Sektörel

Konut fiyatlarını düşürmek için müteahhitler neleri değiştirebilir?

Ev sahibi olmak isteyen milyonlarca insan artan ev fiyatları nedeniyle ev sahibi olmakta zorlanıyor. Sosyolog Faruk Özcan ev hayali kuranlara, inşaat sektörü ve müteahhitlikte yeni bir dönemin kapılarını açabilmek için müteahhitlerin neleri değiştirebileceğini açıkladı.

2018 sonrasında dönemde, inşaat sektöründe ve müteahhitlikte nelerin değiştiği merak ediliyor. Bu sektörlerde nelerin değiştirebileceği tartışılırken en önemli sorunun ev sahibi olmak isteyen milyonlarca kişinin artan ev fiyatları nedeniyle  ev sahibi olamaması olduğunu belirten Sosyolog Faruk Özcan, inşaat sektörü ve müteahhitlikte yeni bir dönemin kapılarını açabilmek için müteahhitleri insiyatif almaya davet eden bir yazı kaleme aldı. 

MÜTEAHHİTLER İNŞAAT MALZEMESİ FİYATLARINI NASIL DÜŞÜRÜR?

Sosyolog Faruk Özcan, ''Konut fiyatlarını düşürmek için müteahhitler olarak  neler yapabileceğimize odaklanmalıyız''dedi ve bu konuda kalıcı çözm olmayacak maddeleri şu şakilde sıraladı;

-Kamunun ucuz arsa sağlaması,
- İnşaat malzemesi ve işçilik maliyetlerinin düşürülmesi,
- İnşaat malzemesi üreticilerinin iç piyasa ihtiyaçları tamamlanmadan ihracat yapmalarının engellenmesi.

Bunların neden kalıcı çözüm olmayacaklarını gelin birlikte ele alalım.

MÜTEAHHİTLER ÇÖZÜM ÜRETMELİ!

Sosyolog Faruk Özcan, müteahhitlerin ucuz asrsa beklemek yerine çözüm üretmeleri gerektiğini söyleyerek şu ifadeleri kullandı: Bunu söylerken, arsanın en büyük inşaat maliyeti olduğu gerçeğini, inşaat maliyetlerini en çok arttıranın arsa fiyatları ve kat karşılığı oranlarının yüksekliği olduğu gerçeğini yadsımıyoruz.

Mevcut haliyle, arsaların bu denli yüksek fiyatlı olması tabiki bir zulümdür. Ancak müteahhitlere ucuz fiyatlı arsa verilmesi ile, konut fiyatlarının düşürülebileceği beklentisinin olmayacak duaya amin demek olduğunu, bu beklentinin müteahhitlere çok kıymetli yıllar kaybettirdiğini söylemeye çalışıyoruz. Çünkü birincisi ve en
önemlisi, müteahhitlere ucuz fiyatlı arsa verilecek olsaydı çoktan verilirdi.

Dolayısıyla bunu hala beklemek en kibar ifadeyle aşırı iyimserlik. Burada 2024 yerel seçimleri öncesinde - Meclis açılınca, deprem bölgesi ve İstanbul’da hazine arazilerinin imara açılması şeklinde bir adımın atılabileceği belirtilse de, bunun etkisinin yerel olmasını beklemek mümkündür. (Deprem bölgesinde halen 55 bin yurttaşımız çadırda, 467 bin yurttaşımız konteyner kentlerde, 79 bin yurttaşımız öğrenci yurtlarında barındıkları için, önceliğin haklı olarak bu bölgelere verilmesi de ihtimal dahilindedir) İkincisi olmaz ama müteahhitlere ucuz fiyatlı arsa
verilse bile, müteahhitlikte yapısal ve vizyonel bir seleksiyon olmadan, bu konut fiyatlarını istenildiği miktarda düşürmeyecektir.

SADECE İNŞAAT MALZEME FİYATLARINI DÜŞÜRMEK YETMEZ!

Konut fiyatlarının düşmesi için sadece inşaat malzeme fiyatalarının düşürmenin yeterli olmayacağını belirten Özcan ''Ülkemizde konut fiyatlarının düşürülmesi, müteahhitlere ucuz arsa verilmesi ile çözülemeyecekse, akla inşaat malzemesi ve işçilik maliyetlerinin düşürülmesi gelmektedir.

