Kıbrıslı Rumlar taşınmazlarını almak için AİHM'ye başvurdu!
Kıbrıslı Rumlar, 1974 sonrası Kuzey Kıbrıs'ta kalan malları için Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) gitti. Strasbourg Mahkemesi başvuru sonucu Ankara'dan savunma istedi.
Kıbrıslı Rumların Kuzey Kıbrıs'ta kalan mallarını geri alma davası sürüyor. Kıbrıslı Rumlar kalan mallarının alabilmek için ikinci kez Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) başvurdu. Strasbourg Mahkemesi başvurucu için Ankara'dan savunma istedi.
Karar Gazetesi'nde yer alan habere göre; Kıbrıslı Rumlar, 1974 sonrası Kuzey Kıbrıs'ta kalan taşınır ve taşınmaz malları için kurulmuş Taşınmaz Mal Komisyonu’nun (TMK), ağır çalıştığı ve etkin olmadığı iddialarıyla Avrupa insan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) başvuru yaptı. Başvuru sonrası mahkeme Ankara’dan savunma istedi.
Strasbourg Mahkemesi son olarak adanın kuzeyindeki taşınmazı konusunda TMK önünde anlaştığı tazminatı alamayan Ionannis Kyriakides ile kapalı Maraş bölgesindeki taşınmazları konusunda TMK önündeki sürecin uzunluğu ve etkisizliğinden şikayetçi olan KV Mediterra-nean Tours Limited adlı şirketin dava başvurulan hakkında Türk hükümetinden savunma istedi. AİHM’e göre, Kyriakides’e, TMK önünde 13 Şubat 2017’de KKTC ile vardığı dostane çözüm kapsamında 428 bin 360 Sterlin tazminat ödenmesi gerekiyordu. Ancak Kyriakides tazminatını alamadı. Mediterrane-an Tours Limited şirket ise 1974 sonrası Maraş bölgesinde kalan taşınmazlarıyla ilgili olarak TMK önünde Temmuz 2010’da başlattığı sürecin henüz tamamlanmadığından şikayetçi.
TMK, gerek KKTC gerekse Ankara açısından olağanüstü öneme sahip. Her şeyden önce, pratikte bir KKTC organı olan TMK’nın varlığının, KKTC’yi tanımayan AİHM ve AlHM’nin bağlı olduğu Avrupa Konseyi’ne kabul ettirilebilmiş olması dahi kendi başına diplomatik bir başarı. Rumlar, Türkiye’nin AlHM’nin zorunlu yargı yetkisini 1990’dan itibaren tanımaya başlamasını fırsat bilip o tarihlerden itibaren kitleler halinde Strasbourg Mahkemesi’ne dava başvurusunda bulunmaya başlamıştı.
AİHM bu başvurular arasında pilot dava olarak seçtiği Loizidou davasında 1996’da açıkladığı kararında, Türkiye’nin, 1974 sonrası adanın kuzeyinde taşınmazı kalan Rumların mülkiyet haklarını ihlal ettiğine hükmetti. AİHM buna karşılık Aralık 2005’te açıkladığı Xenides-Arestis davası kararında, Türkiye’den, ‘adanın kuzeyinde meydana gelen mülkiyet hakkı ihlallerini etkili bir şekilde tazmin etmeyi güvence altına alan bir yol kurmasını’ istedi. Bunun üzerine KKTC’de bir yasa çıkartılarak TMK kuruldu. Kurulan bu yapının bağmışız bir organ olduğunun AİHM taralından kabullenilmesi için Avrupa Konseyi’nin eski Genel Sekreteri Daniel Tarschys ve Avrupa Konseyi eski Genel Sekreter Yardımcısı Hans Christian Krüger TMK üyesi yapıldı.
AİHM Mart 2010’da açıkladığı Demopoulos ve diğerleri davasında TMK’yı Kıbrıslı Rumların mülkiyet talepleri için ‘etkin iç hukuk yolu’ olarak kabul etti. Bir diğer deyişle, Ankara’dan mülkiyet talebinde bulunan Rumların öncelikle TMK önünden geçmeleri şart koşulmaya başlandı. Binlerce Rum taşınmazı karşılığı tazminat için TMK yolunu tuttu, ilk zamanlarda etkin çalışan TMK önündeki süreç son yıllarda uzamaya başlayınca Rumlar yeniden AİHM’e yöneldi. AİHM bu yeni başvurulardan Joan-nou davasında Aralık 2017’de açıkladığı kararında TMK'nın ‘Haklarını AİHM önünde aramak isteyen diğer başvuranlar tarafından tüketilmesi gereken bir çözüm yolu olmaya devam ettiğini’ tekrarladı. Ancak kararında, TMK’nın AİHS’in mülkiyet hakkı uyarınca ‘gerekli tutarlılık, özen ve uygun ivedilik çerçevesinde davranmadığına, mülkiyet hakkım ihlal edildiğine hükmetti. TMK’nın etkin çalışmaması halinde KKTC ve Ankara için tehlike de burada yatıyor.