24 / 12 / 2024

İspanya'da konut sorunu: Tahliyeler ve pandemide tutulmayan sözler!

İspanya'da konut sorunu: Tahliyeler ve pandemide tutulmayan sözler!

Barcelona'nın en yoksul mahalleleri arasında yer alan Ciutat Meridiana'da tahliyeler hayatın istenmeyen bir gerçeği.



İspanya Barcelona'nın en yoksul mahalleleri arasında yer alan Ciutat Meridiana'da tahliyeler hayatın istenmeyen bir gerçeği.

Pandemi esnasında bile, evlerini kaybetmekle karşı karşıya kalan insanlar her hafta belediye binasında mahalle sakinlerinin oluşturduğu dernekle beraber toplanıyor.

BBC'de yer alan habere göre, ülkede geçtiğimiz Mart'ta koronavirüs krizi süresince tahliyeleri durdurmak üzere bir yasa çıkarıldı.

Yasayla beraber Başbakan Pedro Sanchez de, "Bu ekonomik koşullar altında kimse evini kaybetmeyecek. Kimse evinden tahliye edilmeyecek" sözünü verdi.

Fakat Ciutat Meridiana'da durum hiç de öyle olmadı. Nitekim tahliyelerle mücadele eden pek çok kişi, yasanın çıkmasından sonra dahi binlerce kişinin tahliye edildiğini belirtiyor. Bu duygusal mesele ile beraber İspanya'nın kronik sosyal barınma eksikliği de tekrar kamuoyunun gündemi oldu ve barınma hakkı konusundaki kamusal tartışmaları alevlendirdi.

'Tahliye şehri'


Dokuz senedir toplumda tahliyelere karşı mücadele eden mahalle sakinleri derneğinin başkanı Filiberto Bravo, "Buradaki durum çok, çok kötü" şeklinde şikayet ediyor.

Mahallede yaşayan üç küçük çocuk annesi olan Cecilia'nın yaşadığı ev için de 25 Ekim tarihinde tarihinde bir tahliye kararı verildi. Kararda bankanın bir ay sonra evi geri alacağı belirtildi.

Cecilia duygularını, "Bazen ağlamak istiyorum. Çocuklarımı düşünüyorum, yarın bizi buradan kovarlarsa çocuklarım için ne yapacağım" şeklinde ifade ediyor ve ekliyor:

"Geceleri son derece gergin oluyorum. Ne olacak diye düşünüyorum ve uyuyamıyorum."

Tahliye şehri


Cecilia ve partneri Carlos, dört senedir bir apartman dairesinde kiracı olarak yaşıyorlar. Her ay düzenli şekilde kiralarını ev sahibine ödüyorlardı. Ta ki ev sahibinin bir gün ortadan ansızın kaybolup Cecilia ve Carlos'un oturdukları evin kredisini ödemeyi bırakmasına kadar.

Şimdi de Cecilia aylık gelirinin en fazla yüzde 30'una kadar çıkabilecek olan 150 ila 400 euro tutarındaki bir ödeme planı için banka ile pazarlık yapmak istiyor.

Fakat banka mülkü geri almayı tercih ediyor. 26 Kasım'da, Cecilia'ya tahliyenin ertelendiği söylendi. Fakat mülksüzleştirme tehdidi henüz sona ermedi.

Bu kötü durumla karşı karşıya kalan Cecilia, "Kira ödemeden yaşamak istediğimizi söylemiyoruz. İstediğimiz şey, çocuklarımla huzur içinde yaşayabileceğim sosyal konut" şeklinde konuşuyor.

Mahalle tüm bu yaşananlardan sonra  yerel basında "tahliye şehri" olarak tanınıyor.


Mülkiyet politikası


Tahliyelere karşı mücadele eden PAH Madrid isimli örgütten Javier Crespo'ya göre, Cecilia'nınkine benzer olaylar yaşanıyor.

