23 / 11 / 2024
fuzul

Kibar Holding'in yeni ambalaj fabrikası Nisan'da açılıyor!

Kibar Holding'in yeni ambalaj fabrikası Nisan'da açılıyor!

Kibar Holding, karlı büyüdüğü bu dönemlerde yeni yatırım ve satın almalar peşinde koşuyor. Kibar Holding, Endüstri 4.0'a uygun yeni ambalaj fabrikasını Nisan ayında açıyor.




Dünya ekonomik sistemi yeni bir çağa giriyor ve bu yeni dönemin kodlarına dair belirsizlik pek çok kurumu hazırlıksız yakalıyor. Ama hepsini değil. Kibar Holding, böyle bir dönemde karlı büyüyor, yeni yatırım ve satın almalar peşinde... Bu pozitif ayrışmanın ardında bir strateji var: Gayrimenkul ve perakende sektörlerindeki 'parlaklığa' rağmen sanayide kalıp üretimde ısrar etmek, kurumsallaşma yolunda tüm yönetim yapısını baştan sona yenilemek, Endüstri 4.0 ışığında sektöre yenilik getirecek yatırımlara imza atmak, kur riskini sadece dalgalanmalar olduğunda değil her zaman tüm maliyetine katlanarak hedge etmek...


Çalışan sayısı yatırımlarla 7 binden 10 bine çıkacak


Tamer Saka 2011 yılında Kibar Holding CEO'su olarak atandı ve holdingdeki köklü değişim başladı. Değişim için getirilen Saka, transformasyon sürecini şekillendirdi, iş modelleri, organizasyon masaya yatırılıp yeniden düzenlendi. Sabancı Üniversitesi ile bir akademi kuruldu ve tüm beyaz yakalı çalışanlar burada eğitim gördü. Lider yetiştirme programı, performans ve hedef sistemi oluşturuldu. Bu kapsamda holding bünyesindeki tüm şirketlerin yönetimi de değişti. 7 bin kişilik bir organizasyon bu. Saka, "Yeni yatırımlarla birkaç yıl içinde 10 bin kişiye doğru gidiyoruz. Kibar, Türkiye'nin önde gelen sanayi kuruluşlarından biri. Büyüme potansiyeli çok büyük. Türkiye'ye güveniyoruz ve her durumda yatırıma devam ediyoruz" diyor.


Geçtiğimiz yıl ambalaj alanında 200 milyon TL'nin üzerinde bir yatırıma imza attıklarını hatırlatıyor Saka. Nisan'da üretim tam kapasite ile başlayacak. Avrupa pazarlarına yönelik yeni teknolojileri içinde barındıran, hız ve teknik kabiliyeti yüksek bir yeni fabrika yatırımı bu. Yatırım daha faaliyete geçmeden çok pozitif etki yaratmış. Saka anlatıyor: "Daha fabrika üretime girmemiş olmasına rağmen Avrupa'daki müşteri ağımızı her gün geliştiriyoruz. Sipariş almaya başladık. Bu, sektörümüzdeki en yeni, entegre bir yatırım. Üzerine çok düşündük. Ambalaj işini büyüme platformu olarak gördük. Kentleşme, ailelerin ufalması ile porsiyonların ufalması, internetten satış... Bu trendler bu sektörün potansiyelini çok artırıyor."


Saka'nın anlattıkları, 'Demek doğru yatırımı yapana her zaman iş var' dedirtiyor. Saka, onaylıyor: "Ben para kaybetmenin nedeninin sektörel nedenler değil çoğunlukla kötü yönetim olduğuna inanırım. Özellikle finansal enstrümanları doğru kullanamaktan para kaybedildiğini çok net görüyorum etrafımda. İşin kendisi para kazandırıyor. Alüminyum işimizde satışımızın yüzde 75'i Avrupa'ya. Bizi tercih ediyorlar, çünkü aynı gün arayana geri döneriz, sadece ürün vermez, hizmet de sunarız. Birçok Türk şirketi böyle. Ama daha global düşünüp global oyunun kurallarına uymak zorundayız."


Kârlılık yüzde 10'larda bu yıl bütçeler 3 aylık


2016 yılında 26 milyar TL ciro yapmış Kibar Holding. Hedeflerini tutturduklarını anlatıyor Saka. Yüzde 10'larda karlılıkla çalıştıklarını, bu döneme hazırlıklı girmenin avantajlarını yaşadıklarını vurguluyor. Bu yıl için de büyüme öngörüyor Saka. "Bütçeyi yaptık ama 3'er aylık periyotlarlarla bütçeyi kontrol etme kararı aldık. Daha esnek olmaya çalışacağız" diyor. Ocak ayı nasıl geçti? Kibar Holding CEO'su, "Beklentilerimizle paralel geçti. Bu yıl belirsizlik çok. Avrupa'ya ihracat yapan bir grubuz, İngiltere'ye mal satıyoruz. Bu ülkelerdeki gelişmeleri yakından izliyoruz. Biraz diken üzerine oturduğumuz bir dönem ama pesimist olmamız için somut bir neden yok" yanıtı veriyor.