Oysa ki, konut fiyatlarının düşürülmesi sadece inşaat malzemelerinin fiyatlarını düşürmekle çözülemez. Tereddüt edenler, lütfen ilk cümledeki sadece kelimesini vurgulayarak tekrar okusunlar. Çünkü ülkemizde konut fiyatlarının düşürülmesi için inşaat malzemelerinin fiyatlarını düşürmek kesinlikle gerekli, ancak yeterli bir çözüm değildir. İnşaat sektörü ve müteahhitler, kendi israf sorunlarını çözmeden, konut fiyatlarının düşmesini bekleyemez.
Şöyle ki, ülkemiz inşaat sektörünün israf diye bir sorunu olduğunu yok saymanın, ne müteahhtilere, ne de inşaat sektörüne bir faydası yoktur. İnşaat projelerinde israf oranlarının %60’lara kadar çıktığı ve projelerin ise %54’ünün zamanında bitirilemediği belirtilmektedir.

Yurtdışında müteahhitlerimiz dünya müteahhitlik listesinde Çin ile yarışırken, yurtiçinde müteahhitlerimizin Çin Malı muamelesi görmesinin toplumsal nedenlerinden biri budur. Mevcut haliyle müteahhitlere ucuz fiyatlı arsa verilse, inşaat malzemesi fiyatları düşürülse bile konut fiyatlarının neden beklendiği gibi düşmeyeceğini düşünmemizin toplumsal nedeni budur.'' dedi.

İNŞAAT MALZEMESİ ÜRETİCİLERİ ŞU KONUDA ENGELLENMELİ...

Özcan, inşaat malzemesi üreticilerinin İç piyasa ihtiyaçları tamamlanmadan ihracat yapmalarının engellenmesi gerektiğini belirterek; ''Tabiki iç piyasayı ithalata mecbur edecek kadar kontrolsüz bir ihracatın yanlış olduğunu kabul ediyoruz.

Ancak inşaat malzemesi üreticilerine iç piyasa ihtiyaçları tamamlanmadan ihracat yapma yasağı getirilmesi beklentisinin de ucuz arsa hayali gibi müteahhitlere çok kıymetli yıllar kaybettirdiğini söylemeye çalışıyoruz. Çünkü inşaat malzemesi üreticilerinin iç piyasa ihtiyaçları tamamlanmadan ihracat yapmaları engellenecek olsaydı çoktan engellenirdi. Dolayısıyla bunu hala beklemek, ucuz arsa beklemek gibi en kibar ifadeyle aşırı iyimserliktir.'' dedi.

KONUT FİYATLARI NASIL DÜŞER? ÇÖZÜM...

Özcan çözüm olarak Çoğu zaman çözüm, acı ilacı içmektir. Ancak burada önerimizin gerçekleşmesi durumunda, müteahhitlikte yapısal reformlar yapılmış olacak ve bir daha acı ilaç içme ihtiyacı önemli oranda azalacaktır.

Bunun için öncelikle, müteahhitler velinimetleri olan konut alıcılarının ev sahibi olabilmek konusunda öğrenilmiş çaresizlik yaşadıklarını ve bu sorununu çözmek için bizzat kendileri bir adım atmadan, rahat yüzü göremeyeceklerini akıllarından hiç çıkarmamaları gerekiyor.'' ifadelerini kullandı.

MÜTEAHHİTLER KENDİLERİNİN NELER YAPABİLECEKLERİNE ODAKLANMALI

Özcan, müteahhitlerin özel sektör olarak neler yapabileceklerine odaklanması gerektiğini belirterek; Ne “sat-yap” kaldı, ne de “yap-sat”… Artık hepsinin sonunda şuan yaşadığımız sadece “yap-sabret”. O yüzden müteahhitlik sektörü tüm doğru bildiklerini sorgulamalı.

