Köşe yazıları

İnşaat sektörü krizi nasıl atlatacak?

Bursa Hayat gazetesi köşe yazarı Metin Eskin bugünkü yazısında inşaat sektörü krizi nasıl atlatacağını anlattı. İşte o yazı...

Yazılarına ve fikirlerine her daim değer verdiğim İhsan Aydın'nın dün yazdığı "İnşaat sektöründe daralma mı var?" başlıklı yazısını ve Necati Şahin'in inşaat piyasasına istinaden aktardığı bilgi ve yorumları okudum. Yerinde tespitler var. Naçizane ben de bu konuda daha önce beyan etmiş olduğum düşüncelerimi yineleyeyim. İnşaat sektöründe yaşanan daralma sinyalleri çok öncesinde işaretleri vermişti. Bazen eldeki veriler ile geleceği görmek gerekiyor. İnşaat sektöründe maliyetleri oldukça etkileyen faktörlerden biri arsa maliyetleri. Özellikle şehrin batı yakasında %60'lara varan arsa payları vesilesi ile maliyetler şişti. Örnek verecek olursak, kat karşılığı yirmi dairelik bir site yapan inşaat firması, on daireyi yer sahibine verecek. Bu durumda elinde kalan on daire ile hem yirmi daireyi yapacak, üstüne birde para kazanacak. Bu durumda şişen arsa payı nedeniyle yüksek maliyetli daireleri satmak için lüksten öte ultra lüks kavramı ile pahalı daireler üretmek zorunda kalan inşaat sektörünün elinde pahalı daire stokları oluşmaya başladı. Uzun zamandır bu stoklar, stok olarak kalmadı, kısa zamanda tükendi. Yapılan inşaatların önüne eklenen kavramlar ile cazibe bir kat daha arttırıldı. Moda olan gözde yerleşim yerleri oluşturuldu. Satışlar iyi gidiyordu. Zira konut kredisi denilen satın alma şekli ile konut satışı devam ediyordu. Ve farklı bir konseptte, sosyal ve ekonomik düzeyleri eşit olan insanlar birlikte ikamet etmek istedikleri için bu kitleye hitap eden konutlar yapılıyordu. Bu tür konutlara talep, gelir seviyesi orta-iist düzeyde olan işveren ve yönetici kesimden oldu. Hatta bu alıcıların bir kısmı yatırım amaçlı ikinci konutlarını alarak borçlandılar. Konut piyasasında meydana gelen daralmaya tüketici gözü ile bakarsak; Birincisi, gelirlerinin büyük bir bölümü ev ve araba taksitlerine ayrıldığı için yeni bir borçlanmaya giremiyorlar. İkincisi, son dönemde yaşanan siyasi ve ekonomik istikrarsızlık, piyasalara olan güveni sarstığı için, konut alabilecek durumda olanlar, ellerinde bulunan nakdi dövizde tutup, pozisyon alıyorlar. Yukarıda belirttiğim gibi, inşaat sektörünün önünde bulunan en büyük problem arsa maliyetlerinin yüksekliği. İnşaat sektörünün aktörleri devletin ucuz arsa üretmesi için gerekli tüm baskıları yapmalılar. Bu yapılmadığı sürece, demir, beton maliyetleri ne kadar düşerse düşsün, %50'yi geçen arsa payı maliyetleri ile bu düşüşlerin çok anlamı olmayacaktır. İnşaat sektörünün en büyük problemlerinden biri, devlet ile girişilen haksız rekabettir. Devlet kurumu olan TOKİ, inşaat sektörünün ödediği bir sürü resim ve harçtan muaftır. Bunun üzerine elde ettiği kardan vergi ödememesi de eklenince, büyük bir haksız rekabet ortaya çıkmakta. Buna rağmen, TOKİ Türkiye'nin konut sorununa tam anlamı ile çare olamamaktadır. TOKİ'ye tanınan imtiyazların bir bölümü özel sektöre tanınsa, konut üretimi daha hızlı ve ucuz olacaktır. Üstüne, devlet bu işlerden vergi alıp, enerji ve imkanlarını daha önemli noktalara kaydıracaktır. İnşaat sektörünün dikkat etmesi gereken konu, lüks tabir edilen konut ihtiyacı Türkiye için sınır noktasına gelmiştir. Bu tür inşatlar ile sektörün hayatını devam ettirebilmesi mümkün gözükmemektedir. Elbet bu tür konutlara talep olacaktır, ama geçmiş dönemlerdeki gibi sayılara ulaşmasa kısa-orta vadede mümkün değil. İnşaat sektöründe iş yapan firmaların dikkat etmesi gereken, kar marjlarının çok yüksek olmasıdır. Kısa vade bu karlarla iş yapılabilir. Ve yapıldı da. Ama deniz bitti. Ekonominin evresel kanunları, bu düzenin sürekliliğine izin vermiyor. İhtiyaç olan, daha düşük maliyetli ama kaliteli konutlar. Bu tür konuta olan ihtiyaç oldukça fazla. Neden derseniz, bu tür ihtiyaçlar fiyat yüksekliği ve istikrarsızlık yüzünden oldukça uzun süredir ertelendi. Daha düşük kar marjı, devletin vazgeçtiği bir kısım gelirler ve yine devletin sübvanse edeceği krediler ile inşaat sektörü tahmin edilemeyen bir ivme kazanabilir. Son olarak, sektörde irili ufaklı çok fazla inşaat firması var. Ortak gelecek adına, bu firmalar iş ve güç birliğine giderek, daha büyük işler yapmalı ve maliyetlerini de bu şekilde düşürmelidir. 


Bursa Hayat