23 / 12 / 2024

İstanbul siluetine mührünü vuran 100 cami bir kitapta toplandı!

İstanbul siluetine mührünü vuran 100 cami bir kitapta toplandı!

Estetik ve zarafetleriyle İstanbul siluetine mührünü vuran 100 önemli camiyi anlatan İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür A.Ş. imzalı rehber kitapta, hem camiilere ilişkin A’dan Z’ye bilgi hem de hikayeleri yer alıyor




Sanat tarihçisi Berica Nevin Berberoğlu’nun eserinden bazı camiileri sizin için seçtik.



SULTANAHMET CAMii


SON OSMANLI ŞAHESERi


Sultanahmet Camii, 1609-1616 yılları arasında Sultan 

I. Ahmed tarafından Mimar Sedefkâr Mehmed Ağa’ya inşa ettirilmiş. Sultanın en büyük amacı, o zamana kadar yapılmış camiilerin en büyüğünü ve en güzelini yapmak, özellikle de Ayasofya’yı geçerek daha görkemli bir yapı inşa ederek kulluğunu kanıtlamak. Yapının mimari ve sanatsal açıdan dikkat çeken en önemli yanı, 20 bini aşkın 50 farklı lale deseninden oluşan İznik çinisiyle bezenmesi.




SÜLEYMANiYE CAMii


DEPREMiN YIKAMADIĞI EŞŞiZ YAPI


Süleymaniye Camii, bir külliye olarak Kanuni Sultan Süleyman adına, 1550-1557 yılları arasında Mimar Sinan tarafından inşa edilmiştir. Mimar Sinan’ın “Kalfalık eserim” dediği camii, klasik Osmanlı mimarisinin en önemli örneklerinden biridir. Yapımından günümüze dek İstanbul’da yüzü aşkın deprem gerçekleşmesine karşın, camiinin duvarlarında en ufak bir çatlak dahi oluşmamıştır.




LALELi CAMii


“KENDi ADIMA CAMi YAPTIRDIM  ADINI ŞEYHE KAPTIRDIM”


Yaptırdığı hiçbir camiye adını vermeyen Sultan III. Mustafa, Laleli Camii’ne adını vermeyi düşünmektedir. Caminin şekillendiği günlerde o civarda yaşayan Laleli Baba’yı da ziyaret eder. Ziyaret esnasında aralarında tatsız bir konuşma geçer. Sultan, bu olaydan birkaç gün sonra rahatsızlanır. Hekimler derdine çare bulamayınca sultanın aklı başına gelir. “Boşuna uğraşıyoruz, bu derdin ilacı Laleli Baba’da” der ve yaşlı dervişin huzuruna koşup affını ister. İyileşince de ince bir espriyle, “Kendi adımıza bir cami yaptırdık, onu da şeyhe kaptırdık” der ve camiiye onun ismini verir.




KILIÇ ALi PAŞA CAMii


DENiZ ÜZERiNE KURULAN TEK CAMii


Kaptan-ı Derya tarafından 1580 yılında Mimar Sinan’a yaptırılan Kılıç Ali Paşa Camii, denizin üzerine inşa edilmiş. Kılıç Ali Paşa, devrin padişahı III. Murat’tan cami yaptırmak için yer ister. Padişah, “Sen deryaların serdarısın, gücün yetiyorsa derya üzerine camii yap” der. Bu duruma çok üzülen Kılıç Ali Paşa, Tophane Rıhtımı’nın kenarına taş, toprak, moloz taşımaya başlar ve camiinin yapımına başlanır. Yapı, Mimar Sinan’ın son eserlerindendir.




ORTAKÖY CAMii


Abdülmecid tarafından Nigoğos Balyan’a 1853 yılında inşa ettirilmiş. Büyük Mecidiye Camii olarak da bilinen yapı, Neo Barok mimarisinin en güzel örneklerinden. Geniş ve yüksek pencereler Boğaz’ın değişken ışıklarını camiinin içine taşıyacak biçimde düzenlenmiş.


YENi CAMii


DENiZ KIYISINA iNŞA EDiLEN iLK BÜYÜK CAMii


Mısır Çarşısı’yla birlikte 1597 yılında temeli atılan Yeni Camii, Osmanlı sultanları tarafından yaptırılan büyük camiilerin son örneğidir. İnşaata çeşitli nedenlerle ara verildiğinden tam 66 yılda tamamlanan eserin yapımında üç ayrı mimar çalışmıştır. Camiiyle birlikte Eminönü’deki Mısır Çarşısı, sebil ve bir okul da yaptırılmıştır. Yeni Camii’nin en önemli özelliği, 17’nci yüzyıl Türk mimarlığının en güzel örneklerinden biri olan hünkar kasrı ve kasrın içini süsleyen Türk çini sanatının son örneği çinilerdir.


TEŞViKiYE CAMii


Sultan Abdülmecid tarafından 1854’te yaptırılan camiinin ilk hali, 1794-1795 yıllarında III. Selim’in buraya inşa ettirdiği mescittir. Padişahın gezileri sırasında namaz kılması için yapılan ahşap mescit, Nişantaşı’nın o zamanlar boş olan arazisindeki ilk binasıdır. Küçük ve bakımsız olduğundan zamanla ihtiyaca cevap veremez hale gelen mescide yapılan eklemelerle bugünkü Teşvikiye Camii’nin temelleri atılmıştır.


MiHRiMAH SULTAN CAMii


MUHTEŞEM BiR AŞK


Kanuni Sultan Süleyman’ın kızı Mihrimah Sultan 17’sine bastığında, iki kişi onunla evlenmek ister. Mihrimah, yani Mihrü Mah, Farsça’da Güneş ve Ay anlamına gelir. Mihrimah Sultan’la evlenmek isteyenlerin biri Rüstem Paşa, diğeriyse Mimar Sinan’dır. Padişah, kızını Rüstem Paşa’ya verir. Mimar Sinan evlidir ve de Mihrimah Sultan’a deliler gibi aşıktır! Sevdiğine kavuşamaz ama aşkını, sanatına yansıtır. Üsküdar’a, Saray’ın isteğiyle, 1540 yılında Mihrimah Sultan Camii’nin temelini atar ve 1548’de bitirir. Mimar Sinan ilk kez padişah fermanı olmaksızın, Edirnekapı’da, pek kimsenin uğramadığı ıssız ama İstanbul’un en yüksek tepelerinden birine, ikinci bir eser yapar Mihrimah Sultan’a. Mimar Sinan’ın hesaplamalarına göre, senede bir defa yani 21 Mart’ta, güneş Edirnekapı’daki caminin tek minaresinin arkasından batarken, aynı anda Üsküdar’daki camiinin iki minaresi arasından dolunay doğar.

Milliyet Cadde


Geri Dön