İnşaatta hedefler 2019'a taşındı!
Başta gayrimenkul ve konut olmak üzere 200 civarında alt sektörü tetikleyen inşaat sektörü, Türkiye ekonomisinin lokomotifi oldu. İnşaat sektörünün büyüdüğü yıllarda ekonomi de büyüdü. Sektör büyüme beklentilerini 2019'da taşıdı...
Artan nüfusun, yol, köprü, havaalanı, endüstriyel tesis, hastane, okul gibi sosyal yapılarla birlikte devam eden konut ihtiyacının, 2019 yılında sadece inşaat sektörünün değil, ekonomik büyümenin de temel unsurlarından olacağı öngörülüyor.
KONUT EĞİLİMİ DEĞİŞMEDİ
TOKİ Dergi'de yer alan habere göre; Bu beklentinin en temel dayanaklarından biri, tüketicinin konut eğiliminin çok fazla değişmemiş olması. 2017 yılını 1 milyon 409 bin konut satışıyla kapatan konut sektörü, 2018'in de yakın bir rakamla kapanmasını bekliyor. 2018 Ocak-Eylül döneminde Türkiye genelinde konut satış rakamı 1 milyon 2 bin 391'e ulaştı. Ayrıca 2018 yılı üçüncü çeyreğinde inşaatta büyüme negatife inerken, aynı dönemde gayrimenkul sektörünün yüzde 2,3 büyümesi, önümüzdeki süreç için umut verici bir gelişme olarak değerlendiriliyor.
TMB BAŞKANI MİTHAT YENİGÜN: FİYAT FARKI DÜZENLEMESİNE İHTİYAÇ DUYUYORUZ
Müteahhitlerin Kasım sonu itibarıyla yurt dışında 15,8 milyar dolar tutarında iş üstlendiğini açıklayan Yenigün, 2018'de yükselen inşaat girdileri için Fiyat Farkı ve Tasfiye Kararnamesi çıkarılmasını istedi.
Türkiye Müteahhitler Birliği (TMB) Başkanı Mithat Yenigün, 2018'in inşaat sektörü açısından zorlu geçtiğini, sektördeki daralmanın 2018'in son çeyreğinde de devam etmesi endişesini taşıdıklarını dile getirdi.
Müteahhitlerin Kasım sonu itibarıyla yurt dışında 15,8 milyar dolar tutarında iş üstlendiğini açıklayan Yenigün, "Firmalarımızın yurt dışındaki performanslarının geçmiş yıllardaki seyri izlendiğinde, yeni projelerde en yüksek değere 2012-2013 döneminde yıllık 30 milyar ABD Doları ile ulaşıldığı görülmektedir. Ancak bölgedeki jeopolitik gelişmeler, petrol fiyatlarındaki gerileme ve Rusya ile yaşanan krizin etkisiyle bu rakam, 2016-2017 döneminde 14-15 milyar ABD Doları bandına inmiştir" diye konuştu.
Yıllık iş tutarının yakın zamanda yeniden 20 milyar dolar bandını aşmasını hedeflediklerini söyleyen Yenigün, 2018 yılında sektörün yaşadığı sorunlar için çözüm önerisinde bulundu. Yenigün, büyük altyapı ve ulaştırma yatırımlarında 2017 yılından devreden hak ediş alacaklarıyla 2018 yılına başlandığını ve hak ediş alacaklarının tahsilat sorununun yıl boyu artarak devam ettiğini kaydetti. Diğer yandan demir ve petrol fiyatları ile 2018 yılı Mayıs ayından itibaren kurlarda yaşanan yükselişin, inşaat girdilerinde öngörülmesi mümkün olmayan maliyet artışlarına neden olduğunu söyleyen Yenigün, bu duruma çözüm olarak Fiyat Farkı ve Tasfiye Kararnamesi çıkarılmasını isteyerek şunları söyledi: "Uzun zamandır süregelen Fiyat Farkı ve Tasfiye Kararnamesi çıkarılması talebimiz doğrultusunda hükümet, 30 Haziran 2018 tarihinden önce ihalesi yapılan ve devam etmekte olan yapım işi sözleşmelerinin 60 gün içerisinde yüklenicinin başvurusu ve idarenin onayıyla tasfiye edilmesine veya devredilmesine olanak sağlamaya hazırlanmaktadır. ilgili maddeyi içeren 4735 sayılı Kamu ihale Sözleşmeleri Kanunu'nda Değişiklik Yapılmasına ilişkin Torba Kanun Teklifi, Bütçe Plan Komisyonu'ndan geçmiştir. 2019 yılı Bütçe Kanunu çalışmaları sonrasında Meclis Genel Kurulu'nda görüşülerek yasalaşmasını beklemekteyiz. Teklif, firmalarımız adına sevindirici olsa da sorunu tamamen çözmekten uzaktır. Sektörümüz, bir fiyat farkı düzenlemesine de ihtiyaç duymaktadır."
