Kök tapu ile kadastro tespitine itiraz!
Kök tapu ile kadastro tespitine itiraz edilebiliyor. Yargıtay Kararı gereğince ifraz yoluyla oluşan tapu kayıtlarının kapsamının sağlıklı olarak belirlenebilmesi için müfrez kayıtlarına da bakılıyor..
Kök tapu ile kadastro tespitine itiraz!
İfraz yoluyla oluşan tapu kayıtlarının kapsamının sağlıklı olarak belirlenebilmesi için 3402 Sayılı Kadastro Kanununun 20.maddesi hükmü de dikkate alınarak müfrez kayıtların kapsamı ifraz yoluyla oluşan tapu kayıtlarının dayanağı haritaların yerine uygulanması yoluyla belli ediliyor.
Öte yandan müfrez kayıtların kapsamının da kök tapu kaydı kapsamı içinde aranması zorunlu oluyor. Kök tapu ile kadastro tespitine itiraz Yargıtay Kararı örneği şu şekilde:
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu
Esas no: 2004/7
Karar no:
Tarih: 24.03.2004
E:2004/7-171 - K:2004/158
KADASTRO TESBİTİNE İTİRAZ ( İfrazen Oluşan Parsellerin Kapsamlarının Tayininde Kök Tapunun Esas Alınması Lüzumu )
İFRAZEN OLUŞAN PARSELLER ( Kapsamlarının Tayininde Kök Tapunun Esas Alınması Lüzumu )
MÜFREZ KAYITLARIN KAPSAMI ( İfraz Yoluyla Oluşan Tapu Kayıtlarının Dayanağı Haritaların Yerine Uygulanması Yoluyla Belli Edilmesi )
KÖK TAPU KAYDI ( Müfrez Kayıtların Kapsamının Kök Tapu Kaydı Kapsamı İçinde Aranmasının Zorunlu Olması )
MÜFREZ KAYITLARIN BELİRLENMESİ ( Tapu Fen Memuru ya da Kodastro Mühendisi Sıfat ve Yeteneğini Taşıyan Uzman Bilirkişi Raporlarının Alınmasının Gerekmesi )
ÖZET :
Kural olarak ifraz yoluyla oluşan tapu kayıtlarının kapsamının sağlıklı olarak belirlenebilmesi için 3402 Sayılı Kadastro Kanununun 20.maddesi hükmü de dikkate alınarak müfrez kayıtların kapsamı ifraz yoluyla oluşan tapu kayıtlarının dayanağı haritaların yerine uygulanması yoluyla belli edilir. Öte yandan müfrez kayıtların kapsamının da kök tapu kaydı kapsamı içinde aranması zorunludur.
O halde mahkemece sağlıklı bir sonuca varılabilmesi için tarafların dayandığı kök tapu kaydı ile bu kayıttan ifraz yoluyla oluşan müfrez kayıtlar ilk oluştuğu günden itibaren tüm tedavülleri ile birlikte Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü ve Tapu Sicil Müdürlüğünden getirtilmeli, ifraz yoluyla oluşan tapu kayıtlarının dayanağı haritaların bulunup bulunmadığı sağlıklı şekilde araştırılmalı, bundan sonra kök tapu kaydı ve müfrez kayıtlardaki yüzölçüm değişikliklerinin haklı ve hukuksal bir nedene dayanıp dayanmadığı yönü belirlenmeli, Öte yandan ifraz yoluyla oluşan müfrez kayıtların kadastro sırasında hangi parsel yada parsellere revizyon gördüğü, Kadastro Müdürlüğü ve Tapu Sicil Müdürlüğünden sorulup saptanmalı, revizyon gördüğü parseller ile dava konusu parselleri bir arada gösterecek şekilde geniş kapsamlı birleşik harita Kadastro Müdürlüğünden getirtilmeli, daha sonra bu parsellere dıştan komşu parsellerin tespit tutanakları ve dayanakları kayıtlar, davalı iseler dava dosyaları da getirtilmeli, yöreyi iyi bilen elverdiğince yaşlı, yerel ve uzman bilirkişi aracılığı ile tarafların aynı yöntemle gösterecekleri tanıklar da hazır olduğu halde dava konusu taşınmaz başında yeniden keşif yapılmalı, yerel bilirkişi yardımı, uzman bilirkişi eliyle kök tapu kaydı ve bu kayıttan ifraz yoluyla oluşan taraf tapuları yerine sağlıklı biçimde uygulanmalı, ifrazın haritaları var ise bu haritalar yerine uygulanmalı, haritalar uygulanırken kadastro paftasının ölçeği ile ifraz haritalarının ölçeği eşitlenmeli, çakıştırılmak suretiyle yerine uygulanarak kapsamları belirlenmeli, ifrazın dayanağı harita bulunmadığı takdirde kayıtlardaki sınır yerleri esas alınarak müfrez tapu kayıtları yerine uygulanmak suretiyle kapsamları belirlenmeli, bu belirleme yapılırken müfrez kayıtların kapsamının kök tapu kaydı kapsamı içinde aranmasının zorunlu olduğunun gözönünde tutulması, kök tapu ve müfrez kayıt uygulamasında bilirkişilerce bilinmeyen sınır yerleri bulunduğu takdirde taraflara tanık dinletme olanağı sağlanmalı, kuşkusuz bu uygulama yapılırken kadastro paftasının ölçeği ile kamulaştırma haritasının ölçeği de eşitlenerek kamulaştırılan kesimler belirlenmeli, uzman bilirkişiden keşfi izlemeye, bilirkişi sözlerini denetlemeye imkan verecek şekilde ayrıntılı gerekçeli rapor alınmalı, bu uygulama komşu parsellerin tespit tutanakları ve dayanakları kayıt ve belgelerle denetlenmeli, her ne kadar dava ve temyiz konusu 11 ada 18 parsel sayılı taşınmazın sınırında uzman bilirkişi tarafından deniz sınırı tarif edilmemiş ise de tarafların tutunduğu kök tapu kaydının batısında deniz sınırı tarif edildiğine göre 3621 sayılı yasa uyarınca bir araştırma yapılmasına gerek olup olmadığı yerel mahkemece düşünülmeli, bu yolla tarafların dayandığı tapu kayıtlarının kapsamı belirlendikten sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna uygun bir karar verilmelidir.
