22 / 12 / 2024

İslamabad, Pakistan'ın modern yüzünü temsil ediyor!

İslamabad, Pakistan'ın modern yüzünü temsil ediyor!

İslamabad, modern mimarisi, geniş ve düzenli caddeleri, yeşil alanları,  kalabalıktan ve kargaşadan uzak görünümüyle diğer kentlerden farklı olarak  ülkenin gelişmiş ve modern yüzünü temsil ediyor



Pakistan"ın 1960  yılında kuzeydeki Himalaya Dağları"nın uzantısı olan Margala Dağları"nın  eteklerine inşa edilmeye başlanan ve inşası devam eden federal başkenti  İslamabad, modern mimarisi, geniş ve düzenli caddeleri, yeşil alanları,  kalabalıktan ve kargaşadan uzak görünümüyle diğer kentlerden farklı olarak  ülkenin gelişmiş ve modern yüzünü temsil ediyor.
               
Bir asra yakın İngiliz sömürgesi altında kalan ve 1947 yılında  bağımsızlığına kavuşan Pakistan"ın ilk başkenti olan Hint Okyanusu kıyısındaki  Karaçi"nin olası savaşlarda denizden gelecek saldırılar karşısında zayıf konumda  olması nedeniyle, dönemin Devlet Başkanı General Eyüp Han"ın isteği üzerine  stratejik ve güvenli bir noktaya yeni bir başkentin inşa edilmesine karar  verildi.
               
Bu amaçla 1958 yılında kurulan bir komisyon, stratejik konumu, coğrafi  yapısı ve iklimi gibi kriterleri göz önüne alarak, Margala Dağları"nın etrafını  çevirdiği platoya yeni başkentin inşa edilmesi yönünde tavsiyede bulundu. İslam  dininin özgürce yaşandığı yer anlamına gelen 'İslamabad' için açılan proje  yarışmasını Yunan mimarlık firması Konstantinos Apostolos Doksiadis"in çizdiği  projenin kazanmasıyla, kentin inşası 1960 yılında başladı.
               
Her bölgeden nüfus çekmek düşüncesiyle inşa edilen kent 5 milyon kişinin  yaşamasına uygun olarak planlandı. İslamabad"da yaşam alanları ve devlet  binalarının yer aldığı idari bölgelerin yanında, askeri, diplomatik, eğitim,  sağlık, endüstri ve ticaret bölgeleri bulunuyor. Her bölge kendine ait sosyal  alanları, alışveriş merkezleri ve parklara sahip.
             
Mimarisi ve planlamasıyla dünyanın örnek kentleri arasında gösterilen ve  uluslararası birçok ödüle sahip olanan İslamabad, 2008 yılında Gama Dünya  Kentleri arasında yer aldı.
               
-'İSLAMABAD, PAKİSTAN DEĞİLDİR'-
               
Pakistan"da halk arasında sıkça kullanılan 'İslamabad, Pakistan  değildir' sözü, başkentin ülkenin genel yapısını ve görüntüsünü yansıtmadığı  düşüncesiyle söylenegelmiş doğru ve yerinde bir söz olarak değerlendiriliyor.  İslamabad, düzenli yapısı, park ve bahçeleri, geniş caddeleri, kalabalık, kargaşa  ve gürültüden uzak haliyle diğer kentlere fark atıyor.
               
Ülke ekonomisinin kalbi sayılan 20 milyon nüfuslu liman kenti Karaçi ile  kültür ve sanat merkezi tarihi Lahor ve diğer metropol kentlerin aksine  İslamabad"ın ekonomi, kültür ve sanat alanında önemli bir rolü bulunmuyor.  İslamabad"da nüfus yoğunluğu da fazla değil. 2009 yılında yapılan sayımlara göre  850 bin kişilik nüfusuyla İslamabad, ülkenin 13. büyük kenti. Diğer kentlerden  farklı olarak İslamabad"da ağırlıklı olarak Urduca ve İngilizce konuşuluyor.  Pencap, Peştu ve Sind dilleri gibi yerel dillerin, diğer bölgelerden çalışmaya  gelenler arasında konuşulduğu görülüyor.
               
