Kentsel dönüşüm çalışmaları insan odaklı olmalı!
Bursa Hayat Gazetesi ekibi, Nilüfer Belediye Başkanı Mustafa Bozbey ile kahvaltıda buluştu. Kahvaltıda Bursa ve Nilüfer ile ilgili birçok konuyu değerlendiren Başkan Bozbey, ‘Bizim derdimiz Nilüfer’i gülümsetmek’ dedi.
Nilüfer Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, Bursa Hayat Gazetesi ekibi ile kahvaltıda bir araya geldi. Ekimizi Nilüfer Halk Evi'nde ağırlamaktan keyif duyduğunu ifade eden Başkan Bozbey, ‘Doğru gazetecilik yapmak günümüzde çok önemli bir vasıf, biz günü yakalamak gayretindeyiz. Nazım Maral'ın önderliğinde Bursa Hayat Gazetesi’yle çok iyi bir sinerji yakaladık. Önümüzdeki süreçte umuyorum ki, Bursa’da bizlerin hizmetlerini ortaya çıkarıp paylaşarak ve varsa yanlışımız uyararak devam ederiz ve halka katkımızı birlikte sunarız’ dedi.
NİLÜFER’İN PENCERESİNDEN BURSA’YA BAKIYORUZ
Bursa ve Nilüfer’in birçok sorunuyla ilgili açıklamada bulunan Nilüfer Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, “Bizim derdimiz öncelikle Nilüfer. Nilüferin penceresinden kente bakıyoruz. Çünkü sorumluluğumuz, tecrübemizle Nilüfer’i gülümsetebilmenin çabası içerisindeyiz. Tüm çalışmamız ve projelerimizle öncelikli Nilüfer için emek harcıyoruz. Nilüfer için çalışmak Bursa için çalışmaktır. Hiç kuşkusuz Bursa için de bir şeyler yapıyoruz. Bursa Büyükşehir Belediye Meclisi üyesiyim. Orada da sürekli ifade etmeye çalışıyorum. Bu şehre kamusal alanda yapılan binalarla ilgili, stadla ilgili, adliye binasıyla ilgili, Büyükşehir Belediye binasıyla ilgili, fikir ve önerilerimizi sunarız. Kayıtlarda da vardır ve kamuoyuyla da paylaşmışızdır. Bursa’yı Nilüfer’den Nilüfer’i Bursa’dan soyutlayamayız. Kuşkusuz 17 ilçenin de ayrı ayrı sorunları var. Hepsiyle birlikte Mecliste çalışıyoruz. Ancak bizim derdimiz, birincil sorumluluğumuz Nilüfer” dedi.
İSTANBUL’DAN KÖTÜ OLACAĞIZ
Kentin en önemli sorununun ulaşım olduğunu ifade eden Bozbey, Nilüfer’de de birincil sorunun ulaşım olduğunu dile getirerek “İnsanlar bir yerden bir yere ulaşmakta güçlük çekiyorlar, bu bizim de en önemli problemimiz. Eğer bu anlayışla devam edersek yıllar sonra ulaşım konusunda İstanbul’dan daha kötü duruma geleceğiz" dedi ve bu görüşünü şu şekilde açıkladı; “Peki neden? Bir; Planlamalara toplu bir bakış açısı yok münferit bir bakış açısı var. İki; Siz uluslar arası bir firmaya bu kentin ulaşımla ilgili master planını yaptırıp bunu meclisten geçiriyorsunuz. Ki güvendiğiniz için yaptırdığınızı ve kabul ettiğinizi söylüyorsunuz, ardından o planı kenara koyuyorsunuz ve ben böyle yapmayacağım diyorsunuz. Yani bilimsel gerçeklilikle hiçbir alakası olmayan ulaşım planımız var bizim şu anda. Onun için de Bursa giderek artan bir sorunla karşı karşıya. Bu günler iyi günler bir sene sonra daha kötüsünü söyleyeceğiz.”
0,50 BİR KANDIRMACA
Ulaşımla ilgili bir çalışmanın olmadığını aktaran Bozbey, kentsel dönüşüm projelerinin yoğunluğu nedeniyle ulaşım problemine dokunulmadığını 0,50 söyleminin bir kandırmaca olduğunu dile getirdi. Bunun Nilüfer’deki yerlere yönelik bir reklamasyon çalışması olduğunu ifade eden Bozbey, “Gelin şimdi Osmangazi ve Yıldırım’daki çalışmalara bakalım, incelediniz mi bilmem. Ya da meclisten burası nasıl geçmiş diye baktınız mı? Normal, iki katlı yerleşim alanlarında 2,5- 3,0- 3,5 emsaller verilir kentin içinde. 0,50 falan yok” diyerek Bursa’daki kentsel dönüşüm çalışmalarını eleştirdi.