DAVA :
Taraflar arasındaki "kadastro tespitine itiraz" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Karadeniz Ereğli Kadastro Mahkemesince davanın reddine dair verilen 3.10.2001 gün ve 1988/71 E. 2001/125 K. sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 7.Hukuk Dairesinin 28.3.2003 gün ve 316-956 sayılı ilamı ile; ( ...Kadastro sırasında 11 ada 13 parsel sayılı taşınmaz tapu kaydına dayanılarak hazine adına tespit edilmiştir.
Kadastro komisyonunca F.A.'ın itirazının kısmen kabulüne, kısmen reddine, 13 sayılı parselin 1513 m2 olarak hazine adına buradan ayrılan 707 m2 kesimin 18 parsel numarası altında ayrılarak F.A.adına tespitine, istimlak sahası dahilinde kalan ( a ) ile işaretli kısım hakkındaki talebin reddine karar verilmiştir. Hazine 18 sayılı parselin de 13 sayılı parsele ait tapu kaydı kapsamında olduğunu satın alma yolu ile hazineye geçtiğini öne sürerek F.A.'ı hasım göstermek suretiyle F.A.ise hazine ve T.C D. D.Yolları Genel Müdürlüğünü hasım göstermek suretiyle 18 sayılı parselin doğu kısmında 20 m2'lik yere hazinece üs komutanlığı binası yapılmak suretiyle gerçekleşen el atmanın önlenmesi ve binanın yıkılması isteği, güney batı yönde 13 sayılı parsele dahil edilen birkaç m2'lik kısmın iptali ve 18 sayılı parsele eklenmesi komisyon haritasında 18 sayılı parselin batısında ( a ) harfi ile gösterilen kısma dayalı TC D. D.Yolları Genel Müdürlüğünün müdahalesinin önlenmesi ve buraya yapılan kümesin yıkılması isteği ile dava açılmıştır. Mahkemece davalar birleştirilerek yapılan yargılama sonunda davaların reddine, 13 sayılı parselin ve 18 sayılı parselin komisyon kararında olduğu şekilde tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm davacı hazine tarafından temyiz edilmiştir.
Kadastro sırasında dava konusu 11 ada 13 parsel sayılı taşınmaz tapu kaydına dayanılarak davacı hazine adına tespit edilmiştir. F.A.'ın itirazı kadastro komisyonunca kısmen kabul edilerek 11 ada 13 parsel sayılı taşınmazın 1513 m2'lik bölümünün hazine, ifraz edilen 707 m2'lik bölümünde 18 parsel sayısı altında davalı F.A.adına tesciline karar verilmiştir. Hal böyle olunca davacı hazinenin dava ve temyizi 11 ada 13 parsel sayılı taşınmazın 18 parsel sayısı altında davalı F.A.adına tesciline karar verilen 707 m2 yüzölçümündeki bölümü ile ilgili hükme yöneliktir. Mahkemece 11 ada 13 parsel sayılı taşınmazın dava ve temyize konu bölümünün davalı F.A.'ın dayandığı tapu kaydının kapsamında kaldığı gerekçe gösterilerek hüküm kurulmuş ise de yapılan araştırma, uygulama hüküm vermeye yeterli değildir. Taraflar aynı kökten gelen ifraz yoluyla oluşan tapu kayıtlarına dayanmışlardır. Tarafların tutunduğu kök tapu kaydı E.1291 tarih 13 sayılı ve bu kaydın gittisi olan Mart 1324 tarih 14, 15, 16, 17, 21 ve 22 sayılı sicillerdir. Kök tapu kaydının yüzölçümü ile bu kaydın gittileri ve müfrez kayıtlarla yüzölçümü değişikliklerinin bulunduğu görülmektedir. Kayıtlardaki yüzölçüm değişikliğinin haklı bir nedene dayanıp dayanmadığı araştırılmadığı gibi ifraz yoluyla oluşan tapu kayıtlarının dayanağı haritaların bulunup bulunmadığı yöntemine uygun şekilde sorulup saptanmamıştır. Kural olarak ifraz yoluyla oluşan tapu kayıtlarının kapsamının sağlıklı olarak belirlenebilmesi için 3402 Sayılı Kadastro Kanununun 20.maddesi hükmü de dikkate alınarak müfrez kayıtların kapsamı ifraz yoluyla oluşan tapu kayıtlarının dayanağı haritaların yerine uygulanması yoluyla belli edilir. Öte yandan müfrez kayıtların kapsamının da kök tapu kaydı kapsamı içinde aranması zorunludur. Somut olaya bu olgular ışığında bakıldığında yapılan araştırma ve soruşturmanın yetersizliği tartışmasızdır.