Pakistan genelinde yüzde 30"lar civarında olan okuma yazma oranı  İslamabad"da yüzde 90"lara yakın. Kamu ve vakıflara ait 17 üniversitenin yüksek  eğitim verdiği kentte Allame İkbal Açık Üniversitesi 280 binden fazla  öğrencisiyle dünyan en büyük üniversitesi olarak kabul ediliyor.
               
Binlerce yıllık geçmişi olan tarihi kentlerin yanında, bu yıl 50. yaşını  kutlayan İslamabad, ülkenin önemli dini merkezlerine de ev sahipliği yapıyor.  Doğusundaki Bar İmam köyünde 17 yüzyılda yaşamış tanınmış Sufi büyüklerinden şžah  Abdüllatif"in, batısındaki Golra-i şžerif köyünde ise çisti Tarikatının önde gelen  isimlerinden Pir Meher Ali şžah"ın türbesi bulunuyor. Bu türbeler yılın her günü  ülke içinden ve dışından gelen binlerce kişi tarafından ziyaret ediliyor.
               
-TERÖR SALDIRILARININ FİTİLİ ATEşžLENİYOR-
               
Uluslararası toplum tarafından son yıllarda adı bombalı ve silahlı  eylemlerle anılır hale gelen Pakistan"da terörist saldırılar 2008 yılından sonra  ciddi artış gösterdi. 1999 yılındaki darbeyle yönetime gelen General Pervez  Müşerref"in 9 yıllık iktidarının son dönemlerinde İslamabad"ın merkezinde,  Taliban militanlarının toplanma yeri olan 'Lal Mescit'in (Kırmızı Cami) ordunun  tank, top ve ağır silahlarla kuşatılmasıyla başlayan, caminin yerle bir edilmesi  ve 250"den fazla kişinin ölümüyle sonuçlanan olaylardan sonra Pakistan"da terör  saldırılarının önü alınamaz oldu.
               
İktidar ömrünü uzatmak için Müşerref"in emriyle yapılan bu baskından  sonra büyük kentlerde düzenlenen bombalı ve silahlı eylemlerde 3 bin 500"den  fazla kişi can verdi. Müşerref de bir yıl sonra koltuğunu bırakmak zorunda  kaldı.
               
Pakistan"ın diğer büyük kentlerinde olduğu gibi terörist saldırılardan en  çok nasibini alan kentlerden biri de başkent İslamabad oldu. Genellikle Batılılar  tarafından tercih edilen Marriot oteline düzenlenen intihar saldırıda 57 kişi  ölürken, Danimarka Büyükelçiliğine yapılan saldırıda da 13 kişi can verdi. 2009  yılında Uluslararası İslam Üniversitesi, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı ve  Birleşmiş Milletler binası terörist saldırıların hedefi oldu.
               
Terörist eylemlerdeki artış ülkenin en önemli kenti İslamabad"da  olağanüstü güvenlik önlemlerini beraberinde getirdi. Kamuya ait binalar, asker ve  polis merkezleri ile oteller, alışveriş merkezlerinin önlerine barikatlar  kuruldu, binaların duvarları yükseltildi ve tel örgülerle çevrildi. Kent  merkezinde bulunan yabancı ülkelerin binaları diplomatik bölgeye taşınırken,  büyükelçiliklerin bulunduğu bölge kentten tecrit edildi.
               
İslamabad"ın bütün giriş ve çıkışları polis ve askerler tarafından  tutularak kentte giren bütün araçlar detektörlerle aranmaya başladı. Kent  içindeki ana ve ara yollara kurulan kontrol noktaları ve güvenlik görevlilerinin  uygulamaları kent sakinlerinin yaşam ve özgürlük alanlarını kısıtladı.
               
