Kıbrıs'ta mülkiyet sorunu çözülecek!
KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, mülkiyet sorunun nasıl çözüleceği hakkında bilgi verdi. Akıncı, ''Mülkiyet sorunu için tazminat, takas ve iade söz konusu olacak'' dedi.
KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, mülkiyet sorunu ile ilgili bilgiler verdi.
-2003 yılında bir Rum tarafından dava açılmıştı. 1974 sonrasında evini kullanamadı diye. Bu davalar devam ediyor mu?
Mülkiyet sorunu ancak bir çözüm ile aşılacak. Bu konuda Kıbrıslı Türkler ve Kıbrıslı Rumların eşit sayıda temsil edileceği komisyonlar oluşacak. Buradaki hakim düşünce mülkiyet sorununun büyük oranda tazminatlarla çözüleceğidir.
6 bin başvuru
-Bunu biraz açar mısınız?
Tazminat, takas ve iade söz konusu olacak. İade edilebilecek boş durumda mallar var. 1/3’ü geçmemek ve üçte ikisinin Kıbrıslı Türklerde kalması şartıyla kısmi bir iade söz konusu olabilecek. Bu konuda henüz tam bir mutabakat sağlanmadı ama eğilim bu yöndedir. Bahsettiğiniz dava Loizidu davasıdır. Türkiye 2003 yılında o kadına 1 milyon Euro ceza ödedi. O da mülkiyetinin bedeli olarak ödenmedi. Mülkiyetini kullanamadığı için kullanım kayıp bedeli olarak ödendi. Mülkiyet hakkı yine Rum tarafında kaldı. Zaman içerisinde AİHM’in önerisiyle ve Türkiye’nin de desteğiyle 2005 yılında Taşınmaz Mal Komisyonu kurduk. Bu komisyona Rumlar başvuruda bulunuyor. 6 binden fazla başvuru yapıldı bu 10 yıl içinde. Bunların 600 civarındakinin bedeli ödendi. Yaklaşık 300 milyon Avro’ya yakın bir para ödendi. Ancak Loizidu davasından farklı olarak bu mülkler Türkleştirildi. Yani verilen bedeller sadece kullanım kaybı olarak değil, mülkiyet hakkının devrini de içerdi. Bu mülkler Türk tapusu haline dönüştü. Kuzey Kıbrıs’ta Rumların bıraktığı mülklerin toplamı yaklaşık 1.5 milyon dönümdür. Bizim Güney’de bıraktığımız mülklerin toplamı ise 500 bin dönüm. Arada ciddi bir fark var.
Havuz oluşturmaya çalışıyoruz
-Mülkiyet sorunları kökten çözülecek mi?
Bir çözüm çerçevesinde ve kolektif bir anlayış ile AB’nin de destekleriyle yaratılacak olan ve herkesin de bu konuya katkı sağlamasını temin ederek bir havuz yaratmaya çalışıyoruz. IMF ve Dünya Bankası da burada çalışıyor. Tazminat ödeyerek bu tarafta Kıbrıslı Türklerin gerek nüfus gerek mülkiyet aidiyeti bakımından çoğunlukta olacakları bir Kuzey Kıbrıs Türk Kurucu Devleti yaratmamız lazım.
-Peki, aksini düşünelim. Çözüm olmadığı takdirde bu davalar nasıl sonuçlanacak?
Şimdi eğer bir çözüm olmazsa, Türkiye aleyhinde AİHM’de çok sayıda dava açılma riski söz konusudur. Çünkü 12 yıl oldu; 6 bin müracaatın ancak 600 küsurunu ele alabildik. Kurduğumuz komisyon iş yapmıyor diye AİHM’ye yeni başvurular başlamıştır. Yani bu işi biz çözümle kökten halletmezsek, muhtemelen bu komisyon milyarlarca Avro’yu ödemeye devam edecek ki bunu da ödeyebilecek tek makam Türkiye’dir. Veyahut sistem AİHM’de çökecek ve AİHM’de bundan sonra kullanım kayıpları ödemeye başlayacağız ve mülkiyet hakkı da bu ödemelere rağmen Rumlarda kalmaya devam edecek.
NESLİMİZİN GENÇ KUŞAKLARA BORCU
-Bu oldukça ciddi bir sorun.
Bu tehlikenin çok az insan farkında. Bu çok ciddi bir konu. Bunu halledebilecek bir tek şey var. O da çözümdür veya en azından bu çözümsüzlüğün faturasının bizde kalmamasıdır. Bugünlerde bazı çevreler bana çağrı yapıyorlar, “gitme, görüşme, masayı dağıt” diye. Ama bunun arkasından ne geleceğini söylemiyor bu teklifi yapanlar. Yani görüşmediğinizde ne olacak? Müzakere etmediğinizde ne yapacaksınız, B planınız nedir? Bu soruların cevabı yok, sadece kuru retorik var. Halbuki bir çözümün çok büyük yararları var. Kıbrıslı Türkler, Rumlar, Yunanistan ve Türkiye için önemli bir işbirliği alanı ve yeni ilişkiler kurulacaktır. Artık iki tarafın korkuları yerine ikame edebileceği işbirliği anlayışları geçerli olacak ve gelecek kuşaklara artık belirsizlikten kurtulmuş bir ada bırakacağız. Bu, bizim neslimizin genç kuşaklara karşı bir ödevi, bir borcudur.
Cumhuriyet