O halde mahkemece sağlıklı bir sonuca varılabilmesi için tarafların dayandığı kök tapu kaydı ile bu kayıttan ifraz yoluyla oluşan müfrez kayıtlar ilk oluştuğu günden itibaren tüm tedavülleri ile birlikte Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü ve Tapu Sicil Müdürlüğünden getirtilmeli, ifraz yoluyla oluşan tapu kayıtlarının dayanağı haritaların bulunup bulunmadığı sağlıklı şekilde araştırılmalı, bundan sonra kök tapu kaydı ve müfrez kayıtlardaki yüzölçüm değişikliklerinin haklı ve hukuksal bir nedene dayanıp dayanmadığı yönü belirlenmeli, Öte yandan ifraz yoluyla oluşan müfrez kayıtların kadastro sırasında hangi parsel yada parsellere revizyon gördüğü, Kadastro Müdürlüğü ve Tapu Sicil Müdürlüğünden sorulup saptanmalı, revizyon gördüğü parseller ile dava konusu parselleri bir arada gösterecek şekilde geniş kapsamlı birleşik harita Kadastro Müdürlüğünden getirtilmeli, daha sonra bu parsellere dıştan komşu parsellerin tespit tutanakları ve dayanakları kayıtlar, davalı iseler dava dosyaları da getirtilmeli, yöreyi iyi bilen elverdiğince yaşlı, yerel ve uzman bilirkişi aracılığı ile tarafların aynı yöntemle gösterecekleri tanıklar da hazır olduğu halde dava konusu taşınmaz başında yeniden keşif yapılmalı, yerel bilirkişi yardımı, uzman bilirkişi eliyle kök tapu kaydı ve bu kayıttan ifraz yoluyla oluşan taraf tapuları yerine sağlıklı biçimde uygulanmalı, ifrazın haritaları var ise bu haritalar yerine uygulanmalı, haritalar uygulanırken kadastro paftasının ölçeği ile ifraz haritalarının ölçeği eşitlenmeli, çakıştırılmak suretiyle yerine uygulanarak kapsamları belirlenmeli, ifrazın dayanağı harita bulunmadığı takdirde kayıtlardaki sınır yerleri esas alınarak müfrez tapu kayıtları yerine uygulanmak suretiyle kapsamları belirlenmeli, bu belirleme yapılırken müfrez kayıtların kapsamının kök tapu kaydı kapsamı içinde aranmasının zorunlu olduğunun gözönünde tutulması, kök tapu ve müfrez kayıt uygulamasında bilirkişilerce bilinmeyen sınır yerleri bulunduğu takdirde taraflara tanık dinletme olanağı sağlanmalı, kuşkusuz bu uygulama yapılırken kadastro paftasının ölçeği ile kamulaştırma haritasının ölçeği de eşitlenerek kamulaştırılan kesimler belirlenmeli, uzman bilirkişiden keşfi izlemeye, bilirkişi sözlerini denetlemeye imkan verecek şekilde ayrıntılı gerekçeli rapor alınmalı, bu uygulama komşu parsellerin tespit tutanakları ve dayanakları kayıt ve belgelerle denetlenmeli, her ne kadar dava ve temyiz konusu 11 ada 18 parsel sayılı taşınmazın sınırında uzman bilirkişi tarafından deniz sınırı tarif edilmemiş ise de tarafların tutunduğu kök tapu kaydının batısında deniz sınırı tarif edildiğine göre 3621 sayılı yasa uyarınca bir araştırma yapılmasına gerek olup olmadığı yerel mahkemece düşünülmeli, bu yolla tarafların dayandığı tapu kayıtlarının kapsamı belirlendikten sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna uygun bir karar verilmelidir. Yerel mahkemece böylesine bir araştırma ve soruşturma yapılmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir... )gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR :
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ :
Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı HUMK.nun 429.maddesi gereğince BOZULMASINA, 24.3.2004 gününde, oybirliği ile karar verildi.
Geçmiş tapu kayıtları geçerli midir?
Işıl Seren KESKİN/Emlakkulisi.com