Şöyle ki; şuan olduğu gibi; ne arsa, ne inşaat malzemesi, ne de işçilik maliyetlerinin hiçbiri düşmüyorsa, müteahhitler dernekleşmeye ilaveten yepyeni bir oluşuma daha imza atarak, inşaat sektörünün illerindeki organizasyon yapısında kendilerine yeni bir alan daha açmalıdırlar. Yeter ki, çözümü rakiplerinin aynı zamanda paydaşları olduğunu fark ederek, onlarla işbirliğini arttırmakta arasınlar.

Bakınız, ev sahibi olmak isteyen milyonlarca insanımızın ev sahibi olma hayalini gerçeğe dönüştürebilmek için müteahhitlerin çabasıyla, inşaat sektöründe kalıcı iyileşme sağlayabilecek olan uygulanabilir ve sürdürülebilir çözüm yolu: Müteahhitlerin inşaat yaparken zaten tükettikleri inşaat malzemelerini, ortağı olacakları o ilin müteahhit (tüketim) kooperatifinden (MütKoop) satın almalarıdırlar.

Bu önerinin herbiri kırmızı çizgi olan altı tane olmazsa olmazı vardır;

1) Müteahhitler satın almayı kendi bünyelerinde yapma hatasından artık bütünüyle vazgeçilmelidirler. (Zira satın alma, değil müteahhite, çok iyi niyetli bile olsa, sadece bir çalışanına bırakılamayacak kadar ciddi bir iştir. Hele şuan hayati bir iştir.)
2) Enflasyon çağında müteahhittlerin tek doğru ödeme yöntemi sadece ama sadece NAKİT’tir

3) Zaten, inşaat artık cebinde o inşaatın parası olmaksızın YA-PI-LA-MAZ! Elin taşıyla, elin kuşunu vurma devri bitti. İnanmayan buyursun, kendi devrini bitirsin. Ama sonra kendisinden başkasını da suçlamasın. Bu üç madde de olmazsa olmazdır. Bunlardan bir tanesini bile sindirmekte zorlanan, yazının devamını hiç okumasın. (4. 5. ve 6. maddeler yazımızın sonundadır, lütfen atlayarak okumayınız) Ancak yukarıdaki bu üç hatadan tamamen vazgeçen; Her ilin markalı konut üreticisi olan müteahhitler, kendi illerinde tüketim kooperatifi (MütKoop) kurmalıdırlar,

Her ilin müteahhit kooperatifi de, o ildeki inşaat malzemelerinin bayiliklerine sahip olmalıdır. Bayisi olunmayan ürün ve hizmetlerde de kooperatif, üyesi olan müteahhitlerin tek yetkili satın alıcısı olarak, üyeleri adına toplu satın alma yapmalıdır.

Ayrıca, müteahhitler üyesi olacakları kooperatiften zaten ihtiyaçları olan inşaat malzemelerini satın alacakları için, kooperatifin olumlu gelir gider farkı olan risturn, yani kooperatifin karından hissesi oranında değil, kooperatifle iş yaptıkları oranda gelir de elde edebilirler.

Yani böylelikle müteahhitler bugün haklı olarak şikâyet ettikleri inşaat malzemelerindeki fiyat artışlarından kendileri de artık gelir elde edebilirler. Müteahhitler ihtiyaçları olan inşaat malzemelerini üyesi olacakları kooperatiften satın aldıklarında, bu kooperatifin geliri de ortaklarla yapılan ticaretten oluşacağı için kurumlar
vergisinden muaf olacaktır.

Müteahhitler mevcut durumda malzemeyi taşeronun almasını talep ederek, işçilikli şekilde taşerona verdiklerinde, aslında taşerona hem işçilikten, hem de malzemeden kar etme fırsatı vermektedirler. Çünkü, inşaat sanayicilerinin ölçek arttıkça yaptıkları indirimlerden müteahhit değil de, taşeron faydalanmaktadır. Bizim önerdiğimiz şekilde ise, malzeme alımı müteahhitin üye olduğu kooperatif tarafından büyük ölçekli şekilde yapılacağından, inşaat sanayicilerinin tüm indirimlerinden müteahhit faydalanacaktır.