KENTSEL DÖNÜŞÜM DEĞİL YENİLEME
On sene sonra kentin içine girmenin maharet olacağını söyleyen Nilüfer Belediye Başkanı Bozbey, kentsel dönüşüm çalışmalarının insan odaklı olması gerektiğini söyleyerek Bursa’da kentsel dönüşüm adı altında bina yenileme çalışmalarının yapıldığını ifade etti ve şöyle devam etti;
“ Hala Büyükşehir Belediye Başkanı, müteahhitlere diyebiliyor ki “ Şehrin dışında çalışmayın. Gelin biz kentsel dönüşüm yapıyoruz, planlar da bunlar yıkın, yapın. Altıparmak’ı hatırlayanlar bilir iki katlı olduğu dönemler vardır, yıkıldı, beş katlı binalar yapıldı. Ne değişti?
TÜM YEŞİL ALANLAR MEZARLIK
Kentsel dönüşümle birlikte yeşil alanların azaldığını söyleyen Bozbey, Bursa’nın merkezinde Allah’tan ki Merinos var Allah’tan ki Kültürpark var. Onun haricinde mezarlıklar hariç yeşil alan yok. Tophane’den bakın gördüğünüz yeşil yerler mezarlıktır. Şimdi insanlar kaçıyorlar. Neden Nilüfer’e geçtiğimiz yıl yaklaşık olarak 23 bin kişi geldi? Çünkü nefes almak istiyor insanlar. İnsanlar Yıldırım’da Osmangazi’de nefes alamıyorlar” diyerek Bursa’da yeşil alanların azaldığını dile getirdi.
ELEKROMANYETİK ALANLAR ÖNEMSENMİYOR
Ataevler’de örnek bir çalışma yapıldığını bunun bir yenileme planı olduğunu dile getiren Bozbey, Ataevler’de, parsellerden yer alınarak, okul alanı, sosyal alan, yeşil alan; bunlar oluşturuldu. Yollarla ilgili farklı düzenleme yapıldı. Onu yaptık, ne oldu biliyor musunuz? Büyükşehir yüzüne bakmadı planın. Hala bireysel gelen taleplere ‘evet’ diyor geçiyor. Oranın bir sorunu var, elektromanyetik alan sorunu var diyoruz. Kimsenin umurunda değil. ‘Bugüne kadar yaşamış bir şey olmaz’ diyorlar. Biz planı bunu da düşünerek yaptık. Binaları elektromanyetik alana göre geri çektik. Biz yıllardır elektromanyetik alan ölçümü yapıyoruz en iyi bilenlerdeniz, insan sağlığı için inanılmaz zararlı” dedi.
ULUDAĞ’I KAYBETTİK
Çevre koruma çalışmalarının hiçe sayıldığını söyleyen Başkan Bozbey, Yalova’nın girişinde yapılan Doğalgaz Çevrim Santrali’nin Bursa’nın iklimini değiştirdiğini ve yapılan çalışmanın bilimden uzak olduğunu dile getirerek, “Biz zamanında çevreci ekiplerle birlikte karşı çıktık bu santrale. Bilim insanları “Eğer burada Doğalgaz Çevrim Santralı olursa havayı 2-3 derece civarı ısıtacak ve dağa kar yağmayacak. Bursa karı özleyecek” demişlerdi. Çünkü kuzeyden esen rüzgar, güneyden doğru o sıcak havayı kentin üzerinden yukarıya taşıyor. Şimdi biz ‘Bursa’ya kar yağmıyor’u konuşuyoruz. Yani bilimsel verilere inanmazsak böyle oluyor. Çevreci kuruluşlara siyasetçiler hep karşı çıkıyor ama Çevreci kuruluşlar haklılar” dedi. Bozbey zamanında iyi bir planlamanın yapılmadığını ve bu nedenle Uludağ’a kar yağmadığını. Bundan ders çıkarılması gerektiğini ifade etti.
BURSA SANAYİYE DOYDU
Bursa’nın sanayi açısından doymuş bir kent olduğunu aktaran Başkan Bozbey, sözlerini şöyle sürdürdü;
“Kentin ortasında DOSAB’ın orada termik santral olur mu? İnanın bana Bursa biter. Üzgünüm ki bunun içerisinde destek veren siyasiler de var. Ki Bursa sanayi açısından doymuş bir kent. Yani daha fazla OSB alanına ihtiyaçta yok; gerek de yok. Şu an hazırlanan raporda Bursa’da sanayi bölgelerinde altıl durumda yüzde 35 oranında yerin olduğunu söylüyorlar. Bu kadar yer varken siz hala yeni bir yer arayarak doğa katliamı oluşturuyorsunuz. Nilüfer’de güney kısmında yaklaşık 45 civarında ocak var. 100 civarında da açılmamış ancak Ankara’dan ruhsatı verilmiş ocak var. Bu doğa katliama bizim yetkili olduğumuz süreç içerisinde izin vermedik. Doğru bulmuyoruz. Helikopterden izlediğinizde görürsünüz aynen vücutta yaralar açılmış gibi.”
