Kanal İstanbul'un imar planlarıyla neler değişti?
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 'Çılgın Proje' olarak açıkladığı Kanal İstanbul projesinde vatandaşların itiraz ettiği planlar bugün askıdan inecek. Peki Kanal İstanbul'un imar planlarıyla neler değişecek?
Yarımburgaz Mağarası’nın yok olmasının engellenmesi için çözüm getirilmedi. Ya Şahintepe yerleşim yeri kaldırılacak ya da bilinen en eski yerleşim yeri Yarımburgaz Mağarası yok olacak. İçme suyu barajı olan Sazlıdere, kanala olacak
Tartışmalı proje Kanal İstanbul’un 10 köyü kapsayan 3. etap planlarına göre; İstanbul’un su ihtiyacının bir kısmını karşılayan Sazlıdere Barajı’nın tamamı yok olacak ve kanala çevrilecek. Cumhuriyet'ten Hazal Ocak'ın haberine göre; planlarla barajın çevresindeki içme suyu havzası da imara açıldı. Kanalın çevresine “zemin + 3” kat izni verildi. Planlarda Şahintepe - Yarımburgaz Mağarası’nı kurtarmak amacıyla herhangi bir çözüm sunulmadı. İstanbul’da, günümüzden 400 bin yıl öncesinde ilk yerleşik yaşamın başladığı ilfade edilen Yarımburgaz Mağaraları yok olma tehlikesiyle akrşı karşıya. Vatandaşların itiraz ettiği planlar bugün askıdan inecek. Projenin 3. etap planları, Çilingir, Dursunköy, Hacımaşlı, Hadımköy, Haraççı, Sazlıbosna, Güvercintepe, Kayabaşı, Şahintepe ve Şamlar olmak üzere 10 köyü dahil ediyor. Planlama alanı toplam 5 bin 893 hektar büyüklükte. Planlama, Hacımaşlı, Sazlıbosna ve Çilingir köy yerleşimleri ile Dursunköy ve Şamlar’ın tarım alanlarını kapsıyor. Hektarlarca alana sahip Sazlıdere Barajı da bu planın içerisinde tamamen yok oluyor ve barajın olduğu alan kanalın bir bölümü haline geliyor. Barajın içme suyu havzası da imara kapalıydı ve koruma altındaydı. Planla bu alan da imara açıldı.
NÜFUS ARTACAK
Söz konusu 5 bin 893 hektar alanın şu an 138.28 hektarı planlı, geriye kalan bölüm ise plansız bir haldeydi. Bölgede şu an 5 bin 209.2 hektarı boş, 236.7 kırsal yerleşim alanı ve 151.4 hektar da konut alanı mevcut. Ayrıca alan içerisinde 784.9 hektar da Sazlıbosna Baraj gölü ve gölet alanı da bulunuyor. Bölgedeki arazilerin yüzde 56.56’sı yani 30 milyon 868 bin 946’sı özel mülkiyete ait. Yüzde 15.42’si yani 8 milyon 416 bin 604’ü ise TOKİ’ye ait. Alanda 9 bin 305 parsel yapılaşmamış parsel, 886 yapılaşmış parsel var. Alanda şu an toplam 123 bin 795 kişi yaşam sürüyor. Projenin hayata geçmesi durumunda planlarda söz konusu alan için 261 bin 574 nüfus planlanıyor. Yeni planlarda söz konusu alan genel olarak gelişme konut alanları, ticaret - konut, ticaret, bakım akaryakıt alanı ve konut dışı kentsel çalışma alanlarına çevrildi.
TARİHİ MAĞARA NE OLACAK?
Ayrıca projenin imar planlarında dikkatleri çeken önemli bir nokta da Şahintepe-Yarımburgaz Mağarası’nın yok olmasının önüne geçmek için çözüm üretilmemesi. Uzmanlara göre, ya Şahintepe yerleşim yeri kaldırılacak ya da Türkiye’nin bilinen en eski yerleşim yerlerinden biri olan Yarımburgaz Mağarası yok olacak. Projeye ait planlar, Yarımburgaz Mağarası’nın olduğu tepe ile Şahintepe arasındaki darboğaz önlerinde sonlandırılmış halde. Planları inceleyen uzmanlar, askıdaki planlara göre güzergâh çizimler uzatıldığında kanalın, Yarımburgaz Mağarası’nın dibinden ve Şahintepe yerleşim alanını yararak geçebileceğini belirtiyor. Bu durumda deniz seviyesinden 70-80 metre yükseklikte bulunan Şahintepe yarılarak deniz seviyesine düşürülecek. Bu öngörünün gerçekleşmesi durumunda mahallenin yaklaşık yarısı kanala olacak.
Vatandaşların tapularına daha planlar askıdayken şerhler konulduğu ortaya çıktı. Diğer yandan planlara çok sayıda vatandaş itirazda bulundu. Bakanlığa sunulan itiraz dilekçelerinde planların, “yaşam kalitesini düşüren, halkın sağlığını tehdit altına alan, tarım, mera, orman alanları ve suyunu gasp eden kararlar içerdiği” ifade edildi. Dilekçelerde 2012'de belirlenen ve daha sonra sınırları değiştirilen rezerv alanının, bu plan kararlarına göre amacına uygun kullanılmadığı belirtildi ve planların “planlama tekniklerine, şehircilik ilke ve esaslarına ve planlama mevzuatına aykırı” olduğu söylendi. Dilekçelerde son olarak İstanbul’un büyük ve giderek yaklaşan bir afet riski altında olduğuna dikkat çekilerek, “Böyle bir durumda, çıkış gerekçesi 6306 sayılı kanun olan planların, amacına uygun biçimde, afet risklerini bertaraf etmeye ve İstanbul halkına güvenli yaşam çevreleri oluşturması beklenirken, bu kaygıları hiçbir şekilde taşımayan ve tamamen yapılaşmaya odaklanmış, doğal ve kültürel alanlar üzerinde büyük tahribatlara ve yıkımlara neden olacağı açık olan bir içerikle kurgulandığı, bu anamda açıkça şehircilik bilim ve ilkelerine, planlama ilke, teknik ve esaslarına ve kamu yararına aykırı olduğu ve uygulanması halinde telafisi mümkün olmayan zararlara neden olacağı ortadadır. Bu kapsamda, anılan planlara itirazımın kabulü ve gereğinin yapılmasını talep ederim” ifadelerine yer verildi.
‘KAMU YARARI YOK’
3. etap planlarına itirazda bulunan vatandaşlar da itiraz dilekçelerinde planlama alanında tarım alanlarının olduğunu vurgulayarak, “İtiraz konusu planlar ile tarım kullanımı tamamen bitirilmekte, meraların vasfı değiştirilmekte ve böylece meralar yerleşime açılmaktadır” denildi. Dilekçelerde planlarda kamu yararı olmadığına dikkat çekilerek herkesin sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahip olduğu anımsatıldı. Dilekçelerde, “Doğal, tarihi ve kültürel değerlerinin koruma ve kullanma dengesinin sağlanması esastır. İtiraz konusu planlar bu maddeye aykırı olarak, doğal, tarihi ve kültürel değerler üzerinde büyük bir tahribat yaratmaktadır” dedi.
Kanal İstanbul'un imar planları ne anlatıyor?