-YANI BAşžINDAKİ METROPOL KENT, RAVALPİNDİ-
               
İslamabad"ın hemen yanı başındaki dev kent Ravalpindi ise tam aksine  kalabalık ve gürültülü haliyle öne çıkıyor. Cadde ve sokaklarını motorlu ve  motorsuz araçlarla seyyar satıcıların doldurduğu Ravalpindi"yi İslamabad"dan  sadece bir otoyol ayırıyor.
               
Sosyoekonomik farkın büyüklüğü, iki kent arasında psikolojik bir sınır  oluşturuyor. İki kentte yaşayanlar zorunlu olmadıkça diğer kente geçmiyor.  İslamabad Belediyesinin kentin düzeni ve görünümünü korumak amacıyla uzun  yıllardan beri uyguladığı sert kurallar bu görünmez sınırın oluşmasında önemli  paya sahip. Bu kurallar, Pakistan"da ulaşımda çok yayın olarak kullanılan  'rakşa' denilen üç tekerli motorlu araçlar ile hayvanların koşulduğu arabalar  ve seyyar satıcıların İslamabad"a girmesini yasaklıyor.
               
İslamabad"da gayrimenkul kira ve fiyatları, Ravalpindi"deki fiyatlarla  kıyaslanamayacak kadar yüksek. Genel tüketim mallarının fiyatları da farklılık  gösteriyor. Bu nedenle başkentte çalışan on binlerce kişi Ravalpindi"de yaşıyor.  İslamabad ile kardeş şehir kabul edilen Ravalpindi, siyasi ve askeri öneme de  sahip. Birçok devlet dairesi ve kamu binasının yanı sıra ordunun karargahı ve  silah sanayisi de Ravalpindi"de bulunuyor.
               
-İSLAMABAD"IN SEMBOLÜ VE ATATÜRK CADDESİ-
               
Projesi ünlü Türk mimar Vedat Dalokay tarafından çizilen ve inşasında  Türk mühendis ve işçilerin çalıştığı Kral Faysal Camisi, İslamabad"ın sembolü  olarak gösteriliyor.
               
Margala Dağları"nın eteklerinde, İslamabad"a hakim bir tepeye inşa edilen  mabet, dünyanın en büyük 6 camisinden biri. Modern İslam mimarisinin baş  yapıtlarından gösterilen cami, her gün binlerce yerli ve yabancı kişi tarafından  ziyaret ediliyor. Dalokay"ın projesi, 17 ülkeden 43 proje arasından seçildi.
               
Vedat Dalokay"ın  Ankara  Kocatepe Camisi için çizdiği, ancak geleneksel  Türk mimarisine uygun olmadığı için kabul edilmeyen proje, İslamabad için uygun  görüldü ve caminin yapımına 1976 yılında başlandı. İnşaatında Türk mühendisler ve  işçilerin çalıştığı cami, 1986 yılında tamamlanarak ibadete açıldı.
               
Maliyeti Suudi Arabistan Krallığı tarafından karşılanan cami, dünyanın en  tanınmış mabetleri arasında yer alıyor. Kendine özgü ve sıra dışı mimarisiyle  Bedevi çadırını andıran Kral Faysal Camisi, geniş ve aydınlık içi, köşeli  hatları, süslemeleri, uzun minareleri ve sadeliğiyle çağdaş mimarinin bütün  özelliklerini taşıyor.
               
Kapalı ve açık alanlarıyla birlikte 200 bin kişilik cami, başkent  İslamabad"da bürosu bulunan ulusal ve uluslararası birçok televizyon kanalı  tarafından canlı yayınlarda ve programlarda arka fon olarak tercih ediliyor.
               
Cami, 1977 yılından beri üç yılda bir dağıtılan ve dünyanın en saygın  mimarlık ödülleri arasında kabul edilen Ağa Han Mimarlık Ödülüne de layık  görülmüştü.
               
İslamabad"ın merkezindeki en güzel caddelerden biri 'Atatürk' ismini  taşıyor. Federal başkentte, 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel tarafından  dikilmiş, kentin en büyük parkı Fatma Cinnah"ta 'Dostluk Anıtı' da bulunuyor.
AA


Geri Dön