Kadifekalede ilk Türk İslam eseri ortaya çıktı!
İzmirin Agora ile birlikte antik merkezi olan Kadifekalede yürütülen kazılarda, kentin ilk Türk İslam eserine ulaşıldı. 14. yüzyılda yapıldığı tahmin edilen mescidin kenti fetheden Türkler tarafından yaptırıldığı tahmin ediliyor
İzmirin Agora ile birlikte antik merkezi olan Kadifekalede yürütülen kazılarda, kentin ilk Türk İslam eserine ulaşıldı. 14. yüzyılda yapıldığı tahmin edilen mescidin kenti fetheden Türkler tarafından yaptırıldığı tahmin ediliyor. Kazılarda ayrıca Artemis ya da Demeter olduğu tahmin edilen bir heykel başı da bulundu.
Kadifekalede 2 sezondur sürdürülen kazı çalışmalarında gelinen durumla
ilgili açıklamalarda bulunan Symrna Antik Kenti Kazı Başkanı ve DEÜ
Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Akın Ersoy, bin 200 metre uzunluk ve
60 metre genişliğindeki surların çevrelediği Kadifekalenin, 17. yüzyıla kadar
kentin merkezi olduğunu, bölgede yaptıkları kazılarda kentin tarihine ışık tutan
bulgulara ulaştıklarını ifade etti.
Bu yıl yaptıkları kazılarda Türk-İslam tarihi açısından heyecan verici
bulgulara rastladıklarını, şapel olarak adlandırılan bölgenin aslında bir mescit
olduğunu ortaya çıkardıklarını ifade eden Ersoy, şu bilgileri verdi:
"Geçmişte bu yapının bir mescit olduğu tahminini öne sürenler de yapının
manastırdan bozularak yapıldığını söylüyordu. Ancak bir manastır yapısına
rastlamadık. Burası Türk İzmirinin en önemli yerleşim noktası. Buradaki mescit
yapısı da Kale Mescidi olarak değer kazanıyor. Bu yapı, İzmirin ilk ibadet
yapılarından bir tanesi. Sanat tarihçileri bulgular üzerinde henüz çalışıyor.
Ancak şu anki bilgilerimiz, bu eserin İzmirin ilk Türk İslam yapılarından
olduğunu gösteriyor.
Yapı içinde ibadet yapılan bir kısım, bir avlu var, iki mezarla temsil
edilen hazire kısmı var. Minaresini henüz tespit etmiş değiliz. Tüm bulgular
bunun en erken Türk İslam yapısı olduğunu gösteriyor. İzmirde modern yerleşim
altında bu kadar erken döneme ait ibadet yapılarını tespit etmek mümkün değil.
Mescidin yapımının 14. yüzyıla kadar indiğini düşünüyoruz. Beylikler dönemiyle
ilişkilendirmeye çalışıyoruz. Türklerin burayı ele geçirdiğinde ibadet yeri
gereksinimi sonucu bu yapının devreye sokulduğunu tahmin ediyoruz."
"İZMİRİN YEREBATANI"
Ersoy, kalenin su ihtiyacını karşılayan sarnıç içinde yaptıkları temizlik
çalışmaları sırasında ise sürpriz bir esere rastladıklarını ifade etti.
Normalde sarnıç içinde bulunması beklenmeyen bir heykel başına
rastladıklarını belirten Ersoy, "Sarnıcın temel bölümünde inşaat malzemesi
olarak kullanıldığını tahmin ettiğimiz bir heykel başı bulduk. Artemis ya da
Demetere ait olduğunu tahmin ettiğimiz eserin M.S 2. yüzyıla yani Roma dönemine
ait olduğunu sanıyoruz" dedi.
Kazıda "İzmirin Yerebatanı" olarak gördükleri sarnıçla ilgili çeşitli
bilgilere de ulaştıklarını ifade eden Ersoy, 40 ayak üzerine kurulu sarnıcın daha
önce 7 bin kişinin su ihtiyacını karşılayabilecek kapasitede olduğunu, ayrıca bu
kapasitenin 15-16 bin kişiye kadar çıkartılabildiğini saptadıklarını söyledi.
KALENİN SURLARI AYAĞI KALKACAK
Kazı Başkanı Yrd. Doç. Dr. Ersoy, kalenin ayakta olmayan güney surlarının
bulunduğu bölüme ağırlık verdiklerini, heyelan nedeniyle yıkılan surların
temellerinde İskenderden hemen sonraki Antigonos ve Lisimakos dönemlerinde inşa
edilen ilk helenistik surlara ulaştıklarını söyledi.
Böylelikle surların üzerinde Helenistik, Roma, Bizans ve son olarak Fatih
Sultan Mehmet dönemine ait yapıların üst üste gözlenebilir hale geldiğini
kaydeden Ersoy, bu çalışmanın İzmir Büyükşehir Belediyesinin surları ayağı
kaldırmak için hazırladığı projeyi de destekleyeceğini ifade etti.
Surların ayağı kaldırılmasıyla ilgili projenin kuruldan geçtiğini,
uygulama aşamasına geçilmek üzere olduğunu kaydeden Ersoy, bütçe ve sponsorluk
olanaklarıyla bu surların kısa sürede ayağa kaldırılmasını beklediklerini
söyledi.
İzmirin antik merkezleri olan Agora ve Kadifekalenin kazı, restorasyon
ve konservasyon çalışmaları, Ege Medeniyetler Müzesinin kurulması ve kentsel
dönüşümle birlikte turizm için önemli bir cazibe yaratacağını ifade eden Ersoy,
yaklaşık 10 yıllık süreç içinde bu bölgenin bir cazibe merkezi olabileceğine
inandığını sözlerine ekledi.
AA