Crespo, bu yaygın sorunun hükümetin tahliye yasağında çekilen sınırlar olduğunu belirtiyor. Crespo'nun kaydettiğine göre tahliye yasağında "pandeminin doğrudan bir sonucu olarak savunmasız hale gelindiğini kanıtlayabilme" şartı söz konusu.

"Mahkemelerin insanların 'savunmasız' kaldığını bilmesi oldukça zor. Salgın yüzünden mi? Yoksa daha önce de kötü durumda mıydınız?" diyen Crespo, şu şekilde devam ediyor:

"Sorun da tam olarak burada. Tahliyeleri yasaklayan yasa doğru değil."

Koalisyonun solcu ortağı Podemos'un baskısı altında olan hükümetin, makul bir konut alternatifi bulunmaması halinde, Mayıs 2021 tarihine kadar tahliyeyi yasaklayan bir yasanın yakında geçirileceği belirtiliyor.

'Kimse işgal hakkına sahip değil'


Yasadışı ev işgalleri de salgın döneminde sık sık gündeme geldi. Muhalefet partileri de işgal evleri meselesine geçit vermek istemiyor. Madrid Belediyesi, işgal evleriyle mücadele için bir "işgal karşıtı ofis" açıldığını açıkladı.

Özel mülk sahiplerini temsil eden ceza avukatı Pere Joan Perete konuyla ilgili olarak "Bir eve erişim hakkı elbette anayasamızda bir haktır. Ancak bu, özel bir mülkü işgal etme hakkına sahip olduğunuz anlamına gelmez" diye konuşıyor.

Perete, mafya örgütlerinin boş binalara girip, kilitleri değiştirerek ve anahtarları yaklaşık olarak bin ila 2 bin euroya satarak savunmasız ailelerden yararlandığını belirtiyor.

'Yıkıcı etki'


Perete, mülk sahipleri için tahliyelerin daha hızlı ve daha kolay yapılması gerektiğine inanırken, hükümetin savunmasız ailelere daha uygun fiyatlı konut sağlama sorumluluğu olduğunu söylüyor.

İspanya'daki sosyal konut, tüm konutların sadece yüzde 2,5'ini meydana getiriyor ve Uluslararası Af Örgütü'nün 2019 raporu, İspanya'daki sosyal konut kıtlığının düşük gelirli aileler üzerinde "yıkıcı bir etkisi" olduğunu belirtiyor.

Aktivistler, banka ve yatırım fonunun elindeki birçok evin boş kalmasının sorunu daha da derinleştirdiğini dile getiriyor...

Sorun, geçtiğimiz hafta, Barcelona'nın dışındaki Badalona kasabasında işgal edilen terk edilmiş bir endüstriyel binada çıkan yangında üç kişinin yaşamını yitirmesiyle yeniden gündeme geldi.

Katalan Özerk Bölgesi'nin Başkanı Pere Aragonès, TVE'ye verdiği demeçte, olay hakkında "İnsanların çoğunun hali hazırdaki sahip oldukları ekonomik trajedinin daha üstünde bir trajedi" olduğunu belirtti.

Ülkede yerel yönetimler de artık harekete geçmeye hazırlanıyor.Temmuz'da, Barcelona Belediyesi'nin konut departmanı, toplu olarak 194 boş daireye sahip olan 14 şirkete yazdığı mektupta, "bir ay içinde kiracı bulunmazsa belediyenin mülklere el koyacağı" uyarısı yapıldı.

Fakat bunun gibi önlemler, konut konusundaki kamusal tartışmayı da alevlendirdi.

İspanya'nın bazı bölgeleri gecekondu cenneti durumuna gelirken, pek çok insan da umutsuz bir biçimde uygun fiyatlı konut eksikliğinden endişe ediyor. Ulusal hükümetin meseleye karşı ne şekilde tepki vereceği önemli bir etkiye sahip olacak.

 

İspanya'da restoran ve bar sahiplerinden kira yardımı Mart 2021'e kadar uzatılsın talebi! 


Geri Dön