27 / 11 / 2024

İnşaatın GSYH içindeki payı artırılmalı!

İnşaatın GSYH içindeki payı artırılmalı!

Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Genel Başkanı Nail Olpak, "Tarım, inşaat ve sanayinin toplam GSYH içindeki payının artırılması gerekiyor. " dedi.




Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Genel Başkanı Nail Olpak, asgari ücrette gerçekleşmesi beklenen artışla ilgili olarak, "İlave olarak beklemediğimiz yüzde 20'lik zam kısmını, çalışanın eline geçecek 1.300 liranın üzerinde herhangi bir tartışma yapmaksızın, devletimiz ile eşit paylaşalım" dedi.


Olpak, yeni hükümetten beklentilerini basın toplantısıyla açıkladı. 


64. Hükümet'ten "barış" talebinde bulunarak "ekonomik barış", "çalışma barışı", "sosyal barış" ve "siyasal barış" alanında 4 ana başlıkta beklentileri bulunduğunu söyleyen Olpak, MÜSİAD olarak ekonomi, dış politika ve bürokrasi raporları hazırladıklarını anlattı.


Olpak, milletin en çok uzlaşı ve barışa ihtiyacı olduğunu raporların da ortaya koyduğunu belirtti. 


- Hava sahasını ihlal eden Rus savaş uçağının düşürülmesi


Türk hava sahasını ihlal eden Rus savaş uçağının düşürülmesiyle ilgili de Olpak, "Bizim iş alemi olarak yorumumuz, uzun süreli karşılıklı ticari ilişkilerin, iş adamlarının karşılıklı yatırımlarının olduğu iki ülkenin, böyle bir süreci liderlerinin sağduyusuyla sağlıklı bir şekilde hem uluslararası hukuk hem de iki ülkenin çıkarları doğrultusunda sonuçlandıracağı şeklindedir" diye konuştu.


Olpak, 1 Kasım'daki seçimin ardından iş dünyasının önünün açıldığını, sosyal hayatta ve demokratik açılımlarda reformların devamlılığının sağlandığını, daha hızlı ve adil işleyen bir hukuk devleti yolunda ortak sinerjinin yakalandığını kaydetti.


Yeni hükümetin, Orta Doğu dahil birçok bölgedeki sıkıntının çözümüne yardımcı olacağını dile getiren Olpak, hükümetin terörle mücadelede daha etkin yöntemlerin yolunu açacağını da vurguladı.


- "Yeni bir ekonomik hikayeye ihtiyacımız var"


Olpak, "ekonomik barış" konusunda hükümetten beklentilerine ilişkin, şunları söyledi:


"Ekonomi alanında bugüne kadar elde edilen kazanımlardan dolayı katkı sağlayan herkese samimiyetle teşekkür ediyoruz. Bunları korumamız lazım ve bizim artık yeni bir hikayeye ihtiyacımız var. Başbakan Ahmet Davutoğlu, 64. Hükümet Programı'nı dün TBMM Genel Kurulu'nda okudu. Bizim bu süreçte hazırladığımız ve işaret ettiğimiz konuların bir kısmının programın içerisinde yer aldığını memnuniyetle gördük."


Olpak, yatırımların ve büyümenin önündeki en büyük engelin, mevcut finansal sistem ve yüksek faiz olduğuna dikkati çekerek, "Tapu-teminat bankacılığından çıkılarak, proje finansmanına geçilmeli. Kaliteli ve ucuz finansmana hızlı erişim sağlanması önem taşıyor" görüşünü paylaştı.


İslami finans şeklinde ifade edilen varlığa dayalı finansman modeli ve benzeri faizsiz enstrümanların, etkin ve yaygın olarak teşvik edilmesi gerektiğinin altını çizen Olpak, şunları kaydetti:


"Özellikle KOBİ'lerde, ellerindeki imkanların belirli kısmını arsaya, daha sonra inşaata ve makina-teçhizata harcadıktan sonra işletme finansmanına geldiğinde maalesef yeterli kaynak noktasında dar boğaza düşen bir yapıyla karşı karşıyayız. Bizim önerimiz; ismi 'TOSİ' olabilir, isimler çok önemli değil,  TOKİ  benzeri bir modelin işletmeler içerisinde uzun vadeli satış ya da kiralama modeliyle uygulamaya geçirilmesi."


Olpak, tasarruf açığının önemli bir sorun olduğunu hatırlatarak, tasarrufların artmasını teşvik etmek için Bireysel Emeklilik Sistemi'nin, çocuk güvencesi fonu gibi yapılarla desteklenmesini önerdi.


Sağlam mali ve finansal altyapının korumasının önemine değinen Olpak, sözlerini şöyle sürdürdü:


"Sanayi üretiminin Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (GSYH) içindeki payı göz önüne alındığında, sadece kamu maliyesinin ya da bankacılık sisteminin sağlamlığı, Türkiye'nin bundan sonraki süreçte gelişmesi ve kalkınmasında yeterli değildir. Tarım, inşaat ve sanayinin toplam GSYH içindeki payının artırılması gerekiyor. Yüksek katma değerli üretim odaklı bir kalkınma stratejisine ihtiyacımız var. Cari açık sorununun çözümünde, yüksek katma değerli ürünlerin yanında, KOBİ'ler ile gıda, tarım ve hayvancılık alanlarına daha fazla yatırım yapmalıyız."


Olpak, Maliye'nin, mükellefe bakışını değiştirmesi gerektiğini, vergi ve zihniyet reformu yapılmasının önem taşıdığını anlattı.


Olpak, "AB ile siyasal engellemelere rağmen yeni fasılların açılması yönündeki çalışmalarla Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı (TTIP) gibi çalışmalar bizim için son derece önemlidir" dedi.