HER İŞİN BAŞI EĞİTİM
Türkiye’nin bilimsellikten uzak bir ülke olduğunu aktaran Nilüfer Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, “ Üniversite yönetimleri siyasal düşünceden sıyrılıp eğitime yönelik çalışırlarsa bir adım ileriye gideriz. Ancak şu anda üniversite yönetimleri siyasal bakış sergiledikleri sürece bilim insanlığından uzaklaşmış durumdalar. Gelecek günler daha karanlık, iyi değil. Çünkü çocukluğumuzdan beri söylenir değil mi her işin başı sağlık diye. Bana göre her işin başı eğitimdir. Okuma oranlarına bakınca, Japonlarla karşılaştırırsak, bizde 26 insan yılda bir kitap okuyorken Japonlarda bir insan yılda 26 kitap okuyor. O nedenle Japonya Japonya biz böyleyiz. Eğitim planımız var mı yok. Benim Fransızca öğretmenim Nurten Kaleci, orta 3’teyken sınıfta şöyle demişti; ‘Çocuklar bakın bu ülkenin eğitim sitemi çok yanlış gidiyor. Aslında Liseye gitmek için sınava girmeniz gerekirken, sanat okulu sınavlarına gireceksiniz. Oysaki bu ülkede sanat okullarının çok olması lazım… Herkes eğilimine göre eğitim görmeli. Kariyer yapmak isteyen liselere sınavla girilmeli. O sene 1973 şimdi sene 2016 arkadaşlar. Şu an ben bu ülkenin eğitim gidişatını iyi görmüyorum’. Bu örnek çok açık” dedi.
MUHTARLIKLAR ZAYIFLADI
Yerel yönetim konusuna da değinen Nilüfer Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, “Şimdi, Türkiye’de yerel yönetim deyince sadece Belediyeler aklımıza geliyor. Aslında köy kanunu bile bir yerel yönetimdir. Eskiden muhtar nikah da kıyabilirdi, arazi de işletebilirdi, otobüs de alabilirdi, icara verirdi, kiralardı. Büyükşehir yasasıyla birlikte tüzel kişilikleri kalktı. Yani sembolikler artık. Yine de sadece biz yetkili değiliz. Bizim dışımızda Büyükşehir’in ve alt yapı kuruluşlarının da sorumlu olduğu alanlar var. 1930’dan itibaren yerel yönetimler ve Belediye yasası ile ilgili olan tüm değişikliklerde Belediye’lerin yetkileri zayıflatılmıştır, tüm sorumluluklar merkeze bağlanmıştır. Hep böyle olmuştur. Şimdi yeni bir Belediye yasası hazırlanıyor. Göreceksiniz ki, ipuçları yok ama bazı hizmetler ilçelerden alınıp Büyükşehir’e verilecek, bazı hizmetler Büyükşehir’den alınıp merkeze verilecek. Hatta tahminen valiliklerdeki özel idareler gerisin geriye gelecek, hatta ve hatta Büyükşehir’in vatandaşla ilgili zora düştüğü konularla ilgili Valiliklere tekrar aktarılacak. Bizdeki yönetim anlayışı yerel yönetim falan değil” dedi.
KOORDİNASYON YOK
Avrupa’dan yerel yönetim anlayışından örnek vererek sözlerine devam eden Başkan Bozbey, Türkiye’de her türlü işlemin ayrı ayrı yapıldığını söyledi ve “Düşünün, Büyükşehir’in sorumlu olduğu yerlerde Büyükşehir zabıtası, Nilüfer’in sorumlu olduğu yerlerde Nilüfer zabıtası görev yapıyor. Bu ikilem ortadan kalkmak zorunda... Yoksa böyle farklı kurumların, farklı sorumlulukları olduğu sürece sorunlar bitmez. Çünkü vatandaş sizden yol istiyor yol yapıyorsunuz, o arada Telekom’un ya da UEDAŞ’ın programı yoktur ama asfalt istiyor, asfalt yapıyorsunuz 6 ay sonra asfalta başka bir birim işlem yapıyor bu sefer vatandaş diyor ki ‘Bak işte Belediye’ye kimlere para kazandırıyor.’ Yani hem talep ediyor hem sizi suçluyor. Neden, ya BUSKİ ya da UEDAŞ girmiştir ya da diğer bir kurum girmiştir. Ben alt yapı anlamında kurumların kordineli çalıştığını 17 senedir görmedim."
TEK ELDEN YÖNETİM
Tek elden yönetim olmalı. Mesela, Nilüfer gibi bir kurum her işi kendisi yapacak. Elektriğini de suyunu da doğalgazını kendisi çekecek devredecek kurumlara… Hatta doçent hocalara da söyledim, kentin bir bölümünü alın, bir çalışma yapın bakın bakalım hakikaten boşa harcanan para ve zamanı ölçün. İnanılmaz değerler. Nilüfer’de sadece yıllık yamaya verdiğimiz para her halde 7-8 milyon vardır. Az bir para değil. Ne demek bu birileri gelmiş açmış, bozmuş… Biz yapmışız demek. Bunlar bu ülkenin parasının ne kadar kötü kullanıldığının karşılığı aslında. Bu bizim değil vatandaşın parası.”
Emek DEMİR/Bursa Hayat