01 / 05 / 2024

İzmir Musevi Cemaati Vakfı, iadesini istediği mallarından 15'inin tapusunu aldı!

İzmir Musevi Cemaati Vakfı, iadesini istediği mallarından 15'inin tapusunu aldı!

Azınlıklara ait cemaati bile olmayan kiliseler, havralar restore edilirken, cemaat malları da birer birer iade ediliyor. Son olarak İzmir Musevi Cemaati Vakfı, iadesini istediği mallarından 15'inin tapusunu aldı...



Azınlıklara ait cemaati bile olmayan kiliseler, havralar restore edilirken, cemaat malları da birer birer iade ediliyor. Son olarak  İzmir  Musevi Cemaati Vakfı, iadesini istediği mallarından 15'inin tapusunu aldı. Bin 100 kişilik Yahudi cemaati bulunan İzmir'de iade edilen mallar arasında 11 de havra var. 


İZMİR Musevi Cemaati Vakfı, mal varlıklarına kavuştu. 18'i havra, 4'ü dükkan olmak üzere mezarlık ve arazilerin bulunduğu 25 gayrimenkul ve eserin geri verilmesi talebinde bulunan İzmir Musevi Cemaati, 15'inin tapusunu aldı. Tapusu alınan mallar arasında 11 havra bulunuyor. İzmir Musevi Cemaati Vakfı Başkanı Sami Azar, yaptığı açıklamada, İzmirli Musevilerin 1492 yılında İspanya'dan kovulan Sefarad Yahudileri olduğunu söyledi. Azar, çoğunluğu İstanbul'da olmak üzere Türkiye'deki Musevilerin sayısının 17-18 bin civarında olduğunu, İzmir'de de yaklaşık 350 aileye mensup bin 100 civarında Musevi'nin bulunduğunu vurguladı. Vakıflar Kanunu'nun çıktığı 1936 yılında İzmirli Yahudiler müracaat etmediği için vakıflara ait mallarının tüzel kişilik kazanamadığını, İzmir Musevi Cemaati'nin 13 Aralık 2011'de tüzel kişilik kazanmasıyla ibadethaneler başta olmak üzere taşınmazları vakıf şemsiyesi altında bir araya getirmenin önünün açıldığını söyleyen Azar, "Yerlerimiz tapuda sahipsiz olarak görünüyordu. Havralarımız tapuda 'Musevi cemaati ibadethane' şeklinde görünüyordu. Tüzel kişilik kazandıktan sonra Vakıflar Genel Müdürlüğü'ne müracaat ettik' dedi.


HAVRANIN POTANSIYALINI DÜŞÜNMEK GEREKİRMİŞ? 


Vakfın tescilinin ardından 25 eserin iadesi talebinde bulunduklarını kaydeden Sami Azar, tapusunu aldıkları 15 eser arasında ll'i havra, 2'si dükkan, 1 arsa ve mezarlığın bulunduğunu dile getirdi. "Mülkiyeti bize geçen ibadethaneler İzmir'in birer kültürel mirasıdır, bu amaçla değerlendirilecek" diyen Azar, tapusunu aldıkları havralardan 9'unun tarihi Kemeraltı çarşısında bulunduğunu, sırt sırta vermiş 5 havranın bulunduğu dünyadaki tek şehrin İzmir olabileceğini ifade etti. İzmir'in de bu avantajını iyi kullanması gerektiğini söyleyen Azar, "Prag'da aynı bölgede bulunan 3 havra var. Bir birlerinden uzak olmasına rağmen en çok dini turist çeken yerlerden biridir. İzmir'de sırt sırta vermiş 5 havranın olması daha büyük bir potansiyeli barındırıyor. 


Buna benzer bir durum başka hiç bir yerde yok. İzmir'de 5 havranın aynı yerde olmasını gözünüzde canlandırın. Her biri düzeltilmiş olmasının oluşturacağı potansiyeli düşünmek bile zor' diye konuştu. 


"RESTORE EDİLİP TURİZM KAZANDIRILMALI" 


Kemeraltı'ndaki 9 havranın 3'ünün kullanılır durumda olduğunu, 6'sının metruk halde bulunduğunu anlatan Azar, şunları söyledi: "Bütün gücümüzle bunları yeniden ayağa kaldırmak istiyoruz. İzmir'in, Türkiye'nin kültür hazinesi olarak kabul ettiğimiz bu yerleri kurtarmak için çalışıyoruz. Büyük bir proje şeklinde ele alacağız. Havraların tamamının yeniden ibadethane halinde hizmet vermesi hem getireceği yükü kaldıramayız, hem de dolduracak cemaatimiz yok. Aynı noktada olan havralardan çökmek üzere olan 3'ünü de restore ederek ibadethane, Yahudi kültür merkezi, sergi bölümü, müze şeklinde hizmete alacağız. Bu 5 eser turizme kazandırılırsa İzmir'e çok büyük bir artı değer sağlar." 


BAKANLIK VE İZMİR VALİLİĞİ SÖZ VERMİŞTİ 

Sami Azar, havralar için mayıs ayında Kültür ve Turizm Bakanlığı yetkilileri, yerel yöneticiler, üniversiteler ile yurt içi ve dışından bilim insanlarının katılımıyla bir çalıştay düzenleyeceklerini, hangi havranın ne amaçla kullanılmasını belirledikten sonra restorasyon çalışmalarına başlayacaklarını ifade etti. Sami Azar, "Bunları ayağa kaldırmak için fon nasıl bulacaksınız? Çok ciddi kaynak lazım. Tüzel kişiliğimizi kazanmadan önce bunları düşünmüştük. O dönem, gerek Kültür ve Turizm Bakanlığı'na gerekse İzmir Valiliği'ne sunduğumuz projeler çok beğenilmiş ve arkasında olacaklarına dair sözler verilmişti. Bu yerler için Türkiye içindeki fonların yanı sıra dünyadaki bütün fonlara başvuracağız" dedi. 


Milli Gazete


Geri Dön