122 ÜLKEDE TOPLAM 9 BİN 500 PROJE
"2018'de yaşanan tüm zorluklara rağmen 2019 yılına umutla girmek en büyük arzumuzdur" diyen Yenigün, Türkiye'nin ekonomideki gidişatı değiştirme gücüne sahip olduğunun altını çizdi. Bu çerçevede kısa vadeli kampanya ve teşvikler yerine kalıcı önlemlerle yapısal reformların bir an önce gerçekleştirilmesi ve güven ortamının muhafaza edilmesi gerektiğini belirten Yenigün, "Böylelikle orta ve uzun vadede genel ekonomiyle birlikte inşaat sektöründe de sürdürülebilir büyüme desteklenecektir" dedi.
YURT DIŞI PAZARLAR
Sektörün son dönemde iç pazara alternatif olarak tüm jeopolitik risklere ve ticaret savaşlarına karşın yurt dışı pazarlara daha fazla ağırlık vermeye başladığını dile getiren Yenigün, firmaların 2018 Kasım sonuna kadar yurt dışında 122 ülkede toplam 9 bin 500 proje üstlendiğini açıkladı. Yenigün, bu projelerin maddi büyüklüğünün 375 milyar doları bulduğunu vurgularken, ENR Dergisi'nin dünyanın en büyük 250 müteahhidi listesinde, Türkiye'nin 46 firma ile Çin'in ardından ikinciliği 2017 yılında da korumayı başardığını kaydetti. Listedeki Türk firmalarının pazar payında bir miktar düşüş yaşandığına işaret eden Yenigün, "Bu çerçevede son birkaç aydır yurt dışı projeler için teminat mektubu temininde Türk bankalarının kontr-garantilerinin kabul edilmemesi sorununu yaşamaktayız. Bunun için bir an önce Türk bankacılık sistemi ve Türk bankalarının etkin tanıtımının yapılarak, firmalarımızca bankalarımızdan alınacak teminat mektuplarının direkt kabul edilmesini sağlayacak adımlar atılması önemlidir" dedi.
TÜRKİYE İMSAD YÖNETİM KURULU BAŞKANI FERDİ ERDOĞAN: 2019 İHRACAT HEDEFİMİZ 22 MİLYAR DOLAR
İnşaat malzemesi sanayisinin iç pazarda daralma yaşarken ihracatta ivme kazandığına dikkat çeken Ferdi Erdoğan, 2018 sonunda Türkiye'nin ulaşacağı 170 milyar dolarlık ihracatın 20,5 milyarının inşaat malzemelerinden oluşacağını ifade etti.
Türkiye inşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği (İMSAD) Yönetim Kurulu Başkanı Ferdi Erdoğan, inşaat malzemeleri iç pazarının 2018'in ilk 9 ayında yüzde 23,3 büyüyerek 312,8 milyar TL'ye ulaştığını söyledi. Ancak aynı dönemde malzeme fiyatlarındaki yüzde 28,8 artışla iç pazarın reel olarak küçüldüğünü belirten Erdoğan, fiyatlarının 2018 yılının ilk 9 ayında yıllık yüzde 48,02 arttığını belirtti. Önceki yılın aynı döneminde artış yüzde 25,1 olarak gerçekleşmişti.
Hâlihazırda inşaat sektöründe siparişlerde gerileme yaşandığına işaret eden Ferdi Erdoğan, inşaat sektörünü mali açıdan rahatlatacak yeni finansman modellerinin inşaat malzemeleri sanayisi için de önem taşıdığını dile getirdi.