Alüminyumda satın alma yolunda iştahı yüksek


Ambalajda yeni yatırıma imza atan Holding ana işi olan alüminyumda Ar-Ge ile emtiayı katma değerli bir ürün haline getirmeyi hedefliyor. 250 bin tonluk üretimin kapasite artışı ile 300 bin tonu geçmesi için ilave yatırım yapılıyor. Tamer Saka yurtdışından satın alma peşinde de olduklarını açıklıyor. "Avrupa ve Amerika'da uygun şirketi bulabilirsek iştahımız yüksek. Müşterilerimizin çoğu global oyuncu. Biz de globalleşirsek onların global ihtiyaçlarını karşılama fırsatımız olacak" diyor.


İhracat üzerindeki yükler azaltılsa, Turquality hızlansa


Lojistik ve Hyundai Assan ile otomotivde de faaliyet gösteren Kibar gıdada Assan Foods markası ile private label salça üretiyor. Türkiye'de en büyük üreticilerden. Şimdi sos işine de girmiş ve farklılaşarak müşteri sayısını artırıyor.


Tamer Saka bugün gelinen noktada holdingin performansından memnun. Şu dönemde çok daha sık istediği raporlara baktığında, iş, müşteri kaybetmediklerini, piyasadaki gelişmelere rağmen tahsilat sürelerini, vadelerini iyi yönetebildiklerini gördüğünü söylüyor. Kibar'ın hiçbir şirketi halka açık değil. Saka, hazırlıkları yaptıklarını ancak bu yıl değil, önümüzdeki yıl bunun konuşulabileceğini açıklıyor. Son dönemde ekonomiye dair atılan adımları pozitif bulan Kibar Holding CEO'su bu adımların devamının önemli olduğunu anlatıyor. Üretimin desteklenmesi yolunda adımların artması gerektiğini, ihracat üzerindeki yüklerin belirli bir dönem azaltılmasının öneminin altını çiziyor. Tamer Saka, Turquality sistemini hızlandırıp genişletmenin de bu süreçte etkin olabileceğini belirtiyor.


ABD-Türkiye ilişkileri mayıs sonrası ivmelenir


Kibar Holding CEO’su Tamer Saka, geçtiğimiz yıl Kasım ayında Washington’da düzenlenen 35. ABD – Türkiye İlişkileri Konferansı’nda Amerikan Türk Konseyi’nin Başkan Yardımcısı olarak atandı. Böyle bir dönemde bu görevde olmak önemli. Saka anlatıyor: "Amerika'nın yeni bir kurgu oluşturduğu bu dönemde, Türkiye'nin burada en büyük menfaati sağlayabileceği ortamı dizayn etmeye yardımcı olmak güzel bir duygu. Türkiye bu bölgede ABD'nin en tutarlı ve güvenilir partner'ı. Bu devam edecek. Amerika bölgedeki hiçbir ülke ile Türkiye ile olduğu kadar açık, şeffaf bir partnerlık ilişkisi kuramaz. Son dönemde Türkiye'nin haklı hassasiyetleri var ve bunların dikkate alınması lazım. Bir önceki hükümette malesef bunu çok göremedik. Şimdi kadrolar değişiyor, bu değişim Nisan-Mayıs'a kadar tamamlanır. Bizim Amerikan Türk Konseyi olarak her yıl Washington'da yaptığımız bir konferans var. O konferansı biz bu yıl Mayıs ayının ortasına aldık. Bu etkinliğin, ilişkilerin pozitif ivmelenmesi açısından da etkin olacağını düşünüyoruz."


AMERİKA PAZARI İÇİN RADARLAR AÇIK


"Gerçek anlamda global bir firma olmak istiyorsanız ABD'de mutlaka bir iziniz olmalı. Amerika pazarı için hiçbir zaman geç değil. Kibar Holding'in THY ile ortak uçak koltuğu şirketimizin bir merkezi Utah'da. O şirketle global bir oyuncu olmayı hedefliyoruz. Şimdilik sadece THY'nin aldığı Boeing'lerin koltuklarını biz veriyoruz ama ilerde bunu genişletmeyi hedefliyoruz. Bunun ötesinde ABD'de kendi alanlarımızla ilgili fırsatlar da radarımızda."


"Yeni dünya düzeninde görülüyor ki bundan sonra her yılımız istim üzerinde geçecek. Paranın bol olduğu dönem geride kaldı. Hep dikkatli olmamız gereken yeni bir döneme girdik."


