27 / 11 / 2024

Konut alırken ihtiyaca uygun davranmalıyız!

Konut alırken ihtiyaca uygun davranmalıyız!

Konut cenneti Türkiye'de ev sahibi olmak artık en büyük güvenceler arasında yer alıyor. Ev sahibi olurken ise ihtiyacı doğru karşılamak en önemli sorunlar arasında yer alıyor. 




Habertürk Gazetesi'nden Esin Tümer'in haberine göre; bazı konular var, sana göre bana göre tartışılabilir, estetik, güzellik, renk, doku vb. Bazı konular var, içinde bulunduğumuz dönem için çok da tartışma götürmüyor, çevre, güvenlik, sağlık, enerji gibi. Konut özünde barınma amacı ile üretilirken buna prestij ve emsalin getirdiği rantı ekleyip, çevre ve enerjiyi çıkardığınızda geriye bir şey kalmıyor. 


Adına "Residence" da deseniz, "Yaşam alanı sunuyoruz" diye de pazarlasanız olmuyor! Şüphesiz bir eve sahip olmak en büyük güvencelerden biri. Ancak ihtiyacı doğru tespit etmek ve doğru üretmek konusunda nedense çok sorunluyuz!


Ülkemiz konut cenneti, büyük bir yapı stoku istenen kalitenin hayli altında teknik ve estetik değerlere sahip.


Bu stokun içinde özellikle birikimlerinden artırarak bir daire sahip olup ailesini güvence altına almak isteyen ile gayrimenkulü yatırım aracı olarak yorumlayıp ilerleyenler arasında derin farklar var. Bu derin farkların sektörde karşılığı var mı?


Bu sadece "1+1 veya 2+1 daire tipi de ekledik, daha ne yapalım" diyen müteahhit mantığı ile olmuyor. Geniş ailelere büyük daire, çekirdek ailelere küçük daire dolu memleket. Oysa kent, yaşam, doku, kültür güvenlikli duvar ve birkaç yüksek bloka sıkıştırılmış hayatlarla oluşmuyor.


‘EN’LERDE KAYBOLDUK


En akıllısı, en güzeli, en büyüğü, en yeşili, en moderni, en akıllısı, merkeze en yakın olanı üretme hırsı yerine yere, yöne, kişiye uygun olanı üretsek daha iyi olmaz mı? Daha büyüğü, daha akıllısı olsa da spnuçta ihtiyacımız belli ve net. Sağlıklı, sosyal açıdan mutlu, güvenli bir yuva. "En"lerin yarışı arasında üreten de tüketen de hedefini kaybetmiş durumda!

 

En az tüketen, en kolay ısınan, en kolay soğuyan, yangında-depremde güvenle terk edecek kadar en iyi plana ve malzemeye sahip, 'çevresine en fazla katkısı olan gibi "EN"lerin içeriğini değiştirme zamanı geldi geçiyor.


HER ŞEYİ BİLEN FİRMALAR


Bunca proje gezdim, bu kimin fikriydi diye sorduğumda cevap hiç sekmiyor, ya CEO'nun ya patronun fikri. Fikir iyi ise bunların hepsini ben yaptım. Soruda az şüphe uyandıran bir tonlama var ise sorumluluk ya mimarın ya da sektördeki diğer oyuncuların. Geleceğimizi inşa eden sektördeki tüm oyuncular sorumluluklarının ne kadar büyük olduğunun farkında mı acaba? Çocuk oyun alanı, parkı, meydanı, sanat atölyesi, kahvehanesi kütüphanesi, mahalle bakkalı olmayan bir mahalleden ve bu mahallelerde oluşan bir kentten bahsedemeyiz. Dışarıda akan sosyal, fiziksel, kamusal, özel hayata katkısı olmayan projeler kendi kapalı hapishanelerinde en teknolojik olanı da sunsa çürümeye mahkûm olacak.

 

Ulaşılabilir fiyatlar ile abartmadan ihtiyacı doğru belirleyen, bulunduğu kentsel dokuya fiziksel, duygusal açıdan uyumlu ve mutlaka sürüdürülebilir projeler üretilmeli. Yağmur suyunu hâlâ toplamayan veya topladığını altyapıya doğrudan gönderen projelerde konut sayısı azaltılmalı ki toprağı görelim. Görelim ki toprak vazifesini yapsın. Her yere beton döküp ardından üzerine çim sererek şu kadar yeşil alan verdik diye kimseyi kandırmayalım ki sular sellere dönüşmesin.


FİRMALARDAN BUNU BEKLİYORUZ


Maksimuma değil optimuma hedeflenelim ki herkes ev sahibi olsun. En akıllısını yapmadan önce altyapıyı çözelim ki sistem çökmesin. Cilalamaya değil doğru olana, sosyal olana, ihtiyaca cevap verene odaklanalım. Hâlâ ne kadar çok banyo o kadar konforlu ev kurgusuna devam etmeyelim ki zenginliğin metrekareler ve banyolar ile ölçülmediğini anlatabilelim.


Geri Dön