Kentsel dönüşümde geleneksel dokuya dikkat edilmeli!

İstanbul  başta olmak üzere Türkiye'de emlak piyasalarındaki olumlu gelişmeler gecekondu semtlerini de büyük bir değişimin eşiğine getiriyor. Gecekondu semtleri, mahalleleri birer birer modern şehirlere dönüşüyor. Bunda da en büyük etken, kentsel dönüşüm projeleri oluyor. Tüm Mühendisler ve Mimarlar Birliği Platformu (TMMBP) Genel Başkanı Remzi Kozal, 'Planlı bir değişim yaşanmalı. Geleneksel dokuya da dikkat edilmeli' dedi.

İstanbul başta olmak üzere Türkiye'de emlak piyasalarındaki olumlu gelişmeler gecekondu semtlerini de iyük bir değişimin eşiğine getiriyor. Eski gecekondu semtleri, mahalleleri birer birer modern şehirlere dönüşüyor. Bir taraftan Toplu Konut İdaresi(TOKİ)nin başlattığı kentsel dönüşüm projesi diğer taraftan i belediyelerin çalışmaları bu değişimi ızlanıran etkenler oluyor. Konuyla gili değerlendirmelerde bulunan Tüm mühendisler ve Mimarlar Birliği Platformu 'MMBP) Genel Başkam Remzi Kozal, 'şžehir lerkezlerinde kalmış, imar planları yapılan blgelerin yatırımcılarca değerlendirilmeleri HİUCU artık gecekondu dokusu etkisini ızla kaybediyor. Yakın zamanda gecekondu semtlerinin, mahallelerinin yerlerinde eller esmeyecek ama, modern binalar, ökdelenler boy gösterecek' diye konuştu.

Turizme katla

çarpık yapılaşma büyük oranda revize dilirken kültür, turizm açısından da nemli bir kazanım sağlanması bekleniyor, oğaziçi'nin çarpık gecekondularla yaşamak durumuda kaldığım söyleyen Kozal, 'Tabi i gecekondularda yaşayan insanlarda izim insanlarımız. Onlarında daha güzel ortamlarda yaşamaya hakları var. Dönüşüm e değişim projeleri ile bir bir yerini modern binalara ve şehirlere bırakan gecekondular ir düzene girdiğinde İstanbul çok daha üzel bir görünüme kavuşacak. İstanbul, .ünyadaki nadir yerlerden bir tanesi. Turizm lotansiyeli de yüksek. Bu potansiyelinde nü açılmış olur' dedi.

Planlama şart

Gecekondulaşma sorununun özümünde ilk adım olarak planlama rapılması gerektiğini belirten Remzi Kozal,' Planlı şehirleşme gecekondulaşmanın, kaçak yapılaşmanın önünü kesecek ok önemli bir adım olur. Göç, göçün kaynağındaki nedenleri ortadan aldırılarak durdurulmalı. Özellikle stanbul'un göç almaması için, yaşadıkları yerlerden göçen insanları durduracak çalkan şehirler oluşturulmalı. Göçü, başka )ölgelere yönlendirmek için yeni çekim nerkezleri oluşturulmalı. Mutlaka planlı fehirleşmenin önü açılmalı ve şehirlerimiz nsanlarımızın rahatça yaşayabileceği
koşullandırılmalı' dedi.

Kültür varlığı

Gecekonduların bi döneme tanıklık eden, köyden kente göçün çok önemli tanıkları olduğunu vurgulayan Remzi Kozal,'gecekonduları çeşitli şekilde ortadan kaldırırken aslında toplum hayatımızda çok önemli bir dönemi de ortadan kaldırmış oluyoruz.

 Gelecek nesillere bu sancılı dönemi anlatmak oldukça zor olacaktır. Her ne kadar dönüşüm, değişim projeleri yapılmış olsa da yinede gecekondu dokusunu kaybetmemiş gecekondu semtleri, mahalleleri görebiliyoruz. İşte bu mahallelerden, semtlerden bazılarım aynı dokuyu korumak kaydı ile altyapısı ve üstyapısı ile yenileyerek gelecek kuşaklara aktarmak üzere koruma altına almalıyız. Bu bölgeler, turizm içinde çok önemli birer değer olacaktır. İstanbul,  Ankara  başta olmak üzere İzmir, Adana, Samsun gibi illerde bu projeyi rahatlıkla uygulayabiliriz' dedi.