"İNŞAAT MALZEMESİ, EN YÜKSEK İHRACAT YAPAN ÜÇÜNCÜ SEKTÖR"
Türkiye'nin en yüksek katma değerini üreten sektörlerinden olan inşaat malzemesi sanayisinin aynı zamanda 2017 sonu itibarıyla otomotiv, tekstil ve hazır giyimden sonra en yüksek ihracat yapan üçüncü sektör olduğuna da işaret eden Ferdi Erdoğan, Türkiye'nin toplam 115 milyon tonluk ihracatının yaklaşık üçte birini, inşaat malzemeleri sanayisinin gerçekleştirdiğini söyledi. Erdoğan, 2014'te 22,1 milyar dolara kadar yükselen inşaat malzeme ihracatının 2016'da 16 milyar dolara düştüğünü, 2017'de ise tekrar yükselişe geçerek 17,3 miyar dolara ulaştığını aktardı. 2018'in ilk 10 ayında ise ihracatın yüzde 21 artarak 17 milyar dolara ulaştığını açıklayan Erdoğan, yılı 20 milyar doların üzerinde ihracatla kapatacaklarını belirterek
2019 yılı hedefininse en az 22 milyar dolar olduğunu kaydetti.
SEKTÖR HIZLI HAREKETE GEÇTİ
iç pazarda inşaat işlerinin yavaşlamasının ardından sanayicilerin çok çabuk hareket ederek ihracata yöneldiğini vurgulayan Erdoğan, yıl sonunda Türkiye'nin ulaşacağı toplam 170 milyar dolarlık ihracatın 20,5 milyar dolarını, 120 milyon ton dış satışın da 35 milyon tonunu inşaat malzemeleri sektörünün gerçekleştirmesini beklediklerini aktardı.
Yakın ve komşu pazarların göreceli iyileşmesinin de olumlu katkısına değinen Erdoğan, Türkiye'nin kaliteli üretim yaptığını ve inşaat malzemelerinin birçok alanında dünyada lider olduğunu vurguladı. En yüksek ihracat yaptığımız ülkelerin Avrupa ülkeleri olmasının da bunun göstergesi olduğunu ifade eden Erdoğan, buna karşın ülkemizde üretilen birçok ürün grubunda hâlâ ithal ürünlerin tercih edildiğine dikkat çekerek şunları söyledi: "Dış Ticaret Endeks raporlarımız da gösteriyor ki 'Made in Turkey’ algısı henüz iç pazarda hak ettiği değeri görememekte. iç pazarda da yerli malzemeye duyulacak güvenin artması şart. Mümkün olduğu kadar ihracatın arttığı, ithalatın azaldığı bir dengeyi kurmaya çalışmalıyız.
Günümüz global rekabet ortamında değişime ayak uydurabilenler ayakta kalıp pastadan payını alıyor. 2023 yılında dünyanın ilk 10 ekonomisi arasına girmeyi hedefleyen Türkiye'nin inşaat malzemesi sanayicileri olarak Türkiye markasıyla öne çıkıp ihracatımızı artıracağımıza ve çok daha güçlü konuma geleceğimize inanıyoruz."
YENİLEME PAZARI 6 MİLYAR DOLARA DÜŞTÜ
Kentsel dönüşüm ve yenileme pazarının önemine de işaret eden Erdoğan "2019'da kentsel dönüşüme girecek ve girmeyecek konutlar belirlenmeli. Böylece güçlendirme ve yenileme işleri hızla artar, piyasa canlanır" diye konuştu. Kent sel dönüşüm sürecinin bir bina dönüşü mü olarak görülmemesi gerektiğini, 20-3C yıl sonra tekrar dönüştürülecek yapıla değil, 100 yıllık yapılar inşa edilmesi gerektiğini vurgulayan Erdoğan, "Ancak diğer yandan ülkemizde hangi binaların kent sel dönüşüme girip hangilerinin girmeyeceği belirlenmedi. Türkiye'de 10 sen« önce yaklaşık 12 milyar dolar olan yenile me pazarı 2017 yılında 6 milyar dolar il< toplam inşaat pazarının yüzde 7'sine düştü. Oysa bu rakamın, yaklaşık yüzde 2! civarında olması gerekiyor. Burada yenileme kapsamı sadece kozmetik yenile me değil, 'derin yenileme' denen tesisat (elektrik, su vb.), ısıtma-soğutma, havalandırma sistemleri, yalıtım dahil cep he sistemleri, pencere-cam ve çatı-baca sistemleri gibi geniş bir alanı içeriyor, inşaat sektörünün içinde bulunduğu mevcut durumun iyileştirilmesi için kentse dönüşümle yenileme pazarının birbirinden ayrıştırılması gerekiyor" değerlendir meşinde bulundu.
