14 / 11 / 2024

İtalyan tasarımcılar mobilya sektöründe gözde!

İtalyan tasarımcılar mobilya sektöründe gözde!

Mobilya, tekstil, ayakkabı, seramik, züccaciye gibi sektörlerden birçok firma, İtalyan tasarımcılardan destek alıyor. şžirket genel müdürleri İtalyan tasarımcıların ürünlere farklı bir bakış açısı kazandırdıklarını düşünüyor




İtalyanlar ise Türk tasarımcıların özgünlüğüne hayran.Sanat ve tasarım İtalya'nın kaderi...Yüz ölçümü küçük, nüfusu büyük bir yer çizme ülke. Üstelik Alp Dağları'nın hemen dibinde, yani tarım alanları kısıtlı. Dolayısıyla tarihten bu yana el sanatlarına ve tasarıma yönelmiş İtalyanlar. şžimdi dünyanın en iyi sanat, tasarım ve moda okulları orada. Tabii böyle olunca dünyanın en iyi tasarımcıları arasında çoğunlukta olmaları kaçınılmaz. Türk firmaları da bunu keşfetmiş olacak ki, koleksiyon hazırlarken ya İtalyan bir tasarımcıya danışıyor ya da doğrudan İtalyanlarla çalışıyor. Özellikle mobilya tasarımlarında İtalyan sadeliğinden yararlanılıyor. Yalnızca mobilya değil, minimalist yaklaşımı benimseyen tekstil, seramik, zücaciye, aksesuar gibi sektörlerden birçok firmanın gözü İtalyanlarda. İstikbal, Lazzoni, Doğtaş, Yataş, Damat, çift Geyik Karaca, Beta, Ar Yıldız, Karaca Porselen, Arte Cioia bu firmaların başında.

Malzeme ve renk kullanımında rafine duruş

Ayakkabı firmaları, uzun yıllardır İtalyanlarla çalışıyor. Bunun en büyük sebeplerinden biri taban tasarımındaki uzmanlıkları. Beta Ayakkabı da İtalyanlarla çalışan firmalardan. şžirketin kurucusu Ercan İkiışık'ın kızı Özlem İkiışık, İtalya'da ayakkabı tasarımı eğitimi aldı. şžu an tasarımları kendisi yapıyor. Ayrıca İtalya'dan 2 tasarımcıyla çalışıyorlar. İkiışık, 'Rönesans döneminin torunları oldukları için estetik gözleri çok kuvvetli.' diyor. Ona göre İtalyanların malzeme ve renk kullanımında da rafine bir duruşları var.

İtalyan mobilya denilince olabildiğince sade bir şıklık ve lüks geliyor akla. Kullanılan malzeme ve tasarıma verilen önem, ilk bakışta hissettiriyor kendini. Bu yüzden mobilya sektöründeki birçok firmanın koleksiyonunda İtalyan tasarımlar bulunuyor. Örneğin Doğtaş, sektörde uzun yıllar Türklerle çalıştıktan sonra, son koleksiyonunda İtalyan bir tasarımcıdan da yardım almayı ihmal etmedi. Doğtaş Genel Müdürü İsmail Doğan, İtalyan bir tasarımcı ile çalışmalarının sebebini şöyle açıklıyor: 'Moda, mobilya, mimari, otomobil vb. alanlarda çok başarılı oldukları yadsınamaz bir gerçek. Özellikle Delrosso'yu tercih etmemizin nedeni, bütünleşik bakış açısı ve minimal yaklaşımı. şžehirli, modern kitleye uygun ürünleriyle farkını ortaya koyuyor.' diyor. İstanbul'a hayran olduğunu söyleyen Delrosso ise daha önce 10 kez Türkiye'ye gelmiş. Buna rağmen herhangi bir Türk markasıyla işbirliği fırsatı olmamış. 'Doğtaş'tan gelen teklif benim için fırsattı, bu işbirliği benim için çok sevindirici oldu.' diyor.

