İsrail'in Filistin'deki yıkımlarına tepki!
Filistin Hükümet Sözcüsü İbrahim Milhim, İsrail güçlerinin işgal altında bulunan Doğu Kudüs'te Filistinlilerin konutlarına yönelik başlattığı yıkımları "etnik temizliğin bir parçası" olarak nitelendirdi.
Filistin Hükümet Sözcüsü İbrahim Milhim, Anadolu Ajansı muhabirine yaptığı açıklamada, İsrail'in işgal altındaki Doğu Kudüs'ün Sur Bahir bölgesinde bulunan Vadi El-Hummus Mahallesi'nde bu sabah itibariyle başlattığı yıkımlara tepki gösterdi.
Anadolu Ajansı'nda yer alan habere göre, Milhim, "Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) ile İsrail arasında imzalanan anlaşmaya (Oslo Anlaşması) göre A bölgesinde yürütülen bu yıkımlar etnik temizliğin bir parçasıdır ve Filistinli nüfusu yerinden etmeyi amaçlamaktadır. İsrail sonradan inşa edilen duvara (Ayrım Duvarı) yakınlığı bahanesiyle binaları yıkıyor." diye konuştu.
İsrail'in Ramallah yönetimiyle Kudüs'ü ayırmak istediğini söyleyen Milhim, uluslararası toplumun bu adaletsizlik karşısında sessiz kalmaması gerektiğini belirtti.
Milhim, ayrıca, İsrail'in benzer sebeplerle Sur Bahir bölgesinde 200 kadar binayı yıkma ihtimali olduğunu dile getirerek, tehlikenin büyüklüğünü söyledi.
Filistin resmi ajansı WAFA'nda yer alan habere göre, Filistin Devlet Başkanlığından yapılan açıklamada da İsrail'in Vadi El-Hummus Mahallesi'nde başlattığı yıkımlar kınandı.
İsrail güçleri, işgal altındaki Doğu Kudüs'te Ayrım (Utanç) Duvarı'nın devamı olan tel bariyerlere yakın olduğu için Filistinlilere ait bazı evleri bu sabah zorla boşaltarak yıkmaya başlamıştı.
- Ne olmuştu?
İsrail Yüksek Mahkemesi, geçen ay Sur Bahir'de yer alan söz konusu binaların Ayrım Duvarı'nın devamı oluşturan tel bariyerlere yakınlığı sebebiyle "güvenlik tehlikesi oluşturduğunu" iddia ederek yıkımına karar vermiş ve mülk sahiplerine 18 Haziran tarihine kadar binalarını yıkmaları için süre tanımıştı.
Bunun üzerine Filistinliler, bazıları inşa halindeki 10 binanın yıkımının durdurulması için Yüksek Mahkemeye başvurmuş ancak mahkeme dün bu başvuruyu reddetti.
Uzmanlar, İsrail mahkemesinin bu kararının Filistin'in diğer bölgelerinde de birçok evin yıkılmasına sebep olabileceği uyarısında bulunuyor.
Filistin ile İsrail yönetimi arasında 1995 yılında imzalanan "İkinci Oslo Anlaşması" çerçevesinde Batı Şeria; A, B ve C bölgelerine ayrılmıştı. Yüzde 18'i kapsayan "A bölgesi"nin yönetimi idari ve güvenlik olarak Filistin'e; yüzde 21'lik "B bölgesi"nin idari yönetimi Filistin'e, "güvenliği" İsrail'e devredilmiş; yüzde 61'ini meydana getiren"C bölgesi"nin ise "idari yönetimi ve güvenliği" İsrail'e bırakılmıştı.