T'HBB YÖNETİM KURULU BAŞKANI YAVUZ IŞIK: BÜYÜME İÇİN KAPSAMLI BİR MODEL GEREKLİ
İnşaat sektörünün 2019 yılında büyümesi için alanlı ve kapsamlı bir modelin hayata geçirilmesi gerektiğini söyleyen Yavuz Işık, Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca hayata geçirilecek Mekânsal Strateji Planı’nın doğru bir başlangıç olabileceğini belirtti.
İnşaat sektörü 200 civarında alt sektörü harekete geçiriyor ve hazır beton bu sektörlerin başında geliyor. Dolayısıyla inşaat sektöründeki büyüme veya yavaşlama, doğrudan hazır beton sektörünü etkiliyor. Avrupa Hazır Beton Birliği (ERMCO) ve Türkiye Hazır Beton Birliği (THBB) Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz Işık, bu noktaya özellikle dikkat çekiyor.
Küresel kriz sonrası (2010-2017 arası) Türkiye ekonomisinin yıllık ortalama büyüme :-anı yüzde 6,8 iken inşaat sanayinde bu oranın 11,1 olduğuna işaret eden Işık, 2014 , e 2015 hariç kriz sonrasındaki 8 yılın 6'sın-oa inşaatın büyüme oranının Türkiye orta-amasının üzerinde olduğunu belirtti ve 3u yönüyle son 8 yılda inşaat sektörü Türkiye'de muazzam bir performans ortaya koymuştur" dedi. Işık, 2018'in Nisan ayından itibaren inşaata paralel olarak hazır beton sektöründe imalatın istenilen seviyeden uzak olduğuna vurgu yaptı.
Yılın ikinci yarısında inşaat sektörünün Türkiye'nin büyümesine pozitif katkı yapmasını beklemediklerini, 2018 yılındaki büyüme rakamı beklentisinin yüzde 2'nin altında olduğunu aktaran Işık'a göre; Türkiye ekonomisi pozitif büyümeyi en iyimser tahminle 2019 yılının ikinci çeyreğinde, daha olası bir ihtimalle ikinci yarıdan sonra elde edebilecek.
Yavuz Işık, dış koşulların ekonomiye etkisi için şu değerlendirmelerde bulundu: "Bütün dünya ekonomilerinde yükselen faizler ve sıkı para politikalarının etkisiyle finansman maliyetleri artmış, buna bağlı olarak da küresel seviyede büyüme oranlarının azalacağı bir döneme girilmiştir. 2019 senesinde, FED tarafında faiz artırımına son verileceği net bir şekilde ortaya konulmadığı sürece, güçlü dolar ve yüksek faiz düzeyi devam edecektir. Enflasyonla mücadele eden Türkiye'de, bu mücadelenin ne kadar sürede başarılı olacağını kestirmek oldukça güç görünmektedir. Enflasyonu düşürmeksizin, ülke risk seviyesini aşağı çekmeksizin, küresel nakit akışında rahatlama olmaksızın Türkiye'de faiz hadlerinde önemli bir düşüş görülmeyecektir. İnşaat gibi faiz haddine oldukça duyarlı bir sektörde, bu koşullar altında canlanma beklenemeyecektir."
