Konut balon şişti Arap yatırımcılara kaldı!
Necati Doğru Sözcü Gazetesi'ndeki bugünki köşesinde konut balonunu kaleme aldı. Meclis’in çıkardığı yasadan gücünü alarak vergileri toplar. İktidar da toplanan vergileri, toplumun fakirlikten ve cahillikten kurtulması ve aydınlanarak ilerlemesi için harca
Bütçe görüşmeleri başladı. Benim de aklıma orta okul yıllarımda “Yurttaşlık Bilgisi Dersi”nde okutulanlar geldi.
Şöyleydi:
Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir. Milletvekilleri Meclis’te, millet adına, yasa yaparlar; vergi koyarlar.
Sen zenginsin şu kadar öde.
Sen orta gelirlisin şu kadar.
Sen fakirsin hiç ödeme.
Hükümet (iktidarın Maliye Bakanı) Meclis’in çıkardığı yasadan gücünü alarak vergileri toplar. İktidar da toplanan vergileri, toplumun fakirlikten ve cahillikten kurtulması ve aydınlanarak ilerlemesi için harcar.
Ders bu kadar değil.
Devamı da var.
İktidarda harcama yapılırken; yakınlara, yandaşlara, hısım ve akrabalara, hırsızlara yediriliyor mu, yedirilmiyor mu diye Sayıştay da kontrol eder. Harcamalarda yeme, yedirme varsa; Sayıştay bu durumu Meclis’te milletvekillerine uyansınlar diye rapor eder.
* * *
50 yıl önceki “Yurttaşlık Bilgisi dersi”nin iki cümlesini muhalefet partisi (CHP) 2013 yılında bugün bir afiş haline getirdi. Afişte başında işçi kaskı, elinde iş elpenleri belinde bir çekiç olan güler yüzlü genç bir insan (muhtemelen konut inşaat işçisi ya da proje mühendisi de olabilir) duruyor. Resmin altında da şu cümle: “Vatandaş vergisini veriyorsa hükümet de hesabını verecek”
Bu afişi asmamışlar.
Milletvekili Umut Oran’ın verdiği bilgiye göre, afişlerin para karşılığı asıldığı ilan tabelalarını işleten Stroer-Kentvizyon adlı şirket, “Başbakan’ı fazla eleştiriyorsunuz” diyerek bu afişin duvarlara yapıştırılmasına izin vermedi.
* * *
Meclis’te bütçe görüşülürken aile halkı kendi durumuna bakar. Kuşkusuz iyi durumda olan zengin aileler var. Ancak toplam 17 milyon aile içinde bunların sayısı fazla değil.
Çoğunluk aile borç içinde.
Ve tablo şöyle:
Aile halkı borç yükü:
2002: 15 milyar TL.
2013: 321 milyar TL.
Kredi kartı borcu:
2002: 4.3 milyar TL.
2013: 82 milyar TL.
Aile halkı gelir artışı: 5 oldu. Aile halkı borç artışı: 15 oldu. Uçurum kredi kartı balonuyla örtüldü.
* * *
Ailelerin durumu buyken; büyümenin sürükleyici motoru inşaat sektörü yeni yaptığı her 100 inşaatın 30’unu satamaz duruma düştüğü için ekonomideki balon da “çok karılı Arap müşteriye umut bağlamış” olduğunu duyurdu.
1 eşe oturma izni veriliyor.
Diğer 3 eş gelemiyor.
Bu durumda paralı Arap müşteri de Türkiye’den ev almıyor.
İnşaatlar satılamıyor.
Balon şiştikçe şişiyor.
Demir İnşaat Başkanı Hamit Demir, Ağaoğlu İnşaat Başkanı Ali Ağaoğlu, Bak Yapı İnşaat Başkanı Ferhat Bakgöz, “bütün Arap eşlere oturma izni verilsin” diye uyarı konuşmaları yapmaktalar.
Balon şişti, irileşti, büyüdü.
Çok eşli Arap’a sığındı.
Meclis’te Bütçe başladı.
3 iddia!
Başbakan Hoca Efendi’yi işaret ederek; “Ne istedilerse verdik” dedi. “Ne istediler, ne verdiniz?” diyen olmadı. Başbakan, yine Hoca Efendi’yi işaret ederek; “açıklarsam yer yerinden oynar” dedi. “Açıkla o zaman, niçin saklıyorsun?” diyen de olmadı. Hoca Efendi de, bir iktidar önde gelenini işaret ederek; “Cilveli bir kadınla seks kasetini çekeceklerdi önledim” türü ifadeler kullandı fakat “kimdir bu iktidar büyüğü, adamın seks hayatı sana niçin ihbar ediliyor?” diye soran da olmadı. Bu 3 iddiayı haber takibine almak gazetecilik borcudur.
Necati Doğru/ Sözcü Gazetesi