Güneş doğudan doğar, moda İtalya'dan

çift Geyik Karaca'nın 2 baştasarımcısı, Alfio Bonacchi ve Anna Romiti de İtalyan. Karaca Giyim'in Genel Müdürü Hüseyin Eğilmezgil, bunun sebebini, 'Güneş doğudan doğar, moda İtalya'dan.' cümlesiyle özetliyor. Ona göre her milletin ayrı bir yeteneği var. İtalyanlarınki de tasarım. Tasarımın İtalya'da bir devlet politikası olarak takip edildiğini söylüyor Eğilmezgil. Oradaki işleyişi şöyle açıklıyor: 'Her sektörün kurmayları, bir sonraki yıl için karar alarak hammadde üreticilerini yönlendiriyor ve bir takım çalışması ortaya koyuyorlar. Dolayısıyla aykırı bir görünüm oluşturmadan tüm dünyaya aynı stili sunuyorlar.' Bonacchi ve Romiti'nin Türk markasına çalışmasının nedeni ise Türkiye'nin zengin kültürel mirasa sahip, gelişen bir ülke olması. Bu yüzden Türkiye'nin her köşe başını gözlemleyip yaşam stillerini tasarımlarına yansıtmayı çok sevdiklerini söylüyorlar: 'Türkiye'ye geldiğimizde alışkanlıklarınızı ve yaşam kültürünüzü ülkenizin bize armağanı olarak görüyoruz ve kendi hazinemize dahil ediyoruz. Bu topraklar bizim için yeni bir keşif, renkler ve heyecanlar armonisi. Bu yüzden Türk markalarıyla çalışmayı tercih ediyoruz.'

Türk tasarımcılar, özgün stile sahip

İtalyan tasarımcılarla işbirliği yapan firmalardan biri de lüks saat ve kalem satışı yapan Arti Cioia. Genel Müdür Murat Ünal, İtalya'yı 'tasarımın başkenti' olarak görüyor. 'Onlar yıllardır bu işe emek verdiler, kendilerini çok geliştirdiler.' diyen Ünal, dünyadaki birçok endüstrinin bu deneyimden yararlandığını ifade ediyor. Tasarımcı Flaminia Angelone ise Türklerle işbirliği yapmaktan çok memnun. İlk kez Türklerle proje yürüten tasarımcı, İtalya'nın bu konuda ender rastlanan bilgi ve tecrübe birikimi, stil ve teknik bilgisi olduğunu söylüyor. Türkiye'nin kültür zenginliğine ve Türk tasarımcıların stillerine hayran kaldığını ifade edemeden de geçemiyor: 'Türk tasarımcılar o kadar başarılı ki... Türkiye'nin kültür zenginliğinden gelen güçlü kimlikleri ve özgün eserleri var. Kimseyi taklit etmiyorlar. Türkiye'nin her yerinde o kadar çeşitlilik var ki, aşık oldum. İnanılmaz meydan okuyucu bir ortam var burada. Bu deneyimden ders alacağım.'

Padişahlar da İtalyan sanatına hayran

 İtalyanların Türklerle bağı yüzyıllar öncesine dayanıyor. Padişahların birçoğunun İtalyan kültürüne hayran olduklarını ve pek çok önemli işi İtalyanlara yaptırdıklarını biliyoruz. Örneğin Fatih Sultan Mehmet, İtalyan ressam Bellini'yi sarayına davet ederek portresini yaptıran ilk padişah. Bugünkü İstanbul Senfoni Orkestrası'nın temellerini atan da İtalyan bir müzisyen (Giuseppe Donizetti). 1827 yılında II. Mahmud tarafından, İmparatorluk orkestrasına şef olarak davet edilmiş. 28 yıl orkestrayı yöneterek paşa unvanıyla ödüllendirilmiş sonrasında. Raimondo D'Aronco ise 19. yüzyılda İstanbul'a gelen ve şžeyh Zafir Külliyesi gibi pek çok önemli esere imza atan bir mimar. Yine Pietro Canonica Atatürk büstleriyle adından söz ettiren İtalyan heykeltıraş.

Osmanlı döneminde İtalyanların sanatına önem verildiği bir gerçek. Tanzimat sonrası eserlerde de güzel sanatlar denilince akla gelen ilk ülke İtalya. Ahmet Mithat Efendi, Hüseyin Rahmi Gürpınar, Halit Ziya Uşaklıgil, Ömer Seyfettin, Kemal Tahir gibi pek çok edebiyatçının eserlerinde sanatta İtalyanların öne çıktığı görülüyor. Eskiden beri süregelen bu kültür, Türkiye'de hala etkisini devam ettiriyor.
Zaman/ESRA KESKİN


Geri Dön