Yavuz Işık, hükümetin ekonomiyi canlandırmak için aldığı bazı tedbirlerin yerinde olduğunu kaydetti. 6 ay süreyle konut teslimlerinde yüzde 18 yerine yüzde 8 KDV uygulaması ve yüzde 4 olan tapu harcının yüzde 3'e indirilmesi uygulamalarının yıl sonuna kadar uzatılmasının, ekonominin canlanması açısından olumlu kararlar olduğunu söyledi. Işık, "Ancak mevcut faiz düzeyiyle ipotekli konut satışlarındaki keskin düşüşün bu desteklerle önüne geçilmesi beklenmemelidir" diyerek sözlerini şöyle sürdürdü:
"Her şeyden önce inşaat sektöründe planlı, kapsamlı bir modelin hayata geçirilmesi gerekmektedir. Çevre ve Şehircilik Bakanlığımız tarafından çalışmalarına başlandığı açıklanan Mekânsal Strateji Planı, planlama için doğru bir başlangıç olabilecektir. Planın kapsamı ve içeriği henüz belli değildir. Bu planla sanayiye arazi ihtiyacının giderilmesinden başlayıp şehirlerin yeniden şekillendirilmesine kadar geniş bir çerçevede planlama yapılabilecektir.
2 milyondan fazla kendine bağlı kayıtlı istihdamı olan ve diğer etkilediği sektörlerle bu rakamı çok çok yukarılara çeken inşaat sektöründeki geriye gidişi durduracak, yalnızca üst segment konut projeleri üzerine kurulu bir plan yerine inşaatın bütününe yönelik bir yol haritasının uygulanması yerinde olacaktır."
GYODER YÖNETİM KURULU BAŞKANI DOÇ. DR. FEYZULLAH YETGİN: 2019 ILIMLI BİR DENGELENME SÜRECİ OLACAK
Gayrimenkul sektörünün 2018 yılının üçüncü çeyreğinde yüzde 2,3 büyüdüğüne dikkat çeken Yetgin, 2018'de yabancıya konut satış gelirinin 6 milyar doları bulduğunu vurguladı.
Gayrimenkul ve Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı Derneği (GYODER) Yönetim Kurulu Başkanı Doç. Dr. Feyzullah Yetgin, gayrimenkul sektörünün 2018 yılı üçüncü çeyrekte yüzde 2,3 büyüdüğünü söyledi. 2019'da özellikle yabancı yatırımcıya yapılan satışlardaki artışın devam edeceğini belirten Yetgin, "Sektör olarak 2019 yılında ılımlı bir dengelenme süreci yaşanacağını düşünüyoruz" diye konuştu. 2018 yılının Gayrimenkulde Güç Birliği ve Türkiye İçin Kazanç Vakti kampanyaların da etkisiyle 2017 ile benzer seviyede tamamlanmasını öngördüğünü söyleyen Yetgin, "Gayrimenkul sektörüne yönelik rakamlara baktığımızda 2018 yılının 2017 ile aşağı yukarı başa baş geçtiğini görüyoruz. Bu durum aslında Türkiye'deki konut ihtiyacının ne kadar sürdürülebilir olduğunu da gösteriyor. Yıllık yaklaşık 1 milyon 200 bin konutun el değiştirdiği, demografik nedenlerden dolayı 650 bin adet yeni konut ihtiyacının sürdüğü Türkiye'de, gayrimenkul piyasası yavaş yavaş dengeye oturmaya başladı" dedi.
YABANCIYA SATIŞTA 2019 HEDEFİMİZ 10 MİLYAR DOLAR
Son dönemde yaşanan kur artışının yabancıların konut alımında olumlu etki yarattığını belirten Feyzullah Yetgin, yabancılara konut satışının 2018 yılı Ocak-Eylül döneminde yüksek bir artışla 24 bin 155 adede ulaştığını, 2017 yılının aynı döneminde bu rakamın 15 bin 241 adet olarak gerçekleştiğini açıkladı. Bu artışta Çevre ve Şehircilik Bakanlığının, 1 milyon dolarlık gayrimenkul alan yabancıya vatandaşlık hakkı şartını 250 bin dolara indirmesinin de etkili olduğunu belirten Yetgin, Ekim sonu itibarıyla aylık satışın 6 bine yükseldiğini kaydetti. 2018 yılında yabancıya konut satışı gelirinin 6 milyar dolar seviyesini bulacağını kaydeden Yetgin, Ekim ayında yaklaşık 6 bin adetlik satışın aylık bazda 2019'da da sağlanması durumunda, 2019 satışının yaklaşık 10 milyar doları bulabileceği öngörüsünde bulundu. Yetgin, yabancıya gayrimenkul satışının hem sektör hem de Türkiye ekonomisi açısından çok önemli olduğunun altını çizerek, yabancıya satış işlemlerinin ihracat kalemi olarak değerlendirilmesi ve bu anlamda bazı teşvikler verilmesine ilişkin beklentisini aktardı.
