Eğitim

İstanbul AKM'ye ne zaman kavuşacak?

Hürriyet Gazetesi yazarlarından Gila Benmayor, bugünkü yazısında Atatürk Kültür Merkezi'nden bahsetti

Atatürk Kültür Merkezi, nicedir Taksim'in ortasında cansız bir bina olarak duruyor. Tam 13 aydır kapısına kilit vurulmuş.

Ne zaman hayat akacak içine?
İstanbul 2010'a yetiştirilmesi planlanan AKM'nin akıbetini her sanatsever İstanbullu olarak merak ediyorum.

Dolayısıyla geçenlerde düzenlenen "AKM nasıl, kimin için, hangi yöntemlerle korunmalı" paneli için Pera Müzesi'nin yolunu tuttum.

Kimleri dinledik panelde?
2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı Yürütme Kurulu Başkanı Şekip Avdagiç, AKM'nin yenileme projesini hazırlayan mimar Murat Tabanlıoğlu,

Yenileme için gerekli izinleri veren koruma kurulunun başındaki Profesör Mete Tapan, mimarlar Doğan Tekeli, İhsan Bilgin, Tansel Korkmaz.

AKM'nin bugün geldiği noktayı kısaca özetleyeyim. Önce yıkılacak dendi sonra 2010 İstanbul sahip çıktı. 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı'nın yasasına AKM'nin yenilenmesi maddesi eklendi.

40 yıl önce AKM projesini hayata geçiren mimar Dr. Hayati Tabanlıoğlu'nun oğlu Murat Tabanlıoğlu  ve ekibi tarafından yenileme projesi yapıldı.

Derken sanat emekçileri sendikası yenileme projesi binada tahribat yapılacak gerekçesiyle dava açtı. Davalar sürüyor, dolayısıyla AKM'ye tek bir çivi çakılamıyor.

İstanbullular aylardır, şehrin en önemli sanat ve kültür merkezinden yoksun.
Ünlü tenor Placido Domingo ansızın "geliyorum" dese onu ağırlayacak opera binamız yok.

MİMARİ BİR OKŞAMA

Her biri konularında uzman olan panelistlerin AKM ile ilgili söyledikleri benim açımdan son derece aydınlatıcı oldu.

Önemli gördüğüm birkaç noktanın altını çizmek istiyorum.

Yenileme projesini üstlenmiş olan Murat Tabanlıoğlu, babasının yapmış olduğu AKM'nin "mimari üslubunu" bozmadan yeni teknolojiyle günümüze adapte edileceğini söylüyor.

"Teknolojiyle mimari bir okşama var" diyor.

Opera, bale sahnelerinin yanısıra sanat galerisi, cam bir fanusun içersinde bir lokantası olacak.

Sanırım, dava açmış olan Kültür Sanat-Sen'in itirazlarından biri AKM'de lokanta gibi ticari bir alan oluşturulması.

Peki sanat ve kültür merkezlerinin nefes almalarını, günlük hayata entegre olmalarını sağlayan tam da lokanta, kafe gibi yerler değil mi?

Dünyanın en önemli kültür merkezlerinden biri olan Centre Pompidou'nun üst katında Paris'in en şık lokantalarından Georges yok mu?

Örnekleri çoğaltmak mümkün.

Daima Taksim'in enerjisinden, dinamizminden uzak, tek başına kalmış gibi görünen AKM'nin lokanta, kafelerle canlanması kötü mü?

KURALLAR ESNEK OLMALI

Tabanlıoğlu'nun projesi de zaten yenilenmiş AKM'yi İstanbul'un yeni bir buluşma merkezi haline dönüştürmeyi tasarlıyor.

Bunun böyle olabileceğine ben inanıyorum.

Naziler tarafından kundaklanan talihsiz Parlemento binası (Reichstag) yıllar sonra ünlü İngiliz mimar Norman Foster yenileme projesiyle Berlin'de turistler dahil herkesin ilgi odağı olmadı mı?

Yeri gelmişken, Tabanlıoğlu'nun Foster ile yakın işbirliği içerisinde olduğunu ve Astana'daki Barış  Piramidi'ni birlikte gerçekleştirdiklerini hatırlatayım.