Müteahhitlerin tüketim kooperatifinin işleyişi, depolu şekilde olabileceği gibi, fabrikadan şantiyeye teslim şeklinde de olabilir. Ancak her halükarda, aynı malın birden fazla kişiye satılması nedeniyle müteahhitlerin parasını verdikleri malı alamamaları nedeniyle iflas etmelerine varabilen mağduriyetler artık son bulacaktır. Yalnız, büyük alanlar gerekebilecek olsa da, enflasyon çağında operasyonel anlamda yapı ruhsatı çıkar çıkmaz, o projede kullanılacak her malzemenin satın alınıp müteahhitin deposuna çekilmesi artık hayati önem
taşımaktadır.

Ancak müteahhitlerin deposu olamayabileceği, olanların da depolama masraflarını azaltabilmek için, tıpkı satın alma gibi depolamanın da üyesi adına müteahhit kooperatifi tarafından çözülmesi daha rasyoneldir. Söylemek istediğimiz, müteahhitliğe müteahhitlik sınıfı almanın gerektirdiği üç kritere piyasa eliyle, dördüncü bir kriter değil, bir ÖNCÜ KRİTER EKLEME ÇABASI’dır.

Müteahhit mi olacaksın, önce şehrinin müteahhit kooperatifine kabul edilme şartlarına haiz ol, böylelikle öncelikle hem inşaat malzemesi maliyetlerini düşür, hem de bu kooperatifin karından, kooperatifle yaptığın iş kadar kazan, hepsi bu. Ülkemiz inşaat sektörü büyük bir değişimin arifesindedir, inanıyoruz ki müteahhitler
de bu dönüşümün katalizörü olabilir.

Şöyle ki, doğru kentsel dönüşüm için, zaten önce müteahhitler bu yazıda belirtildiği şekilde dönüşmeli. Amasız, fakatsız, lakinsiz ağzımızdaki baklayı çıkardık. Otomobil sektörünün attığı bayisiz satış adımını, inşaat sektörünün müteahhitler öncülüğünde atmasını öneriyoruz. Şöyle ki, otomobil üreticileri, artan otomobil fiyatları nedeniyle otomobil sahibi olmakta sıkıntı yaşayan milyonların sıkıntılarını görerek, velinimetleri olan otomobil alıcılarının yaşadıkları bu sorunu çözmek için (internet üzerinden) bayisiz satış çözümünü geliştirdiler. Bu konuda ilk adımı atan ve yakın zamanda ülkemize de giriş yapmış olan otomobil üreticisi (Tesla), 13 yıldır bayisiz otomobil satmaktadır. Ayrıca milli otomobil markamız olan TOGG da bayisiz otomobil satmaktadır.

4) Ancak, müteahhitlerin velinimetleri olan ve artan ev fiyatları nedeniyle ev sahibi olmakta zorluk yaşayan milyonlarca insanımızın ev hayalinin gerçekleşebilmesi için, müteahhitlerin buradan sağlayacakları tasarrufun yarısı kadar, konut fiyatlarında indirime gitmeleri yakışandır. Zira, velinimetiyle dertlenmeyen, velinimetsiz kalır. Sonra kendi düşen ağlamasın!

5) Buradan sağlanacak tasarrufun kalan yarısı ile de, müteahhit kooperatifi, kooperatif üyelerinin yapacakları kamu ya da özel istisnasız tüm inşaat projelerinde BİM (Building Information Modeling: Yapı Bilgi Modellemesi, Yapı Bilgi Sistemi) kullanılmasını sağlamalıdır. Yani her MütKoop, ister piyasadan en uygun fiyatlı BİM hizmeti satın alır, isterse de bunu kendi bünyesinde yapar. Bu sayede, MütKoop Üyesi müteahhitlerin inşaatları;
inşaata fiilen başlamadan önce mimari, statik, mekanik, elektrik projeleri paydaşlardan alınıp, yapı sanal ortamda tamamlanacağından, olası çakışma ve problemler, inşaat esnasında milyonlarca lira ve zaman kaybetmeden, sanalda çözülebilecektir.

