05 / 05 / 2024

Kanal İstanbul, İstanbul'a ait verilecek her kararı etkileyecek!

Kanal İstanbul, İstanbul'a ait verilecek her kararı etkileyecek!

Kanal İstanbul, sosyo-ekolojik alan ile çevre politikalarının iç içe olduğu bir proje. Dr. Ayşen Eren, Kanal İstanbul projesini bilim insanlarının çalışmalarında ortaya koyduğu bulgu ve sonuçlar kapsamında değerlendirdi...



Kanal İstanbul projesi, birçok alanda ve birçok başlıkta konuşulmaya devam ediyor. Dr. Ayşen Eren, Kanal İstanbul'u diğer mega kanal projeleriyle karşılaştırarak değerlendirdi. Cumhuriyet gazetesi yazarı Dr. Ayşen Eren yazısında, Kanal açmanın geriye bıraktığı şeylerin, aşırı büyük inşa edilen, hesaplanandan daha az kullanılan altyapılar ve yok edilen yaşam alanları ile eko-sistemler olduğunu söyledi.

Eren, Kanal İstanbul projesini, diğer mega kanal projelerini, özellikle Panama Kanalı’nı uzun yıllar inceleyen, çevresel altyapıları, küresel altyapı yatırımlarını ve küresel gemi taşımacılığı endüstrisini araştıran Ashley Carse gibi bilim insanlarının çalışmalarında ortaya koyduğu bulgular ve sonuçları kullanarak değerlendirdi.

DR.AYŞEN EREN

Kanal İstanbul çevresel bir altyapı olarak inşa edilecek. Çevresel altyapı, doğanın ve doğal kaynakların ekonomik kazanç sağlamak amacıyla, şirketlere ve şahıslara hizmet vermek için, bir altyapı haline dönüştürülmesi ve kullanılması. Kanal İstanbul, tekno-politik ve sosyo-ekolojik alan ile çevre politikalarının kesişip birbirinden ayrılmayacak biçimde iç içe geçtiği politik bir proje olacak. Çünkü bu proje ile denizel, karasal ve sulak alanları, akarsuları ve gölleri olan geniş bir arazinin kullanımı mühendislik ve teknoloji kullanılarak tekrar düzenlenecek ve arazi artık bu kalıcı, düzenlenmiş haliyle kullanılmaya başlanacak.

Dr. Ayşen Eren, Kanal İstanbul projesini, diğer mega kanal projelerini, özellikle Panama Kanalı'nın incelemesini yapan, çevresel altyapıları, küresel gemi taşımacılığı endüstrisini ve küresel altyapı yatırımlarını araştıran Ashley Carse gibi bilim insanlarının çalışmalarında ortaya koyduğu sonuçlar ve bulgular çevresinde değerlendirdi. Değerlendirmeyi politik ekolojik açıdan bakıp kim kazanıyor, kim olumsuz etkileniyor şeklinde sorular sorarak yaptı.

Panama örneği 

Eren, Kanal İstanbul projesini analiz ederken öncelikle küresel ticaret ile küresel gemi taşımacılığı endüstrisini İstanbul şehri ile birlikte düşünmek gerektiğini belirtiyor. Küresel ticaret hacminin yüzde 90'ı gemi ile taşınmakta. 1970 yılından 2013’e kadar bu hacim yaklaşık 4 kat yükseldi. Küresel ticaret ucuz ve verimli taşımacılığa bağlı olarak işliyor. Eren, bu sebeple taşımanın önündeki kısıt ve engelleri ortadan kaldırmaya çalışır ve gereksinim duyduğu kanal, lojistik merkezi, havaalanı, yol, liman, iskele, rıhtım, depo,  demiryolu ve iletişim tesislerinin inşası, kurulumu, bakımı, genişletilmesi için çok geniş arazi, büyük miktarda su ve diğer başka doğal kaynakları talep edeceğini söylüyor. 

Dr. Ayşen Eren, "21. yüzyıl başlarında küresel taşıma altyapı projelerinde bir patlama yaşandı. Kanal projeleri de buna dahildir. 2015'te Süveyş Kanalı'nı genişleten ikinci kanal açıldı. 2016 yılında Panama Kanalı genişletme projesi tamamlandı. Yoksul Nikaragua devleti ile Hong-Konglu bir firma arasında Panama Kanalı’na alternatif, yeni bir kanal planlandı. Bu okyanus arası kanallar gibi Karadeniz’i Akdeniz’e bağlayan İstanbul Boğazı da bir mecburi geçiş yolu, gemi taşımacılığının sıkıştığı bir nokta." şeklinde vurguluyor.