Sistem henüz 2008'deki zararlarla yüzleşmedi


Saka'ya göre bugün global ekonomide yaşanan kabuk değişimi, 2008 krizi ile başlayan sürecin devamı. Saka, korumacılıkla kendini gösteren global ekonomideki sistem değişikliğini şöyle okuyor: "2008 yılında sümen altına itilen sıkıntılar kendini gösterdi, bir tıkanma yaşandı. Ben ortaya çıkan bu tabloyu ekonominin global sisteminin doğru okuduğu kanaatinde değilim. Alınan önlemler o anlık, krizi biraz öteleyecek önlemler oldu. Ne oldu, muhasebe standardı değişti. Ama bilançoda tarihsel değeri ile bekleyen, zararlar oluşturan varlıklar duruyor. Onlar realize edilmediği için zararlar yansımıyor ama realize edildiğinde kimsenin altından kalkamayacağı zararlar var. Bunlarla sistem henüz yüzleşmedi. Dünyanın yeni bir dengeye oturması gerekiyor, iş yapma şeklinde gelişmeler bu arayışın bir göstergesi. Korumacılık; İngiltere'de başlayıp önümüzdeki dönem Avrupa'nın diğer ülkelerinde karşılaşacağımız sorunun kökeni buradan geliyor. Herkes kendine bir pozisyon alma telaşı içinde. Çalkalanmaların olacağı bir dönemdeyiz. Yeni kurgunun bir oturma süresi olacak, bugünden yarına oluşacak bir tablo değil. Çin'in aşırı büyümesi, Çin için bir denge oluşması ihtiyacı yarattı. Hindistan nerede dengeye gelecek? Afrika kıtası içinde Çin'in, Avrupa'nın etki alanları nasıl dengeye gelecek? Amerika ekonomisi için kısa vadede iyi olan şeyler orta vadede ne getirecek? Bütün bunlar o büyük resim içinde tekrar taşların yerine oturacağı bir dönem..."


ATIK YÖNETİMİNDE YENİ ŞİRKET KURDU


"Geçen yıl Amerikalı bir ortakla atık yönetimi şirketi kurduk. Bu yıl yatırım planını çıkaracağız. Orada büyümek istiyoruz. Türkiye'de atık yönetimi belediyelerin elinde iddialıyız bu işi kurumsal platforma çekeceğiz. Atığı kömürden ucuz diye yakıyoruz, dünyada böyle bir şey yok. Sokağa atılan bir para... Bunu değerlendireceğiz.


10 MİLYON DOLAR DAHA KAZANACAĞIM DİYE FABRİKAYI KAYBEDENLERİ ÇOK GÖRÜYORUM


"Kur riskini en etkin yöneten gruplardan biriyiz. Hem metal hem de finansal değişkenleri hedge ediyoruz. Hem TL'ye karşı dövizi, hem de farklı döviz kurları arasındaki pariteyi hedge ediyoruz. Karşı karşıya olduğumuz riski anlamak çok önemli. Bir maliyeti var deniyor ama bizim sistemimizde bu maliyet zaten karın içinde. Biz her yıl için bir kar hedefi koyarız, o karı yakalayabilmek için yapılacak hedge çalışmalarının maliyeti zaten o karın içindedir. Eğer doğru tarihte hızlı karar alıp hedge yapabiliyorsam satış yapabildiğim sürece bunun karşılığını zaten fikslemiş oluyorum. Riskin kaynağını kavrayıp hesaplayabilmek çok önemli. Hammaddemi euro ile alıyorsam müşterilerime euro ile satış öneriyorum. Yüzde 20'si kabul ederse, kalanını farklı yöntemle hedge ediyorum. Bunu tehlike olsa da olmasa da yapmalısınız, hırsız gelecek tahmini üzerine kapıyı kitlememelisiniz, kur riski yönetimini tutarlı şekilde yapıyor olmalısınız. Hedge yaparsanız potansiyel karı almamış oluyorsunuz. Yapmasanız belki hedefinizin üzerine 10 milyon dolar daha bir kazanç olurdu ama kur riskini düzenli yönetmezseniz 5 yılda kazandığınızı 1 yılda kaybedersiniz. Türkiye'deki en büyük sıkıntı bu. Şirketler sanki kuru yönetebilecek bir kabiliyete sahipmiş gibi, bir hazine yöneticisi gibi kurdan para kazanmayı hedefliyor. Oysa sizin tüm fabrikanız, işinizde kazandığınız kurdaki bir oynama ile gidebiliyor. 10 milyon dolar daha fazla kazanacağım diye fabrikasını çok kaybeden var. Kur riskini yönetebilmek için bugün çok sayıda enstruman var, bunlardan yararlanıyor olmak gerek."


ALÜMİNYUMUN AR-GE'SİNİ YAPIYOR


"Assan Hanil firmamız bünyesinde bir Ar-Ge merkezimiz vardı. İkinci Ar-Ge merkezini de alüminyumda kurduk. Çok iddialıyız, yakın coğrafyanın çelik dışı metallerde bir araştırma merkezi olmasını hedefliyoruz. Yurtdışı ile ortaklıklar kuracağız, yeni ürünler geliştireceğimiz bir üs olacak burası."


Dünya


Geri Dön