İstanbul Atatürk Havalimanı'nın akıbeti ne olacak? Bakanlık ve İBB'den dikkat çeken iki farklı açıklama
İstanbul'un tarihinde önemli bir yere sahip olan Atatürk Havalimanı'nda pist kırma işlemleri başladı. Çalışmalar neticesinde 'İstanbul Atatürk Havalimanı'nın akıbeti ne olacak?' sorusu gündeme geldi. Soruya hem Ulaştırma Bakanlığı hem de İBB'den iki farklı açıklama geldi.
“ATATÜRK HAVALİMANI KORUNMALIDIR”
Kentin gelişimini kuzeye yönlendiren ve Kanal İstanbul gibi İstanbul’un geleceğini tehdit eden projelere gerekçe ve destek oluşturan İstanbul Havalimanı mevcut haliyle dondurulmalı ve büyümesi engellenmelidir. Şehrimizin gelecekteki olası kapasite ihtiyaçlarının Atatürk Havalimanı ile karşılanması mümkündür.
Atatürk Havalimanı’na da yeşil alanlara da ihtiyacımız var. Atatürk Havalimanı İstanbul'un destekleyici havalimanı olarak korunmalı, hem merkezi idarenin ve hem de yerel idarelerin kaynakları ve işbirliğiyle kentin kuzeyi ve çeşitli vadileri insanlarımızın hizmetine kazandırılmalıdır.
Atatürk Havalimanı, İstanbul Havalimanı ve Sabiha Gökçen Havalimanı ile İstanbul sivil havacılık altyapısının önemli ve güçlü bir parçasıdır. İstanbul’un gelecekte ihtiyaç duyacağı havayolu ulaşım kapasitesinin karşılanmasında yaklaşık %28’lik bir pay alabilecektir.
“3 HAVALİMANININ BİRBİRİYLE ENTEGRE VE VERİMLİ ÇALIŞMASI MÜMKÜNDÜR”
İstanbul Havalimanı mevcut 90 milyon/yıl yolcu kapasitesiyle 200 milyon yolcu/yıla göre planlanan alanının yalnızca yüzde 50’sini gerçekleştirmiş durumdadır. Diğer etapların gerçekleştirileceği alanda mevcutta doğal alanlar, orman alanları bulunmaktadır. Dolayısıyla ilk yapılması gereken İstanbul Havalimanı’nın genişleme etaplarının durdurulması ve iptal edilmesidir. Zaten projelendirilmiş olan Sabiha Gökçen Havalimanı genişleme etabı tamamlanmalı ve İstanbul’da toplamda 150 milyon yolcu/yıl kapasiteye ulaşılmalıdır.
Atatürk Havalimanı, İstanbul Havalimanı ve Sabiha Gökçen Havalimanı doğru bir teknik planlamayla kurulacak uçuş koridorları ile beraber çalıştırılabilecektir. Birden fazla havalimanına sahip çok sayıdaki dünya kentleri bu konuda örnek alınmalıdır.