26 / 12 / 2024

İstanbul'un tarihine damga vuran 100 bina!

İstanbul'un tarihine damga vuran 100 bina!

"İstanbul'un 100 Binası" adlı kitap, araştırmacı-yazar Rose Mary Samanoğlu tarafından yayıma hazırlandı. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür Yayınlarından çıkan tarihin sessiz tanıkları olan binalar hakkında çarpıcı bilgiler derlendi.



Kültür Yayınlarından çıkan tarihin sessiz tanıkları olan binalar hakkında çarpıcı bilgilerin derlendiği kitap; 4.yüzyıldan günümüze İstanbul'un tarihine damgasını vuran 100 binayı bir kitapta topladı. 


Şehrin hatıralarını saklayan binalar 

ÇİNİLİ KÖŞK 

(15. yüzyılın ortaları) Topkapı Sarayı'nın birinci avlusundan Haliç girişine doğru inan yamacın üzerinde yer alan ve Fatih Sultan Mehmed (1451-1481) tarafından zevk ve seyir köşkü olarak yaptırılan Çinili Köşk'ün mimarı bilinmiyor. Yapı, "Sırça Köşk" ya da "Sırça Saray" olarak da adlandırılıyor. 

IV. Murad döneminde (1623-1640) köşkün içinde bazı değişiklikler yapılır ve yapının park tarafındaki odalarından birinde, ayna taşında tavus kuşu kabartması bulunan bir çeşme inşa edilir. 17. yüzyılın sonlarında saraya mensup ağaların oturduğu bilinen köşk, 19 Kasım 1737 tarihinde geçirdiği yangın sonucunda büyük hasar görür. 

Bunun üzerine gerçekleştirilen onarını sırasında köşkün cephe mimarisinde önemli ölçüde değişiklikler yapılır. Bir süre ihmal edilen yapının daha sonra müze olarak kullanılmasına karar verilir. 1910'lu yıllarda ciddi bir restorasyon çalışmasının gerçekleştirildiği köşk, II. 

Dünya Savaşı yıllarında kapatılır. 1953 yılında Türk ve İslam Sanatları Müzesi olarak hizmete açılan Çinili Köşk, 1981'de İstanbul Arkeoloji Müzeleri'nin bünyesine geçerek faaliyetini sürdürmeye devam eder. 

 

ADALET KASRI (KASR I ADALET) 

Fatih Sultan Mehmed döneminde  (1451-1481) Topkapı Sarayı'nın ikinci avlusunda inşa edilir. Bugün yüksekliği 40 metrenin üzerinde olan  Adalet Kasrı, Topkapı Sarayı'nın en  karakteristik ve yüksek yapısıdır. Sarayı gören her yerden hemen göze çarpan Adalet Kasrı, ilk yapıldığında 15 metre karışımı duvar örgüsü olan ve cihannüma olarak kullanılan, bugünkü gibi bir sivri külahlı bir kuleydi. Padişahların pan toplantılarını bir kafes ardından izlediği Adalet Kasrı, II. Mahmud döneminde (1808-1839) biraz daha yükseltilerek onarılır. 

Kırk yıl kadar bu biçimde kalan Adalet Kasrı, 1860'h yıllarda Sultan Abdülaziz zamanında (1861-1876), İstanbul'un meşhur mimar ailesi Balyanlara yeniden ve kâgir olarak inşa ettirilir. Yapılan bu son müdahalenin hanedanın Dolmabahçe Sarayı'na taşınmasından sonra gerçekleşmesi, Adalet Kasrı'na verilen önemin bir işareti olarak yorumlanabilir. 


ARASTA (17. YÜZYILIN BASLARI) 

Osmanlı döneminde külliyelerin bakımları için gelir sağlamak amacıyla yapılan arastalar, dükkan dizilerinden oluşan çarşılardır. Ayrıca bu yapılar, külliyelerin çevresine canlılık vererek, külliyenin merkezi olan camiye cemaat de sağlamaktadır. Sultan Ahmed Külliyesi'nin güneyinde yer alan ve iki tarafında kargir dükkanlar bulunan Arasta, Sipahi Çarşısı olarak da adlandırılır. Uzun yıllar harabe halinde kalan bu yapıların bazı bölümleri bir dönem gecekondular tarafından işgal edilmişse de 1980'li yıllarda Vakıflar İdaresi tarafından boşaltılıp temizlenmiş ve eski satan dükkanlarla donatılan bu çarşının ortasından geçen yol resmi olarak değilse de halk arasında Arasta Sokağı olarak anılır. Sultanahmet Arastası'nın başında, daha önceleri içi çini kaplı sebiller bulunduğu, hemen dışındaki Mimar Mehmed Ağa Sokağı'nın köşesinde yer alan harap kalıntıdan da bir meydan çeşmesinin olduğu anlaşılmaktadır. 



Akşam



Geri Dön