Bu da betonun tonu 2.000 TL’leri, demirin tonu 20.000 TL’leri, işçilik yevmiyeleri günlük 2.000 TL’leri aştığı şu
günlerde olası kırıp yeniden yapma maliyetini ortadan kaldıracaktır. Sonuçta BİM (Yapı Bilgi Modellemesi) kullanımı, malzeme israfını en aza indireceğinden projenin toplam maliyeti azalacak, projenin tamamlanması hızlanacak, inşaatın paydaşları arasındaki iletişim de gelişecektir.

Ayrıca, Yapı Bilgi Modellemesi (BİM) kullanımı imalat aşamasında oluşabilecek çatışmaları tespit ederek düzeltebilmesinin yanında, inşaat planlaması, hangi malzemeden ne kadar kullanılacağını tespit etmek, metraj alımı ve dolayısıyla maliyet tahmini gibi çeşitli amaçlarla da kullanılmaktadır. Böylelikle müteahhitlerin tüketim kooperatifi, satın almayı müteahhitin veya ekibinin sadece beyanına göre değil, BİM projesinin vereceği metraja göre yapacaktır.

Bu da ülkemiz inşaat projelerinde %60’lara kadar çıktığı belirtilen israfı engelleyebileceği gibi, ülkemiz inşaat sektöründe kalite çıtasını da oldukça yükseltebilecektir. Şöyle ki, Yapı Bilgi Modellemesi uygulamalarının sahada uygulamadan kaynaklanan hataları %41 oranında azaltıldığı, malzeme maliyetinde %23'lük bir düşüş sağladığı, toplam proje süresini de %19 oranında kısalttığı belirtilmektedir 1 . Her ilde kurulacak olan MütKoop’ların inşaatlarda BİM kullanımını getirmesiyle, inşaatlarımız daha az atıkla ve inşa edilen çevreyi de potansiyel olarak iyileştirerek, ülkemiz inşaat sektöründe toplam kalitenin de artmasına yardımcı olacaklardır. Bu da ülkemizi olası bir kentsel dönüşüm kısırdöngüsünden çıkaraktır.

MütKoop’lar bünyesinde böylesine çağın ruhuna uygun şekilde inşaat yapan yurtiçi müteahhitlerimiz bu nitelikleriyle, yurtdışı müteahhitliğe de hazır hale gelebileceklerdir. Tabiki bu anlattığımıza sahadan önce çok büyük direnç görecek, sonrasında tıpkı hazır beton, tıpkı fore kazık, tıpkı müteahhitlik yönetmeliği gibi zamanla benimsenecektir.

Öyle ki, zamanında hazır betona geçişe direnenlerin bile şuan elle beton karmayı akıllarından bile geçirmedikleri gibi, faydasını gördükten sonra yapıların BİM ile dijital modelini yapmadan inşaata başlamayı akıllarından bile geçirmeyecekler, hatta BİM’i değil, sadece BİM’in kullanımının boyutlarını arttırıp arttırmamayı konuşacaklardır. Ama şuan sektör daha avan  projesi, ruhsat projesi ve uygulama projesi arasında bir birlik sağlayamamışken, bu
önerdiğiniz yapılamaz diyenler tabiki olacaktır.

Lakin gelin görün ki aynı kesim, inşaat sektöründe en çok öldük, bittik, mahvolduk diyenlerdir. Bu kesim, BİM kullanmadığı için sahada uygulamadan kaynaklanan %41 oranında hata yapan, bu nedenle malzeme maliyeti
%23, toplam proje süresi de %19 oranında artan, ama gelin görün ki, yeniliklere de böyle direnç gösteren yine aynı kesimdir. Öğrenmeyi bırakmış ama sesi gür çıkan bu kesiminkopamadığı prangaları nedeniyle koca bir sektörü de kendileriyle birlikte dibe çekmesine, yurt içindeki müteahhitlerimizin kendi ülkelerinde kadrolu günah keçisi muamelesi görmelerine, bu satırların yazarı olarak seyirci kalamıyorum.

Ancak haklı olarak şu söylenebilir; hazır beton, fore kazık ve müteahhitlik yönetmeliği gibi sektörümüz için çok
faydalı olsa da, ilk başlarda direnç gösterilen değişiklikler, Kamu eliyle, mevzuat değişiklikleriyle olmuştur. BİM kullanımı konusunda da Kamu’nun bir mevzuat desteğine ihtiyaç var mıdır? Bütünsel bir kalite sıçraması elde edebilmek bakımından cevap verecek olursak: Evet vardır.'' dedi.