"Küresel ticaret gelişirken, küresel gemi taşımacılığı endüstrisi büyürken ekonomisi kötüleşen ülkemizde bu proje devlet için bir can simidi mi olacak?" diyen Eren, sözlerine şu şekilde devam ediyor:

"Çünkü Kanal İstanbul küresel oyunu değiştirecek bir hamle. Kanal İstanbul ile açılacak suyolunu, yeni limanları ve lojistik merkezini kim, hangi koşul ve şartlarda işletecek? Yeni limanlar ve lojistik merkezi İstanbul içi ve çevresindeki limanları nasıl etkileyecek?

Modern gemi taşımacılığı için suyolundaki derinliğin sabit olması ve kalması bir önkoşul. Çünkü gemilerin hareket ettiği su kanalındaki tek değişken, derinlik. Akıntılar ile kanala taşman sediment dediğimiz kaya, toprak, yosun gibi katı maddeler zamanla dibe çöküyor, bir katman oluşturuyor. Küresel ticaret bu dip katmanın kazınma, çıkarılma ve bertaraf faaliyetlerine bağlı. Bu nedenle mega kanalları yapanlar ve işletenler, kanal sisteminin bir parçası olan kanallarda, nehirlerde, limanlarda, suyollarında biriken dip tortusunu tarama ve bertaraf işini sadece kanallar, limanlar inşa edilirken yapmıyorlar, sürekli bu işle meşguller."

Yıkıcı taraflar

Eren, Kanal projeleri hakkında"Mega kanal projeleri genellikle pek çok yönden kârlı olarak sunulmakla birlikte, dip tarama ve çıkan malzemenin taşınıp bertaraf edilmesi hem ekonomik açıdan çok pahalı ve yoğun yatırım gerektiriyor hem de sosyo-ekolojik olarak yıkıcı." diyor. Bu sebeple sık sık toplumsal muhalefetle ve direnişle karşılaşıldığını da vurguluyor. 

Dr. Ayşen Eren: "Bir örnek verelim. ABD’de Savannah Nehri üzerine kurulan küresel gemi taşımacılığı için önem taşıyan Savannah Limanı için yapılacak dip tarama projesinin nehrin çok içlerine kadar tuzlu suyun girmesine neden olacağı, sudaki oksijenin azalacağı ve buna bağlı olarak suya bağlı yaşamı tahrip edeceği bekleniyor.

Sudaki oksijenin azalmasının yaratacağı sorunları azaltmak için 100 milyon ABD Doları bütçeli bir proje başlatıldı. Bunlar, küresel gemi taşımacılığını kolaylaştırmak için kurulan çevresel altyapının, işletim ve bakımıyla ilgili yapılması gereken “olağan”, “rutin” ve “pahalı" işler." şeklinde belirtiyor. 

Eren'e göre, "Kanal İstanbul bir izlek bağımlılığı yaratacak, İstanbul halkını bu çevresel altyapı ya kilitleyecek. Bugün kanal açılsın mı açılmasın mı tartışırken bir süre sonra Süveyş Kanalı’nda olduğu gibi ikinci kanal açılsın mı açılmasın mı konuşulacak. Ya da Panama Kanalı’nda olduğu gibi var olan kanal genişletilsin mi genişletilmesin mi tartışılacak".

Ayşen Eren, Kanal İstanbul'u Süveyş ve Panama Kanallarından ayıran en büyük ve önemli özelliğin, Süveyş Kanalı’nın çöl ortasında, Panama Kanalı’nın doğal ve kır alanda açılmasına karşın, Kanal İstanbul resmi olarak 16 milyon, gayri resmi olarak 25 milyon insanın yaşadığı İstanbul şehrinde açılacak olması olduğunu söylüyor. Kanal İstanbul için, "Kanal İstanbul, yapıldığı takdirde, İstanbul’a ait verilecek her kararı etkileyecek, şekillendirecek." şeklinde konuşuyor.

Teori ile pratik farkı

Dr. Ayşen Eren, değerlendirmesine şu şekilde devam ediyor: "Bu mega kanal projeleri çok “iyi niyetli” kalkınma projeleridir, sosyal ve ekolojik dünyalar tasarlarlar, modeller kurarlar ve bu modellerde sayısız çevresel, sosyal, ekonomik varsayımlar yaparlar. Fakat gerçek uygulama her zaman farklı olmuştur. Çünkü örnekler, mega kanal projelerini savunanların bilinçli olarak olası proje faydalarını abarttıklarını, yaratacağı riskleri önemsiz gösterdiklerini ve kanallar işletmeye açıldıktan sonra inşa, işletim ve bakım maliyetlerinin halka sağlayacağı faydayı hızlıca aştığını gösteriyor. Kanal açma ve genişletme işinden geriye kalan miras ise, aşırı büyük inşa edilen, hesaplanandan daha az kullanılan altyapılar ve yok edilen yaşam alanları ile eko-sistemler kümesinden ibaret oluyor."

Kanal İstanbul'a dair 118 kritik soru!

Kanal İstanbul'daki arazi sarmalı TBMM'ye taşındı!


Geri Dön