Konut kredisi faizlerindeki indirim ülke ekonomisini olumlu etkileyecek!
Kamu bankalarının konut kredisi faiz oranlarını 0.64'e düşürmesiyle birlikte, konut sektörü hareketlendi. Ekonomik canlanma için, önce konut sektörünün hareketlenmesi gerekliydi. Konut faizi indirimiyle sektörde beklenen hareketlilik başladı...
Kamu bankalarıının konut kredisi faiz oranlarını 0.64'e düşürmesiyle birlikte, konut sektörü canlanmaya başladı.
Habertürk köşe yazarı Abdurrahman Yıldırım, bugünkü köşesinde konut sektöründeki hareketliliği kaleme aldı.
İşte Abdurrahman Yıldırım'ın 'Canlandırmanın anahtarı bulundu' başlıklı yazısı...
Korona salgınının en şiddetli aşamasında ve şimdi normalleşme döneminde yürürlüğe konulan, öne çıkarılan ve giderek daha baskın hale gelen eğilimleri bir kaç başlık altında toplayabiliriz.
-Ekonomi yönetimi yılın ikinci çeyreğindeki derin daralmaya karşılık yılı pozitif büyümeyle tamamlamada kararlı görünüyor. Uluslararası kuruluşların tahminleri ise Türkiye’nin bu yıl yüzde 3-5 arasında bir daralma yaşayacağı yönünde.
-İddialı GSYH hedefinin tutabilmesi için, koronavirüs sonrası ekonomik toparlanmanın süratli ve güçlü olması lazım. Dünyadaki koşulları değiştirmek elimizde değil. İhracat ve turizm kanalında elimizden fazla bir şey gelmez.
-Bu nedenle yurtiçi talebin, üretimin, yatırımın harekete geçirilmesine azami oranda yüklenmek gerekiyor. Ancak buna ortam ve konjonktür pek uygun değil. Tüketim, yatırım, üretim için borçlanma ve kredi kullanma iştahı güçlü değil, kamu bankaları dışında kredi verme iştahı da pek yok.
DEVLET ELİYLE KREDİ DAĞITIMI
-Kredinin kamu bankaları aracılığıyla verilebilmesi için sermayelerinin artırılması bundan. Yapılan 21 milyar liralık sermaye takviyesi ile kamu bankaları yaklaşık 160 milyar liralık daha kredi kullandırma imkanına sahip oldular. Kredi pastası içinde üç kamu bankasının payı da yüzde 50’ye yaklaştı.
-Kamu bankaları aracılığıyla kullandırılan krediler yeterli olmadı ki, devreye Merkez Bankası dahi girdi. Onun da vereceği kredi şimdilik 20 milyar lira olarak belirlendi.
-Bu kredinin avantajı yıllık yüzde 7.75 sabit faizle ve 10 yıl gibi uzun vadeli olması. Böyle bir ortamda Merkez Bankası aracılığıyla yatırım kredilerinin vadesi 10 yıla kadar çıkarıldı. Bu yola da yeni yatırımlar yapılsın diye başvuruldu.
YENİ KREDİ KOŞULLARI
-Kredileri kullananlar şirketler. Önümüzdeki dönemde şirketlerin borcu daha da artacak demektir. Ya da şirketler borçla büyümeye devam edecekler. Çünkü hem mevcut borçlarını yeniden yapılandırıyor ve vadelerini uzatıyorlar, hem de yeni kanallardan açılan uygun faizli ve daha uzun vadeli kredi kullanıyorlar.
-Bu yeni borçlanmanın geçmişe göre farkı ise döviz ağırlıklı ve yaklaşık yarısı yurtdışı kaynaklı değil, TL ağırlıklı, düşük faizli, daha uzun vadeli ve yurt içi kamu bankaları ağırlıklı yapılıyor olmasında. Ancak sonuçta borç borçtur ve çarklar borçlanmayla dönecek demektir.
TÜKETİME YÖNELTTİ
-Yine düşürülen faizler, uzatılan vadeler, artırılan taksitlendirme imkanları ile tüketim de sıçratılmak isteniyor.
Zaten ekonomik canlanma konusunda yurt dışından fazla umutlu olamayız. Dünya ekonomisinin yüzde 3 ve üstünde daralması bekleniyor. İhracat ve turizm pazarımız Avrupa’da ise daralma ise bunun üç katına çıkabilir.
-Bu durumda bu yıl canlanma isteniyorsa yurtiçine yönelmekten başka çare yok.
Başta da hane halkının harcamaları artacak demektir. Konut, gayrimenkul, otomotivde zaten harcama artışları dikkati çekiyor.
-Düşürülen faizler ile yurtiçi tüketime çift yönlü baskı yapılıyor gibi. Bankada mevduat tutmanın artık reel getirisi yok, giderek de enflasyon ile faiz makası ve reel kayıplar artıyor.
-Bu durumda para sahiplerinin çıkarı, tasarruf etmek yerine ileride alacakları malları bugünden almaktır. Olmakta olan da budur. Konut ve oto alımları, hatta konut içi yenileme, onarım işlerinin artması, mobilyaların yenilenmesi bunun bir göstergesidir.
PARA YOKSA BORÇLANMAYLA TÜKETİM
-Ancak bu tür harcamalar sadece tasarrufu olanlar tarafından değil, olmayanlarca da yapılabilir. Bunun imkanları hazırlandı. İhtiyaç kredileri ki, içinde tatil kredisi bile var, hızla artıyor.
-Konut kredilerinin faizi aylık yüzde 0.64 ile tarihi en düşük düzeyinde ve konut sektöründe belli bir canlanmayı başlattı bile. Kredi kartı taksitleri çoğaltıldı ve vade uzatıldı.
-Hane halkı borçlarının GSYH oranı 16.0 ile halen düşük düzeyde sayılır. Bu kesimin borçlarındaki artışın, şirketler kesimini yakalaması için, bir hayli uzun yol yapması lazım. İyi ki o durumda değiliz. Aşırı borçlu kesim şirketler kesimi.
KAMU DA BOÇLANMA YOLUNDA
-Bizzat devlet de ekstra harcamalarını borçlanmayla finanse ediyor. Koronavirüs döneminde sıçrayan harcamalara karşı iç borçlanmaya başvurulması sonucunda borç çevrilme oranı mayısta yüzde 380’e kadar tırmandı. 5 aylık dönemde ise 116 milyar liralık borç ödenmesine karşılık 230 milyar liralık borçlanmaya gidildi.
-Bir anlamda kamu kesimi de çarkları borçlanmayla çeviriyor.
-Ancak Türkiye’nin kamu borçluluğunun GSYH’ya oranı yüzde 32 düşük düzeyde. Oranın bu yıl yüzde 40’ın üzerine çıkacağı tahmin ediliyor.
Konut ve arsalara yoğun talep!
Faiz indirimi konut sektörüne can suyu olacak!