İstanbul Boğazı için iyi bir çözüm olabilir

İSTANBUL için bozulmamış gecekondu bölgelerinin Boğaziçi'nde bulunduğunu dile getiren Remzi Kozal şu değerlendirmelerde bulundu: 'Sarıyer-Büyükdere yamaçları, Beykoz Paşabahçe yamaçları bu proje ile turizme kazandırılmasının yanı sıra, Boğaziçi'nin rehabilitasyonu ve çağdaş şehircilik acısından kazanılması içinde çok önemli bir proje olur. İstanbul'un bir çok bölgesinde dönüşüm projeleri ile yenilemeler yapılırken Boğaziçi'nde, yasal bir düzenleme olmadığı için, herhangi bir ' yenileme yapılamıyor. Boğaziçi, dünyanın   en güzide yerlerinden birisi öyle sıradan düzenlemelerle sonuç almak mümkün değildir. Artık, bölgenin bir parçası haline gelmiş gecekonduları yıkıp kaldırmak mümkün olamadığına göre, bir düzenleme yaparak Boğaziçi'ne yakışır bir konuma getirmek daha doğru bir yaklaşım olacaktır.'

Türkiye'de gecekondulaşma

TÜM Mühendisler ve Mimarlar Birliği Platformu (TMMBP) Genel Başkanı Remzi Kozal, gecekondu ve gecekondulaşma ile ilgili olarak şu bilgileri verdi: 8 Türkiye'de gecekondu yapımı 1930'lu
yıllarda başladı.

* Konu hakkında ilk yasa 5218 sayılı ve 1948 yılında çıkarıldı. Aynı yıl 5228 sayılı yasa çıkarıldı.
* 1948'de 5431 sayılı yasa çıkarıldı. 1953'te 6188 sayılı yasayla da o ana kadar yapılmış bütün gecekondular yasallaştırıldı.
İstanbul'un ilk gecekondu semtleri, Haliç, Zeytinbumu ve Kağıthane'de oluştu. Bugün İstanbul'da 2.5 milyon civarında bina bulunuyor. Bunun yaklaşık 1.1 milyonunun imara aykırı yapılar olduğu tahmin ediliyor. Türkiye'de, 1953'te kaçak yapı 80 bin civarında iken, 1960'da240bin, 1970'te 600 bin, 1980'de ise 850 bini buluyor. Bugün bu sayının 3-4 milyon dolayında olduğu düşünülüyor. Türkiye genelinde nüfusun yüzde 30 kadarı kaçak inşa edilmiş binalarda yaşıyor. Bu oran Ankara'da yüzde 70, İstanbul'da yüzde 60-65,  İzmir  ve Adana'da yüzde 50, Samsun
ve Erzurum'da yüzde 40, Bursa ve Diyarbakır'da yüzde 30 dolaylarında oluyor. Ancak, Güneydoğu'daki göçün direkt etkilediği Diyarbakır ve Adana'da beürtilen oranlar yukarılara doğru çekiliyor. Türkiye'deki kaçak yapıların; yüzde 33'ü İstanbul'da, yüzde 30'u Ankara'da, yüzde 12'si İzmir'de, yüzde 5'i Adana'da, yüzde 4'ü Bursa'da, yüzde 3'ü Samsun'da bulunuyor.
Hürriyet TÜM Mühendisler ve Mimarlar Birliği Platformu (TMMBP) Genel Başkanı Remzi Kozal, gecekondu ve gecekondulaşma ile ilgili olarak şu bilgileri verdi: 8 Türkiye'de gecekondu yapımı 1930'lu
yıllarda başladı.
* Konu hakkında ilk yasa 5218 sayılı ve 1948 yılında çıkarıldı. Aynı yıl 5228 sayılı yasa çıkarıldı.
* 1948'de 5431 sayılı yasa çıkarıldı. 1953'te 6188 sayılı yasayla da o ana kadar yapılmış bütün gecekondular yasallaştırıldı.
İstanbul'un ilk gecekondu semtleri, Haliç, Zeytinbumu ve Kağıthane'de oluştu. Bugün İstanbul'da 2.5 milyon civarında bina bulunuyor. Bunun yaklaşık 1.1 milyonunun imara aykırı yapılar olduğu tahmin ediliyor. Türkiye'de, 1953'te kaçak yapı 80 bin civarında iken, 1960'da240bin, 1970'te 600 bin, 1980'de ise 850 bini buluyor. Bugün bu sayının 3-4 milyon dolayında olduğu düşünülüyor. Türkiye genelinde nüfusun yüzde 30 kadarı kaçak inşa edilmiş binalarda yaşıyor. Bu oran Ankara'da yüzde 70, İstanbul'da yüzde 60-65, İzmir ve Adana'da yüzde 50, Samsun
ve Erzurum'da yüzde 40, Bursa ve Diyarbakır'da yüzde 30 dolaylarında oluyor. Ancak, Güneydoğu'daki göçün direkt etkilediği Diyarbakır ve Adana'da beürtilen oranlar yukarılara doğru çekiliyor. Türkiye'deki kaçak yapıların; yüzde 33'ü İstanbul'da, yüzde 30'u Ankara'da, yüzde 12'si İzmir'de, yüzde 5'i Adana'da, yüzde 4'ü Bursa'da, yüzde 3'ü Samsun'da bulunuyor.

Hürriyet/Hürriyet Seri İlanlar