BAKAN ÖZHASEKİ'YE ÇAĞRI!

BİM konusunun ülkemiz için olduğu kadar, özellikle Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanımız sayın Mehmet Özhaseki’nin de tarihe geçmesi, yıllarca hayır duayla anılması için çok büyük bir fırsat olduğuna inanıyoruz.

Kendilerinin öncülüğünde,İngiltere’de, ABD'de ve bazı kuzey Avrupa ülkelerinde kamu binalarında zorunlu hale
getirilmiş olan Yapı Bilgi Modellemesi (BİM) kullanımının ülkemizde de zorunlu tutulması, ülkemiz inşaat sektörü için çığır açıcı kazanımlar sağlayabilecektir.

6) İnşaat projelerinde kullanılacak olan malzemelerin metrajı BİM projesinden çıkacak olan sonuca göre, alınacak malzemeler ise bayisi olunan firmalardan, bayisi olunmayan ürünlerde ise satınalma süreci bütünüyle elektronik ortama taşınarak yapılmalıdır.

Talep sahiplerini tedarikçilerle buluşturan rakip yazılımlar eşzamanlı olarak kullanılmalı, gerektiği yerlerde online ihale platformları kullanılarak satın alma yapılmalıdır. Tüketim kooperatifinin satınalması bir daha asla ama asla sadece şahıslara bırakılmamalıdır. Bu aşamada, önerimizin gerçekleşmesi durumunda, neden müteahhitlikte yapısal reformlar yapılmış olacak ve bir daha acı ilaç içme ihtiyacı önemli oranda azalacak dediğimizin şimdi anlaşıldığını düşünüyoruz.

Bu satırların yazarı, müteahhitlerimizin Dünya müteahhitlik listesinde Çin ile yarışırken, yurtiçinde Çin Malı muamelesi görmesine bir son vermek istemektedir. Ancak bunun için, ülkemizde müteahhitlerin de bunu istemeleri ve yukarıda sıraladığımız yapısal reformları isteyerek gönüllü olarak yapmaları gerekmektedir.

BÜYÜK MÜTEAHHİTLER NE İSTİYOR?

Bu satırları okuyanlar arasında: “Büyük müteahhitler inşaat malzemelerini zaten indirimli alıyorlar. Diğer müteahhitlerin de maliyetlerini düşürüp kendileri gibi kar marjlarını arttırmalarını istemezler” diyenleri duyar gibiyim.

O yüzden böyle düşünenlere iki hususupaylaşmak isteriz. İlk olarak, büyük müteahhitler bile paydaşlarıyla birlikte  hareket ederek ölçek ekonomisi kullanmaya başladıklarında maliyetlerini çok daha fazla düşürebilirler. İkinci olarak, diğer müteahhitlerin de maliyetlerini düşürüp kendileri gibi kar marjlarını arttırmalarını istemeyecek olanlar var mıdır, tabi olabilir. Ama onlar, şuan için hedef kitlemiz değildir. Onlara, ülkemizde konut alıcılarının ev sahibi olabilmek konusunda adeta öğrenilmiş çaresizlik yaşadıklarını ve bu durumun geçiştirmekle çözülemeyeceğini,
çünkü bu sorunu çözmek için bizzat kendileri da bir adım atmadıkça, piyasanın açılmasını bekleyemeceklerini sadece bir defa anlatmaya çalışabiliriz.

İkna olmuyorlarsa, her ilde kurulacak olan MütKoop’lara şuan için dahil olmazlar. MütKoop’ların sadece satın alma yapmadıklarını, üyelerinin imalatlarının toplam kalitesini de arttırdıklarını görünce süreç içerisinde dahil olabilirler. Burada üçüncü olarak müteahhitlik sektörünün kronik hastalığının, rekabet zehirlenmesi olduğunu belirtmeliyiz.

