21 / 12 / 2024

Kıyılarda dolgu ve kurutma yapma işlemi kolaylaşıyor!

 Kıyılarda dolgu ve kurutma yapma işlemi kolaylaşıyor!

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın yeni taslağına göre kıyılarda dolgu ve kurutma yapma işlemi kolaylaşıyor...




Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın hazırladığı Yapı Denetimi taslağında kıyılarda dolgu ve kurutma yapma işlemi kolaylaştırılıyor. Taslağa “Kıyı ve dolgu alanları ile sahil şeritlerinde 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanununun koruma amaçlı imar planlarına ilişkin hükümleri uygulanmaz” fıkrası konuldu.


Taslağın 38. maddesinde kıyı kanununda değişiklik yapılarak, “dolgu ve kurutma” ile elde edilecek alanlar yeniden düzenlendi. Buna göre, doldurma veya kurutma amacıyla valiliğe iletilen plan teklifi, valilik görüşü ile birlikte Çevre ve Şehircilik Bakanlığına gönderilecek. Bakanlık, konusuna göre ilgili kuruluşların görüşünü de almak suretiyle teklifi inceleyecek. Bakanlıkça teklife ilişkin görüşüne başvurulan kurum ve kuruluşlar, görüşlerini otuz gün içerisinde bildirecek. Bu süre içerisinde görüş bildirilmediği takdirde, uygun görüş verildiği kabul edilecek.

Bu planlar Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından uygun bulunması halinde aynen veya değiştirilerek tasdik edilecek. Doldurma ve kurutma işlemleri yürürlükteki mevzuat hükümlerine göre yapılacak. Bu araziler devletin hüküm ve tasarrufu altında olacak; özel mülkiyet konusu yapılamayacak. Ancak, kıyı ve dolgu alanları ile sahil şeritlerinde 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanununun koruma amaçlı imar planlarına ilişkin hükümleri uygulanmayacak.


Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) tümüyle eleştirirken, özellikle bu maddenin yaratacağı sakıncalar konusunda uyarılarda bulundu. TMMOB Genel Sekreteri Hakan Genç’in imzası ile bakanlığa gönderilen görüşte şöyle denildi: “Kanun taslağının 38. maddesinde, Kıyı Kanunun 7. maddesi ile ilgili olarak yapılan değişiklik sorumlu Bakanlığın isminde yapılan yeni değişikliğin de ötesinde, özellikle kıyı çizgisinin değişimine olanak sağlayan kıyıda yapılan ‘dolgu’ ve ‘kurutma’ operasyonlarından söz etmektedir. Kıyıda gerçekleştirilecek doldurma ve kurutma gibi operasyonlar, kıyının özgün durumunu ve morfolojisini değiştirecektir. Şimdi yapılmak istenilen değişiklik bu yanlış eylemi ortadan kaldırmak bir yana, daha bir kolaylaştırmakta ve ilgili kuruluşlardan 30 gün içinde görüş gelmez ise Bakanlıkça resen onaylama yetkisi getirilmektedir.


Yine bu maddenin sonunda, bu kez 2863 sayılı Yasaya ilişkin bir müdahale yapılmakta ve ‘Dolgu alan’ yanında ‘tüm kıyıda koruma amaçlı imar planı hükümlerinin uygulanmayacağı’ hükmü getirilmektedir. Oysa, bildiğimiz tüm örnekler tarihsel yerleşme alanlarının genelde kıyılarda yer aldığı doğrultusundadır. Böylece kıyılarda yer alan tüm arkeolojik sit alanları, tarihsel kaleler, tersaneler, benzeri tüm kültür değerleri korumasız kalmakta ve örneğin bir tarihsel kale yıkılarak yerine bir turistik tesis ya da bir termik santral ve akaryakıt depolama alanı yapılabilecektir. Bu madde açıkça ‘kıyıda gelişmeye engel olacak bir korunacak kültür varlığına yer yoktur’ demektedir. Galataport, Haydarpaşa gibi projelerin önünün açılması sağlanacaktır. Tüm bu değişiklikler Anayasa‘nın 43.ve 63. Maddelerine aykırılık taşımaktadır.”


TMMOB’nin taslağın bütününe yönelik değerlendirmelerinde şu eleştiriler bulunuyor: “Mimar, mühendis ve şehir plancıları, sermayenin hâkim olduğu, kar elde etme kaygısı içinde olan ticari yapıdaki hizmet kuruluşu olan Teknik Müşavirlik Kuruluşlarının birer kölesi haline geleceklerdir. Yasa taslağında yer alan ‘müteahhitlerden SGK temiz kağıdı istenmeyecektir’ koşulu, tehlike sınıfı yüksek iş kolu olan inşaatta çalışanların sosyal güvenlikten yoksun bırakılması anlamını taşımakta olup, bu da çalışanların haklarının ellerinden alınacağının bir örneğini oluşturmaktadır. Taslağın 16. maddesi, bedel ödenmeden kamulaştırma yapılmasına olanak sağlandığı görülmektedir. Mülkiyet hakkını ortadan kaldırıcı uygulamalara neden olabileceği için gerek Anayasa’ya da aykırıdır. Bu madde TOKİ’ye arsa yaratmaya matuftur. Kent merkezindeki ilköğretim, sağlık kuruluşlarının yok edilmesi sürecine hizmet etmektedir. Bedel ödenmeden alınacak arsanın hatırına imar kargaşa ve ayrıcalıklarına elverişlidir.”

Hürriyet


Geri Dön