İzzet Çapa, Longtable'ı süpermarkete dönüştürdü!

İzzet Çapa Nişantaşı’ndaki Sofa Otel’de bulunan Longtable adlı restoranının konseptini geçtiğimiz haftalarda değiştirdi. Şık dekorasyonu, ünlü müşterileri ve salı günleri düzenlenen çılgın partileriyle tanınan mekanı bir süpermarkete çevirdi.
Yeni Longtable’a girdiğinizde ilk gördüğünüz şey kristal aynalarla kaplı bir et dolabı. Dolabı geçer geçmez karşınıza portakal, domates ve patlıcanların bulunduğu manav bölümü çıkıyor. Masanıza kurulup şarabınızı yudumlarken yanı başınızdaki “manzara” duvara monte edilmiş kasalardaki patlıcanlar! Bu reyon yeterince ilginizi çekmediyse müzik dinlemek ve sigara içmek için bahçeye çıkıp peynir reyonunun arkasındaki DJ kabininin önünde dans edebilirsiniz.

Burası insanda Tim Burton filmlerinin içine düşmüş gibi bir his bırakıyor. Lüks ve salaşın bir arada kullanıldığı, sürprizlerle dolu bir atmosferi var.

İzzet Çapa ve Çapa-marka ekibi de yarattıkları bu histen dolayı mutlular, “Müşterilerimizi şaşırtmak istedik.
Başarılı da olduk. İlk başta gerçekten market açtık zannettiler” diyorlar. Şirket ortaklarından Ali Sayar, Gülhun Benli ve mutfak şefleri Bilal ve Gazi Ateş’ten mekanın hikayesini dinledik.

Longtable’ın konseptini değiştirdiniz. Nereden aklınıza geldi restoranı süpermarket haline getirmek

Gülhun Benli: Longtable her sezon konsept değiştiriyor. “Bu sene ne yapsak” diye düşünürken aklımıza İzzet’in (Çapa) eski bir hayali geldi. İzzet uzun yıllardır süpermarket şeklinde, meyve-sebze kasalarının, rafların, et reyonunun bulunduğu ama çok da lüks görünen bir restoran istiyordu.

Mekanın çok enteresan bir dekorasyonu var. Tavandan sarkan alışveriş arabaları, portakal sandığından koltuklar...
Ali Sayar: İnsanları şaşırtmak istedik. Tuvana Büyükçınar ve A46 ekibiyle çalıştık ve dekorasyon konusunda onları serbest bıraktık. “İçinde lüks bir restoranın gizlendiği bir market istiyoruz” dedik. Onlar da hazırladılar.

Çapamarka ekibi olarak birçok mekanınız var. Supermarket’i onlardan ayıran özellik ne

Ali S.: Burası diğer mekanlarımıza oranla daha yeme-içme odaklı bir yer. Nahide ve Lüküs Saz’da müzik ve şovlar ön planda.
Gülhun B.: Konsepte uygun olsun diye Longtable’ın klasik salı partilerini de  değiştirdik. Artık DJ ve şov odaklı partiler  değil de yeme-içme konulu partiler düzenleyeceğiz. Mesela geçen hafta konseptimiz çikolata ve şampanyaydı. Çeşit çeşit çikolata ve şampanyanın servis edildiği bir parti oldu.

Supermarket’in nasıl bir yemek mönüsü var

Gazi Ateş: Dünya mutfaklarından klasik yemeklere rastlayabileceğiniz geniş bir mönü. En çok tercih edilen yemeklerimizden biri asma yaprağında levrek balığı. Süpermarket için özel olarak Hint mutfağını Türkleştirdik. Hint yemeklerinin fazla baharatlı ve acı oldukları düşünülür. Burada Hint yemeklerinin esasında bizim damak tadımıza çok uygun olduğunu fark edecekler.

Bilal Ateş: Hint mutfağı yükselen trend olduğu için uygulamak istedik. Diğer büyük değişikliklerden biri de açık büfe uygulamamız. Gece yarısına kadar açık olan büfede farklı mutfaklardan yemekler yer alıyor. Siz de otellerde olduğu gibi tabağınızı alıp seçiminizi yapıyorsunuz. 

Gazi A.: Supermarket’in hazırlıkları için seyahat ederken Londra’da ünlü şef Jamie Oliver’ın restoranlarından birine gittik ve tesadüfen orada kendisiyle karşılaştık. Aramızda çok keyifli bir sohbet geçti. O Türk yemeklerini öğrenmek istediğini söyledi. Biz de ona Supermarket’ten bahsettik. Fikre bayıldı ve en yakın zamanda ziyaret edeceğini söyledi. Gelirse Oliver’a Türk yemeklerini Supermarket’te göstermek isteriz.
Pelin Çini/Milliyet