Kira sözleşmelerinde TL'ye dönüş ofis pazarını nasıl etkileyecek?
Cushman & Wakefield'ın bu sabah Maslak Office Building'de gerçekleşen etkinliğinde ofise dair pek çok başlık bir arada konuşuldu...
Cushman & Wakefield’ın Herman Miller işbirliği ile düzenlediği “Çalışma Ortamları Tasarımında Optimizasyon ve TL Dönüşümünün Etkileri” başlıklı etkinlik, bu sabah Maslak Office Building’de gerçekleşti. Etkinlikte, önce Herman Miller’dan Bertie Van Wyk sağlıklı çalışma ortamının tasarım unsurlarını paylaşırken Cushman & Wakefield’dan Murat Can Elmalı çalışma alanı tasarımında optimizasyon sürecini anlattı. Cushman & Wakefield’dan Savaş Gürbüz ise Türk Parasının Değerini Koruma Hakkında 32 Sayılı Karara İlişkin Tebliğ’in ofis pazarına etkilerine dair bir görüş sundu.
Ergonomiye sosyal açıdan yaklaşmak
Bertie van Wyk, “Çalışma ortamları tasarımında sağlık ve sosyal ergonomi” başlıklı sunumuna ergonominin fiziksel, bilişsel ve sosyal olmak üzere üç boyutu olduğunu belirterek başladı. Van Wyk’in söylediğine göre çalışma ortamında refahın temelini oluşturan sosyal ergonomi, kurum ve bireyleri daha üretken, sağlıklı ve birbirlerine bağlanabilir olmalarını sağlayan bilimsel bir çalışma. Sosyal ergonomi, çalışma ortamında çalışanların aidiyetinin artması, bilgi paylaşımı, topluluk oluşturma ve kaynak tasarrufu gibi olumlu etkiler sağlıyor.
Van Wyk, sosyal ergonominin uygulamalarını insan davranışı ve çalışma ortamı başlıkları altında açıkladı. İşyerinde yakın bir arkadaşlık kuran bir çalışanın kurmayana göre işine 7 kat daha angaje olabildiği istatistiğini sunan van Wyk, sosyal ergonomiyi sağlamanın yolunun çalışanlar arası ilişki, sağlıklı bir yakınlık-uzaklık dengesi ve mahremiyeti sağlamaktan geçtiğini söyledi: “Renkli çalışma alanları ve çok miktarda sosyal alan ile dışadönük insanlar için ofis tasarlamaya başladık, ancak insanların %48’i içekapanıktır. Eğer çok fazla renk kullanırsanız bu kişiler fazla uyarılır ve buna paralel olarak üretkenlikleri de düşer.” Van Wyk, ofis içinde mülkiyet duygusunun da mekanlar aracılığı ile bir yere kadar desteklenmesi gerektiğini söyledi.
Van Wyk, sosyal ergonomiyi benimseyen çalışma ortamlarının; ekipler arasında ilişki kurmayı destekleyen, kişilere bağımsızlık ve tercih hakkı tanıyan, kişilerin mahremiyetini gözeten ve çalışma ortamını insanlar, insanların işyerindeki görevleri ve insanları çevreleyen eşyalarla birlikte bütüncül bir şekilde düşünerek geliştirilmiş mekanlar olduğunu söyleyerek sözlerini sonlandırdı.
Ofisin evriminde sonraki basamağa doğru: optimizasyon
Etkinliğin ikinci sunumu, Cushman & Wakefield “Head of Project & Management Services” Murat Can Elmalı, “Çalışma Alanı Tasarımında Optimizasyon” başlıklı sunumunu gerçekleştirdi. Konuşmasına “çalışma alanı”nın evrimini açıklayarak başlayan Elmalı, 1960’larda insanlara iletişim olanağı tanımayan, yalnızca çalışma eylemine yönelik alanlar olan ofislerin 1980’lerde dijitalleşme ile kalabalıklaştığını, 1990’larda ise kalabalıklaşma ile gelen mahremiyet kaygısının kübik bölmeleri ve yönetici odalarını beraberinde getirdiğini ve 2000’lerde ise insanların daha kolay ve şeffaf iletişim kurulabileceği ofis alanına geçiş yapıldığını anlattı.
Günümüz işgücünün demografik bir haritasını çıkaran Elmalı, işgücünde payı giderek artan Y ve Z jenerasyonlarının ihtiyaçlarını vurgulayarak, “İş gücü değişiyor. Y ve Z nesilleri insanlarla daha hızlı iletişim kurmak, daha kolay karar vermek, varacağı noktalara daha hızlı gelmek istiyor,” dedi. Ekip işbirliği, şeffaflık, fikir paylaşımı ve yatay hiyerarşiyi benimsemiş bu neslin gereksinimlerine yanıt vermek için çalışma alanlarında optimizasyonun önemine dikkat çekti.
Optimizasyon sürecini “ölçme”, “kulak verme”, “tartışma”, “tasarlama” ve “uygulama” olarak aşamalar halinde açıklayan Elmalı, çalışma alanlarında ergonomi, mekanik sistemler, aydınlatma sistemleri ve akustiğin uygun olması gerekliliğini vurguladı. Elmalı, maddi olarak ciddi anlamda fayda sağlayan optimizasyon sürecine çalışanların uyumunu ise değişim yönetimi ile sağladıklarını belirterek sunumunu noktaladı.
TRY dönüşümü, kira değerlerini arttıracak
Etkinliğin son sunumda, Cushman & Wakefield “Head of Office Agency” Savaş Gürbüz, ofis pazarında TRY dönüşümünün etkilerini açıkladı. Gürbüz, konuşmasına şu sözlerle başladı: “Hükümetin kur değişiminin etkilerine karşı aldığı bazı önlemlerle %99 yabancı para olan ofis marketi çok hızlı bir şekilde TL’ye döndü. Devalüasyonun devam edeceği korkusunu her aşamada yaşıyoruz.” Gürbüz, Türk Parasının Değerini Koruma Hakkında 32 Sayılı Karara İlişkin Tebliğ’e göre ilk izlenecek adımın tarafların TL dönüşümü konusunda anlaşmaya varmaya çalışmaları olduğunu, anlaşma sağlanamaz ise 2 Ocak 2018 gününde geçerli kurun baz alınması, 2018 yılı sonundan sonraki artışların da yıllık TÜFE üzerinden gerçekleştirilmesi olduğunu söyledi. Gürbüz’ün açıklamasına göre yeni düzenleme, yeni sözleşmelerin, ek protoller dahil TL olarak imzalanması zorunluluğunu beraberinde getiriyor.
Gürbüz sunumunun ikinci kısmında ise bu dönüşümün olası etkilerini açıkladı. Gürbüz, dönüşümün potansiyel etkilerini borç yapılanmalarının yabancı para cinsinden olması sebebiyle kiralarda artış, proje fizibilitelerinin tekrar gözden geçirilmesinden ötürü arz girişinin yavaşlaması ve kurdaki dalgalanmalar nedeniyle ücretsiz kira dönemlerinin kısalması, ödeme periyotlarının (6-12 aylık olarak) değişmesi ve kira artışlarının aylığa dönmesi olarak öngördü.
Kira sözleşmelerinde TL'ye dönüşün formülü değişti!