Konut sektöründe kriz olacak mı?
Geçen yıldan bu yıla girerken umut ve beklenti dolu temenniler dile getirildi. Geldiğimiz güne baktığımız da siyasi ve ekonomik açıdan birçok olumsuz gelişmelere tanık olduk.
Amerika'da başlayan mortgage krizi nedeniyle birçok uluslararası finans kuruluşu milyar dolarlık zararlar açıkladı. Dolar 1.15 seviyelerine kadar indi ve belini doğrultmakta güçlük çekiyor. Borsa tarihindeki kara pazartesiler tekerrür ediyor. Siyasi açıdan da zaman zaman bir takım polemikler gündeme geliyor. Bunlar üst üste konulduğunda ve piyasalara yansımasına bakıldığında, pek de iç açıcı sonuçlar görüldüğü söylenemez. Maalesef bu olumsuz tablodan konut sektöründeki satışlar da bundan nasibini alıyor.
Şimdi yaşanan sıkıntıları tek tek ele alırsak;
Uluslararası mortgage krizi ve dolardaki değer kaybı nedeniyle gelişmekte olan ekonomilerdeki keskin dalgalanmaların artık yaşanmayacağını söylemek yanlış olmaz. Çünkü artık ekonomimize giren yabancı kaynaklar, eskisi gibi paradan para kazanma amacını gütmüyor. Direkt yatırım olarak geliyor. Dolayısıyla ekonomiye etkisi sınırlı kalıyor.
Kaybettiği değer kaybını daha telafi edemeyen dolara kıyasla, kısa sürede 58 bin seviyelerine yükselen borsa endeksinde yaşanan kar amaçlı satışları da normal karşılamak gerekir.
Siyaset sahnesinde de benzeri durum yaşanıyor. Yıllardır kronik hale gelen polemikler artık kamuoyunda kanıksanmaya başladı. Sonuçta yine aklıselim galip gelecek ve ortak noktada buluşulacaktır.
Tüm bunlar yaşanırken konut almak isteyenler ne yapmalı?
Çok basit... İhtiyaç duyulan büyüklükteki konutların alımı, ödenebilecek miktara uygun vade ile sektörde bilinirliliği olan, bitirdiği projelerin daima arkasında bulunan, kendini ispatlamış firmalardan yapılmaya devam etmelidir. Çünkü artık ekonominin geldiği noktada, gayrimenkule olan yoğun talep yerini seçici kararlara bırakıyor. Aynı seçicilik yatırım amaçlı konut satın alanlar için de geçerlidir. Tasarruflarını borsa, döviz veya gecelik fonlarda değerlendiren yatırımcı sayısı yok denecek kadar azaldı. Strateji değiştiren yatırımcılar da tasarruflarını son iki yıldır gayrimenkulde değerlendiriyor ve alternatif piyasalarda risk gördüğü anda konut alımlarına hız veriyor.
Yaklaşık 35 yıla varan sektördeki deneyimlerime bakarak, içinde bulunduğumuz durumun gayet normal ve satışların rayında gittiğini düşünüyorum. 5 Nisan 1994 ve 2001 krizlerini yaşayan ve o dönemlerde bile rahatlıkla konut satan biri olarak, sektörün içinde bulunduğu durgun günlerin sadece konjonktürel bir dalgalanma olarak değerlendiriyorum. Hatta her zaman söylediğim gibi sektördeki gerçek konut üreticilerinin bu durgunluktan hiç etkilenmediğini ve satışlarını normal seyrinde devam ettirdiklerini görüyorum. Kulaktan kulağa dolaşan ekonomik kriz sadece az geliri olan için var...
Nazmi Durbakayım
Teknik Yapı Başkanı