Şöyle ki, ülkemizde müteahhitlik sektöründe rekabetin bir geleneği varken, dayanışmanın geleneği henüz yeterince yoktur. Buradaki önerimiz, müteahhitlik sektörünü rekabet bataklığından çıkarma çabasıdır. Zira müteahhitler için çözüm, rekabet zehirlenmesi yaşamayarak, rakiplerinin aynı zamanda paydaşları olduğunu
idrak edip, onlarla işbirliğini yukarıda önerdiğimiz şekilde arttırmaktadır.

Zira müteahhitlerin rakibi şuan konut alabilecek kişi ve kurumların sermayeni kendilerine çekebilecek mevduat
faizleri, altın, döviz… gibi diğer kanallardır. Yoksa diğer müteahhitler değildir. Bir müteahhit diğerinden en fazla 1, bilemediniz 2 müşteri alabilir. Ona gelen bir müşteri de belki sizden almaya karar verir ve olur biter. Ama şuan olduğu gibi mevduat faizleri, altın, döviz… gibi diğer finansal kanallar adeta tüm müşterileri kendilerine çekiyorlar. Bu nedenle diğer müteahhitler bir müteahhitin sadece paydaşı-meslektaşıdır. Bu da müteahhitleri görünmez
bağlarla bağlar ve onları aslında kader ortağı yapar. Tıpkı yüzyıllardır aynı kapalı çarşıda yan yana dükkan açan kuyumcuların birbirinin rakibi değil paydaşı-meslektaşı, yani kader ortağı olmaları gibi.

SONUÇ...

Yazımızı, bu altı olmazsa olmaz ilkede önerdiklerimizi açarak bitirelim.

Şöyle ki, inşaat sektöründe bayilikler, malumunuz mamul ürün ve yarı mamul ürünbayilikleri şeklinde ikiye ayrılır. Mamul ürün bayileri, sattıkları üründe kendileri bir ekleme veya işlem yapmadan satış yaparlar.

Yarı mamül ürün bayileri ise, örneğin sadece renk ekleyen boya bayileri gibi satıcı yarı mamül ürün bayileri ile, pvc-alüminyum sektörlerinde olduğu gibi, yarı mamul şeklinde bayiye ulaştırılan doğramaları kendileri işleyerek mamul
haline getiren sanayici yarı mamül ürün bayileri gibi iki tür yarı mamül ürün bayilerinden oluşmaktadır.

Bizim burada dile getirdiğimiz, her ilin müteahhit kooperatifinin o ildeki inşaat malzemelerinin bayiliklerine sahip olması şeklindeki önerimiz, sanayici yarı mamül ürün bayilerini kapsamamaktadır. Bir şekil üzerinden anlatacak olursak;

BAYİLİKLER

Yarı Mamul
Ürün Bayiliği

Satıcı Yarı
Mamül Ürün
Bayileri

Sanayici Yarı
Mamül Ürün
Bayileri
Mamul Ürün
Bayiliği

Ayrıca bu yazımızda kastettiğimiz, inşaat malzemesi satışları içerisinde sadece proje satışı işlerinin müteahhitlerin her ilde kuracağı tüketim kooperatifi tarafından yapılmasıdır.

Yoksa vatandaşa ve kooperatif üyesi ol(a)mayan müteahhitlere yapılacak inşaat malzemesi satışları, mevcut bayiler üzerinden zaten devam eder. Kaldı ki, proje satışlarının bundan böyle müteahhitlerin her ilde kuracağı tüketim kooperatifi tarafından yapılması, en az müteahhitler kadar, inşaat sanayicilerinin de lehinedir. Zira büyük müşteri gruplarından daha iyi bayi mi olur? Müşteri arama dertleri bile olmayacak.'' dedi. 

Çimentoculara büyük darbe! 17 çimento firması için soruşturma başlatıldı!

İnşaat sektörüne fahiş fiyat darbesi! 1 ton inşaat demiri ne kadar oldu? 18 Ekim 2023 demir fiyat listesi

Ticaret Bakanı Ömer Bolat'tan çimentoculara son uyarı: Yol yakınken yanlıştan dönün, fiyatları düşürün!

Konut sektöründe dengesiz fiyat hareketleri mercek altında! Çimento fiyatlarında inceleme devam ediyor!