İstikrar ve vizyon..
Hükümetin ortaya koyduğu yeni anayasa, yargı reformu ve açılım politikaları ile Türk demokrasisinin yeniden inşasına yönelik güzel adımlar atılıyor
Bu durum bölgesel barışın, istikrarın ve iç huzurun sağlanması adına da önemli adımlar olduğunu, ülkenin özellikle ekonomik alanda büyümesine ve toplumsal refahının artmasına ve barışın kurulmasına yönelik adımlar olduğunu ve büyük katkı sağlayacağını medyadan okuyoruz.
Bunlar ülkemiz adına güzel ve doğru işler..
Ancak ne kadar enterasan ki ülkenin ilk kurulduğu günden beri topluma gösterilen muasır medeniyetler seviyesi hedefi ise günümüzde kurucu düşünce yapısı tarafından bir şekilde itirazlara ve statükoyu korumaya yönelik politikalara yönelmesi bir paradoks oluşturuyor.
Tabi acai'bül garaib bir durum.
AB yolunda ilerleyen bir Türkiye tabi çağdaşlık yolunda ilerlemek durumundadır.
Daha insanca bir yaşam için standartlarını yükseltmek, hukuk, ekonomi, kültür ve sanat konusunda bireysel tüm eğitim ve öğretim kalitesini artırmak, bilim ve irfana yatırım yapması gereken bir ülke olmak çok zormudur?
Yoksa bu millete reva mı görülmüyor?
Hayret, bu işe gönül verenler şimdi taş koymaya kalkıyor?
İşin enterasan zamanında iktidarken bu işe dört elle sarılanlar eski terane ve masallarla siyaset yapma ve toplumu avutma becerisi gösterebiliyorlar?
Bakınız toplumsal mutabakat sağlanmadan siyasette başarılı olmak çok zor.
Ancak demokrasiye inananlar seçim sandığından çıkacak olan sonuca da iman ederler..halkın sandıklarda kurduğu karar mekanizması siyasete yön vereceğine göre siyaset kendisine sığınacak başka liman aramak gibi bir düşünce ve eylemde bulunması veya başka bir düzenin peşinden gitmesi düşünülemez.
Siyasi yapı hükümetin bu girişimlerini sabote etmemelidir.
Toplumun büyük kesimine hitap eden başta Tobb, Tisk, Türk-iş, Hak-iş, Kamu-sen, Tesk, ve Tzob, ülkedeki işçi, işveren, çiftçi, memur ve esnafların büyük kesimini temsil eden kurum ve kuruluşlar ile sivil toplum kuruluşlarının bu işe destek vermesi, toplumun büyük kesiminin de bakışını göstermesine açısından olumludur. Nihayetinde yapılan açıklamalarda kaliteli demokrasi, güçlü ekonomi hedefi ülkemiz adına güzel gelişmeler.
Bu ülke geçmişe takılıp kalamaz.
Hala 1930 model kafaların komplo teorileri ve masalları ile yoluna gidemeyeceğine göre vizyoner düşüncelerle yeni demokrasiyi kurmak zorundadır.
Aslında çağdaş Dünya örneği ortada..Amerika yı yeniden keşfetmeye gerekte yok.
Daha güçlü bir ekonomi için yeni bir demokrasi bu ülke için şart.
Anayasası çağdaş ülkelerin normlarında, bireyin hak ve özgürlükleri, düşünce ve vicdan hürriyeti güvence altına alınmış bir Dünya yeniden kurulmalıdır.
Aslında Cumhuriyetin tüm kurumlarını iyileştirmek, Dünya normlarına getirmek temel hedef olacaksa buna sağlıklı düşünen hiç kimse hayır diyemez.
Fakat bizim ülkemizde enterasan bir düşünce yapısı var.
Her işe ve yatırıma karşı çıkan bu zihniyet maalesef günümüzde de var ve her şeye hayır deme basiretini gösteriyor!
İyi o zaman sen de bir işin ucundan tut veya yatırım teklif et..teklifin teklifine bile karşı olan bir zihniyet bunlar!
Bilgiden ve kendinden korkan insan yeniliğe hayır der.
Her işte olduğu gibi mutlaka yeni fikirler gerekiyor.
İnşaat sektöründe ki vizyon ise siyasetin sağladığı istikrarla ortaya çıkıyor.
Ülkemizde yeni inşa edilen bu projeler tabi ki istikrarlı bir ülkede yaşamdan kaynaklanan vizyoner düşüncelerin sonucunda ortaya çıkıyor.
Siz hiç gelişmemiş bir ülkede vizyon taşıyan veya konsepti farklı bir yapı gördünüz mü..mümkün değil.
Diyarbakır'da inşaat işi yapan bir müteahhit teknoloji tanıtımı için bizleri ziyarete geldiğinde; inşa ettiği evleri gösterirken hep aynı plan üzerinden daireler inşa ettiğinden söz etmişti.
Neden diye sorduğumda çünkü bu evler çok beğeniliyor, başka plan üzerine bina inşa etmeye korkuyorum demişti..aslında yaşamımızda öyle değil mi?
Yeni fikir ve konseptler cesaret, güven ve istikrar istiyor.
Siyasette vizyon düşünceler olmadığı zaman toplumsal olarak refah ve kalkınmadan da bahsetmek çok zor.
Halbuki AB yolunda ilerleyen bir Türkiye'nin muasırlar medeniyetler seviyesine çıkması için bu önünde ki taşlı ve dikenli yolda ilerlemek zorunda olduğunu bu politikaların doğru olduğunu herkes bilmiyor mu?
Biliyor da ne yapsın, zihniyeti bu.
Can çıkar huy çıkmaz demiş eskiler..
İyi haftalar.