İzmir'de binaların sadece yüzde 3'ü depreme dayanıklı
Türkiye'nin en kalabalık üçüncü ili olan İzmir'de, depreme dayanıklı bina oranının sadece yüzde üç olduğu ortaya çıktı
İzmir İnşaat Mühendisleri Odası'nın raporuna göre, geçmişte büyük depremler yaşayan kentte bunun dışındaki binaların durumu çok kötü. Dokuz Eylül Üniversitesi'nin de teyit ettiği rapor, şehirdeki binaların yüzde 65'inin gecekondu, yüzde 50'sinin kaçak, yüzde 30'unun ise yığma olduğunu gösteriyor.
Türkiye, deprem gerçeğiyle Elazığ'da yeniden yüzleşti. 6 büyüklüğündeki depremin ardından gözler hemen İstanbul'a çevrildi. Muhtemel bir depremde şehrin başına gelecek felaketin boyutu tartışıldı, çeşitli raporlar sunuldu. Oysaki İstanbul haricinde birçok ilimiz de deprem kuşağında yer alıyor. İzmir, bu kentlerdenbiri. İzmir İnşaat Mühendisleri Odası'nın raporuna göre kentte depreme dayanıklı bina oranı sadece yüzde 3. Sadece bu yapılarda kaliteli malzemelerin kullanıldığı belirtiliyor. Bunun dışındaki binaların durumu çok kötü. Çoğunun betonlarının elle döküldüğü ifade ediliyor. Yine rapora göre; şehirdeki binaların yüzde 65'i gecekondu, yüzde 50'si kaçak, yüzde 30'u ise yığma.
İzmir Valiliği'nin Dokuz Eylül Üniversitesi'ne (DEÜ) yaptırdığı inceleme de bu sonuçları teyit etti. DEÜ İnşaat Mühendisliği Öğretim Üyesi Prof. Dr. H. Hikmet Çatal, yaptıkları araştırmada ürkütücü bir tabloyla karşılaştıklarını söyledi. Çatal, 30-35 inşaat mühendisinin gözleme dayalı çalışmasıyla Bayraklı, Yeşilyurt ve Alaybey'de toplam bin 490 binanın incelendiğini aktardı. Afet Koordinasyon Merkezi tarafından seçilen ve şehrin geneline yayılabilecek çalışmaya göre bu binaların sadece yüzde 3'ünün kaliteli çıktığını belirten Çatal, İzmir'deki yapıların yaklaşık yüzde 60'ının eski Deprem Yönetmeliği'ne göre inşa edildiğini vurguladı. Bunların betonlarının elle döküldüğünü, mahalle aralarında ustaların, "mikap" denilen ölçeklendirme usulüyle harç kardığını, kalitelisini almak yerine, gemilerden sökülmek suretiyle haddanelerde eritilen, mukavemeti düşük demirler kullanıldığını anlattı. Çatal, "Ürkütücü bir tablo esasında ama birilerinin de çıkıp açıkça söylemesi ve önlem alınması gerekiyor." dedi.
DEÜ Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Enstitüsü Deniz Bilimleri Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Atilla Uluğ da İzmir'de binaların durumunun hiç de iç açıcı olmadığını söyledi. Uluğ, eski yönetmeliğe göre yapılan binaların, depremde ciddi hasar göreceğini vurguladı. Aynı yerden Prof. Dr. Günay Çifçi ise, "K.Piri Reis" araştırma gemisiyle Marmara Denizi'nde sismik çalışmalar yaptıklarını belirterek, İzmir Körfezi'nin de oradan çok farklı olmadığına dikkat çekti: "Tarihte İzmir'de de büyük depremler olmuş. Deprem kuşağında olan bu şehirde araştırmalar yapılmalı. Körfezdeki faydan ciddi miktarda gaz çıkışları mevcut. Bunları kamerayla da görüntüledik. Depremden korunmanın bir yolu da bu alanlarda araştırma yapmak ve sismik gelişmeleri görmektir."
Ege art arda sallandı
Bu arada Ege Denizi'nde dün 4 deprem meydana geldi. Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü'nden edinilen bilgiye göre, saat 20.35'te, merkez üssü Ege Denizi (Çeşme açıkları) olan 4,7 büyüklüğünde bir deprem oldu. Bunu saat 20.52'de 2,9, 21.15'te 3,4 ve 21.25'te aynı merkez üssünde 4,2 büyüklüğündeki sarsıntılar takip etti. Depremlerde can ve mal kaybı olmadı. Ancak üçüncü deprem sonrası paniğe kapılan bazı vatandaşlar, bulundukları binaları terk ederek bir süre sokakta bekledi.
Zaman/Mustafa Yüksel-Şerif Erdikici