- "Asgari ücretin yükü paylaşılmalı"


Asgari ücrete yapılacak zam konusuna da değinen Olpak, şunları söyledi:


"Seçim vaatleri söz konusu olmasaydı asgari ücrette yılbaşında enflasyondan hareketle yüzde 10 civarında bir zam öngörülecekti. Bugün itibarıyla yüzde 30'luk bir zam görüyoruz. Biz diyoruz ki ilave olarak beklemediğimiz bu yüzde 20'lik zam kısmını, çalışanın eline geçecek 1.300 liranın üzerinde herhangi bir tartışma yapmaksızın, devletimiz ile eşit olarak paylaşalım.


Şu anda asgari ücretin üzerinde alan kişilerin de ücretlerinin artırılacağını düşünecek olursak, 30 milyar liralık bir yük gerçekleşecek. 30 milyar liralık yükün 24 milyar lirası KOBİ'lerin üzerinde kalmaktadır. Hükümetimizin bu konuyu dikkatle irdelemesi gerekir. KOBİ'lerin üzerine böyle bir yük geldiği takdirde, gelir dağılımı adaletsizliğini bir taraftan düzeltelim diye düşünürken işletmeleri ayakta bırakmamak gibi çok ciddi bir riskle bizi karşı karşıya bırakacaktır."


- Bölgesel asgari ücret ve esnek çalışma modelleri


Olpak, esnek çalışma modellerine de değinerek, "çalışma barışı" başlığı altındaki beklentilerini de şöyle sıraladı:


"Bölgesel asgari ücret ve esnek çalışma modelleri gündeme alınmalı, kıdem tazminatı sistemi yürürlüğe girmeli. Mevcut yapıdaki, adeta istihdamı önleyici uygulamalar değiştirilerek, istihdam dostu hale getirilmeli. Çalışan ve işvereni, her adımda mahkemeye taşıyan bir sistemden dostluk çıkmaz. İş hukuku ve yargılaması, iş sağlığı, güvenliği ve çalışma hayatı ile ilgili uygulama ve düzenlemeler, bir bütün olarak ele alınarak değerlendirilmeli. Daha verimli çalışanın daha fazla ödüllendirilmesini sağlayan bir sistem, geleceğimiz açısından önemli bir dönüm noktası. İş hayatında ayırımları ortadan kaldırıp, ortak bir 'çalışan' tanımıyla, kamuda da performans sistemine geçilmeli."


- "Halka şefkatle yaklaşıp, teröre etkin mücadeleyle devam"


Olpak, sosyal hayatı ilgilendiren konularda, daha etkin çalışmaya ihtiyaç olduğunu belirterek, "sosyal barış" başlığı ile ilgili olarak şu beklentilerini paylaştı:


"İyi niyet, uzlaşma, huzur, güven ve istikrar, milletimiz nezdinde kabul gördü. Bu uzlaşı, hem devlet içinde ve yönetim kademelerinde hem de tüm toplum kesimleri arasında kesintisiz sürdürülmeli. Çözüm süreci, vatandaşa karşı şefkatli bir şekilde, terörle mücadeleye ise etkinlikle devam ederek sürdürülmeli. Demokratikleşme, şeffaflık alanlarında yapılan düzenlemelere devam edilmeli. Sosyal yardımların bir bölümü, meslek edindirme ve istihdama da katkı sağlayacak şekilde yeniden yapılandırılmalı."


Olpak, eğitimin, sağlanan ilerlemelere rağmen en fazla politika değişimine uğrayan alanlardan olduğuna dikkati çekerek, "Milli Eğitim Bakanlığı, kadro yönetimi ve öğretim odaklı yapılanmadan ziyade eğitim merkezli ve kalıcı politikalara odaklanmalı. Kültür, toplumun medeniyet ufkunu gösterir. Kültür politikamız, kültür turizmi veya sanatın belli alanlarına yoğunlaşan kalıplardan ziyade bir medeniyet tasavvuruna dönüşmeli. Gençlik politikalarımız, gençlerin geleceğini ve genç istihdamını da kapsayacak şekilde yenilenmesi gerekiyor" ifadelerini kullandı.


- "Kuvvetler kargaşasını ortadan kaldıralım ve başkanlık sistemini tartışalım"


Siyasal sistemde ise köklü bir sorgulama ve değişime ihtiyaç duyulduğunu vurgulayarak, "siyasal barış" başlığı altındaki beklentilerine ilişkin şu değerlendirmeleri yaptı:


"Daha hızlı ve daha adil işleyen hukuk devleti, ortak ve acil ihtiyacımızdır. Bunu sağlamanın yolu köklü bir zihniyet değişimi ve reformdan geçer. Kuvvetler kargaşası şeklinde tasarlanıp, kuvvetler ayrılığı şeklinde ifade edilen mevcut yapıyı da ortadan kaldıran yeni bir anayasa yapılmalı. Merhum cumhurbaşkanlarımız Turgut Özal ve Süleyman Demirel döneminden beri gündemde olan başkanlık sistemi, tüm yönleriyle tartışılması gereken önemli bir başlıktır. Sorunları çözmenin yolu, onları tartışabilmekten geçer."


Olpak, siyasi partilerin bir araya gelerek parlamento seçimlerinin tekrar 5 yıla çıkarılmasını öncelikle gündeme alması gerektiğini dile getirerek, "Devletin hukukunu vatandaştan korumak üzerine kurulu anlayıştan, bireyin hukukunu devlete ve diğer bireylere karşı koruyan anlayışa geçilmelidir" çağrısında da bulundu.


AA


Geri Dön