"Yabancıya satışın büyük bir potansiyel içerdiğinin farkında olan kamu yöneticilerinin, bu konuya çok pozitif, sonuç odaklı ve yapıcı bir yaklaşım içinde olması sektörümüz adına gerçekten sevindirici" diyen Yetgin, sektör temsilcilerinin de önemli adımlar attığını ve bu yıl yurt dışındaki bütün fuarlara organize bir şekilde katılacaklarını söyledi. GYODER olarak hazırladıkları ’How to Buy Property in Turkey' kitabıyla Türkiye'de yabancıların gayrimenkul sahibi olabilmesinin yollarını göstermeye çalıştıklarını, kitabın Almanca versiyonunu da hazırlayacaklarını kaydetti.
"İKİNCİ KENTSEL DÖNÜŞÜM DÖNEMİ BAŞLATILSIN"
Gayrimenkulün, her daim gelişme potansiyeli olan ve Türk ekonomisine önemli destek sağlayan bir sektör olduğuna işaret eden Feyzullah Yetgin, bazı güncel düzenlemelere ilişkin beklentilerini şöyle sıraladı: Birinci el konut satışlarının cazip hâle getirilmesi, sektöre yönelik vergi indiriminin kalıcı olması, çalışan kesimin konut alımında ödediği faizin gelir vergisinden mahsup edilmesi. Yeni düzenlemelerle birlikte birinci el konut satışının, toplam satış içinde yüzde 65'e çıkarılması gerektiğini savunan Yetgin, "Yıllık yaklaşık 900 bin adet konut satışına ulaşılmasıyla bitmiş konut stoku 1 yılda, inşaat hâlindeki konut stoku 2 yılda eritilmiş olacaktır. Böylece orta vadede konut sahiplik oranının yükselmesi ve y kalitesinin artması da sağlanacaktır. Bu iç samda, konut kredi piyasasının menkulleştirilmesi ve derinleştirilmesinin sağlıklı konut politikası için elzem olduğuna inanıyoruz" diye konuştu. Feyzullah Yetgin’in öneri arasında "ikinci Kentsel Dönüşüm Dönemi"nin başlatılması da bulunuyor. Yetgin kentsel dönüşümün ilk 6 yıllık uygulamasın ortaya çıkan; imar, proje planlama, mahalle bazlı dönüşüm eksikliği, finansman yapısı bina odaklı dönüşümün sınırlandırılması g konularda yeni düzenlemeler yapılarak, "ikinci Kentsel Dönüşüm Dönemi"nin başlatılmasını ifade ediyor.
İPOTEKLİ FİNANSMAN MERKEZİ
GYODER’in gündemindeki diğer konun ipotekli Finansman Merkezi olduğunu be ten Yetgin, konuyla ilgili yaklaşımlarını şekilde aktardı: "Gayrimenkul sektörün finansal yapılanma çok önemli. Bakanlığımızın finansal mimariyle ilgili çok yoğun çalışmaları var. Geçtiğimiz günlerde toplam 3 milyon 150 milyon TL tutarında VDMK (Varlığa Dayalı Menkul Kıymet) ihracı gerçekleştirildi, tür menkul kıymetleştirmelerin artması gerekiyor. Bu süreçte kamu ve özel sektör katılımıyla ipotekli Finansman Merkezi kurulması lazım. Garantörlük açısından bu çok önemli. Bugün konut kredisi hacmi 198 milyar TL’yi aştı. Bu ne demek? Yani belli vadede ve maliyette finans kuruluşlarının bilançolarında rakamlar duruyor. Son operasyonla 3 mil; 150 milyon TL piyasaya tekrar kazandırılan oldu, ipotekli Finansman Merkezi kuruldu takdirde daha organize ve sistemli bir şekil sektöre kaynak sağlanmasının yolu açılacaktır.