde, liman yutakta, yumuşak zemin avcılar sinüzitlerde, kimya sanayi bölgesi bağırsaklarda, manevi önder Eyüp sultan ise hormanal alanda, kalır. Kanal İstanbul bu silüetin kafasındaki başlığı, üstten keserek açığa çıkarır. Ayyıldız ise padişahların taktığı başlığın taç kısmına denk düşer. Kısaca yaşadığımız şehri keşfetmek için daha uzun zaman harcayacağız.’’