Panelistlerden Profesör Tapan, 2 no'lu İstanbul Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu'nun başkanı.

Binaların nasıl restore edileceğini, kuralları belirleyen, izinleri veren kurul bu.

AKM'ni 1'nci derece kültür varlığı olarak tescil etmiş.

Tapan diyor ki, "Kurul olarak kuralları biz koyuyoruz. Ama bunlar esnek olmalı. AKM, Dolmabahçe Sarayı, Topkapı, Ayasofya gibi 1'inci derece kültür varlığı ama niteliği ayrı. AKM'ye Topkapı, Ayasofya'ya yaklaştığınız gibi yaklaşamazsınız".

"Esneklik" bence anahtar sözcük.

Bir yapının yenilenmesini bir yana bırakın, şu "esneklik" denen şey başta siyaset olmak üzere hayatımızın her alanında fazlasıyla eksik.

Eğer söz konusu tüm İstanbul'un, hatta Avrupa Kültür Başkenti iddiası nedeniyle tüm Avrupa'nın yoksun
olduğu bir sanat merkeziyse "esneklik" gerekmez mi?

İstanbul adına davacı, mahkemeler ve herkesten AKM için "esneklik" bekliyoruz.

Proje, para, yasa  var ama hareket yok

AKM'nin yenilenme işinin çıkmaza girmesi kuşkusuz en fazla İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti  Yürütme Kurulu Başkanı Ajansı Şekib Avgadiç'i üzüyor.

Zaman su gibi akıyor ve 2010 yılına şunun şurasında dört ay kalmış.

Davadaki tıkanıklığın ne zaman giderileceği belli değil.

Avgadiç, Tabanlıoğlu'nun mükemmel bir proje ortaya koyduğunu söylüyor.

"Türkiye'nin önde gelen bu mimari grubu projeyi "manevi sorumluluğunu" hesaba katarak bedelsiz yaptı. Böyle bir yenileme projesi için harcayacağınız para birkaç milyon dolardır" diyor.

AKM'nin yenilenmesi ihalesi geçtiğimiz mayıs ayında tamamlanmış.

Teklif veren 15 şirket arasında ihaleyi Özsoy İnşaat kazanmış.

Avgadiç, müteahhidin 7 ay içersinde AKM'yi teslim etmeyi taahhüt ettiğini söylüyor.

Mahkeme süreci başlamamış olsaydı inşaatta bayağı bir yol alınmış olacaktı.

Bu arada davacı tarafın talepleri doğrultusunda projede bazı değişiklikler de yapılmış.

Tekrar Koruma Kurulu'nun onayına sunulmuş.

Avgadiç, "Elimizde çok iyi yapılmış bir proje var. Para, uzman, irade var ama başlayamıyoruz" diyor.

Eklediği bir şey daha var.

2010 sonu itibariyle Avrupa Kültür Başkenti Ajansı'nın fonksiyonu tamamlanacak.

O zaman yenilemeyi kim üstlenecek?

New York 1.3 milyar dolar İstanbul 64.8 milyon lira harcıyor

Panelistlerden mimar Doğan Tekeli dikkat çekti. New York'taki sanat ve kültür merkezi Lincoln Center, AKM ile aynı yıllarda yapılmış. Şimdi yenilenme sürecine girmiş. Lincoln Center'ın yenilenmesi için harcanacak para 1.3 milyar dolar.

Üstelik renovasyonu, öyle AKM gibi aceleye getirilmeyecek.

Doğan Tekeli diyor ki, "AKM için harcanacak para, beşte biri olsa dahi, 200 milyon dolar eder. Türkiye'de kısa bir zamanda kısıtlı bütçelerle iyi işler bekleniyor. Böyle koşullarda Tabanlıoğlu'nun yenileme projesi son derece başarılıdır".

Öyle ya...

Hem fazla zamanınız olmayacak, hem küçücük bütçelerle iş yapacaksınız arada bir de mahkemenin yürütmeyi durdurma kararıyla uğraşacaksınız.

Türkiye'de işler ne kadar zor yürüyor.
Gila Benmayor/Hürriyet