30 / 09 / 2024

İskandinav evlerinin kuşatıcı modernizmi!

İskandinav evlerinin kuşatıcı modernizmi!

Soğuk iklimlerde yaşamanın büyük acılara sebep olduğu söylenir. Hatta yıllık güneşli gün ortalaması düşük Kuzey ülkelerinin intihar oranlarını içeren garip haberler periyodik olarak karşımıza çıkar




Soğuk iklimlerde yaşamanın büyük acılara sebep olduğu söylenir. Hatta yıllık güneşli gün ortalaması düşük Kuzey ülkelerinin intihar oranlarını içeren garip haberler, periyodik olarak karşımıza çıkar. Fakat su götürmez bir gerçek var. Depresif atmosfer olaylarının yaratıcılığa olan hayati katkısı...

Sıcacık bir kış için
Aksesuarın önemini uzun uzun anlatmaya gerek yok. Sakın unutmayın. Aksesuar, kişiliğinizin İpuçlarını da barındıran önemli bir gösterge. Farklı dokulardan oluşan katmanlar düzenlemelere hareket kazandırır. Kadifeleri, nötral kumaşları ve yumuş ipekleri, örtü, masa örtüsü ve battaniyelerde kullanın.

Sadelik ve teknoloji birleşiyor
İskandinav tarzın öne çıktığı mutfaklarda dikkat çekici bazı nüanslar görüyoruz. Basit ve fonksiyonel ahşap mobilyalar, sadeliği teknolo-jiyle aynı vücuda giydiriyor. Desen seçimlerinizi iri bitki baskılardan yana kullanabilirsiniz. Aksesuarda yeşilin hayati bir önemi olduğu kuşkusuz. Çizgili tekstil ürünlerine rahatlıkla yer verebilirsiniz. Sandalye ve masalarda ahşabı tercih edin. Formların mat ve yalın olmasına özen gösterin.

LokaPin ilk leziz dilimi; kült rock gruplarının, top modellerin, H&M'in, ABBA'nın doğum yeri olan İskandinav ülkeleri... Milano ya da Paris değil... Dünyanın yeni moda başkentleri Oslo, Kopenhag, Stokholm, Helsinki.İskandinav sokaklarında kendi tarzını ve tasarı gücünü pratikleştiren birilerini arıyorsanız hemen söyleyelim, onlara ulaşmakta zorlanmayacaksınız. Refah seviyeleri, yaşam zevkleri ve kültür düzeyleriyle dünyanın en elit kesimlerinden birini oluşturan İskandinavlar soğuk fırtınaların etkisinden midir bilinmez standart belirleyen fiziksel özelliklerinin yardımıyla da, her dönem en zarif duruşu sergilemeyi başardılar.

Geçmişin sarsıcı izleri
Alvar Aalto ve Arne Jacobsen gibi mimarlar, mobilyadan yapıya doğru ortak bir tasarım felsefesi geliştirirken, yapılarını kullanan insanlar için de özgün mobilya tasarımlarına imza attılar. Aalto, 1933'te ahşap üzerine yaptığı araştırmalar sonuunda, mobilya tasarımında ve üretiminde çığır açan "bükülmüş dirsek" kavramını, tasarım dünyasına armağan etti. Ahşap malzemenin doğasında barındırdığı fiber özelliğin yapı ve mobilya tasarımındaki önemini keşfeden Aalto, bazı yapılarındaki doğa soyutlamalarını, bu tür bükülmüş ahşap fiberler sayesinde gerçekleştirmişti. 

Avangard çalışmalarıyla ve miniınalist mobilya tasarımlarıyla tanınan Danimarkalı mimar Jacobsen, 1952'de ünlü "The Ant" (Karınca) sandalye modelini geliştirdi. Eğrisel duruşu ve üç ayaklı çelik ayaklı kurgusuyla dikkat çeken bu tasarımı 1958'de "The Egg" (Yumurta) ve "The Svvan" (Kuğu) izledi. Her bir ürün başlı başına bir kült haline geldi ve tasarım tarihinde derin izler bıraktı.

Gerçek bir Kuzeyli
Mobilya evin her şeyi. Bomboş bir daireye hayat veren en büyük damar. Eğer amacınız evinizi Kuzey'e "döndürmekse", hemen söyleyelim; açık ve koyu renklerin kontrastlarından yararlanın. Koyu meşe ve kehribarın göz alıcı rengini taşıyan mobilyaları beyaz bir fona yakıştırın. Bizce gayet şık! Geleneği çağdaşla birleştirmeyi deneyin. Açığa çıkan esere hayretle bakacaksınız!
Sabah

 

 

 


Geri Dön