Sektörel

Konut üretimindeki artış, sektörün iş hacmini yükseltecek!

İnşaat sektörünün gelişmesiyle büyüme hızı ivme kazanan Türkiye yer döşemeleri sektörü, hızlı kentleşmenin modern yapılaşma ve yeni yerleşim alanı ihtiyacını artırmasıyla iş hacmini büyütmeye devam ediyor.

2014'te kamu inşaatlarının azalması, döviz kurlarındaki yükselişin oluşturduğu tedirginlik ve artan maliyetler sektörü olumsuz etkilese de inşaat alanında yaşanan gelişmelerle birlikte yükseliş trendinin süreceği öngörülüyor. Uzmanlar, yıllık yaklaşık 600 bin adet konut ihtiyacının yanında kentsel dönüşüm kapsamında 7 milyon binanın da uzun vadede yenilenmesi çalışmalarının sektörün pazar hacmini büyüteceğine dikkat çekiyor. 



İnşaatlarda dış cepheye verilen önemin yanı sıra iç mekanı oluşturan taban yüzeylerinin sağlıklı güvenli, kaliteli ve standartlara uygun malzemelerle değerlendirilmesi modern yapılaşmayla daha da önem kazandı. Türkiye'de yapı malzeme pazarında seramik kaplama türleri, duvardan duvara halı, parke ve ağaç kaplamaları, mermer, granit gibi malzemeler zemin kaplama için kullanılıyor. 




İnşaat sektörüyle ivme kazanan yer döşemeleri sektörü,ulaştırmadan enerjiye altyapıdan kentsel dönüşüme devam eden kamu ve özel sektör projeleriyle gelişimini sürdürüyor. İnşaat sektörünün 2014 performansına bakıldığında konut satışı beklentilerin altında kalmasına rağmen sektör, 2.2 büyüme gösterdi. Sözü edilen dönemde özel sektör kanadında yapılan inşaatlar ise yüzde 3.8 arttı. Sektör performansında yüksek paya sahip kamu inşaatlarında ise yüzde 2 düşüş yaşandı. Bununla birlikte global ekonomide devam eden durgunluğun Türkiye ekonomisi üzerinde oluşturduğu baskı ve özellikle yılın ikinci yarısında yükselişe geçen döviz kurlarının oluşturduğu tedirginlik inşaat sektörünün yanında alt sektör konumundaki yer döşemelerine de olumsuz yansımaya başladı. 




Orta ve orta alt grubun konut ihtiyacı artırıyor 


Bu yıl da sert kış koşullarına bağlı aksayan üretim ve seçim öncesi durgunluğun etkisiyle inşaat sektörünün ilk çeyreği yaklaşık yüzde 5 daralmayla kapatması bekleniyor. Fakat tüm bu olumsuz gelişmelere rağmen sektör, orta ve orta alt gruba ait konut ihtiyacının fazlalığı ve kentsel dönüşüm projesi kapsamındaki yenileme çalışmaları nedeniyle önemli bir potansiyeli elinde bulunduruyor. Orta üst ve lüks segmente ise talebin orta alt segmente göre biraz yavaşladığını belirten uzmanlar, yıllık 600 bin adet konut ihtiyacı ve uzun vadede 7 milyon binanın kentsel dönüşüm kapsamına alınmasıyla yer döşemeleri sektörünün en az 10 yıl daha pazar hacmini büyüteceğini öngörüyor. Yurtdışında ise Türk ve İspanyol menşeli ürünlerden sonra en çok tercih edilen markalar Türkiye'de faaliyet gösteren firmalardan çıkıyor. Seramik karo ihracatında dünyada dördüncü, imalatında ise dokuzuncu olan Türkiye, en çok Irak, Almanya, İsrail, İngiltere ve Azerbaycan gibi ülkelere karo ihracatı yapıyor. Fakat yoğun çatışmalar nedeniyle Irak başta olmak üzere Ortadoğu'da durma noktasına gelen inşaat yatırımları, ihracatta öngörülen rakamlara ulaşılamamasına neden oldu. 



Seramikte dijital baskı sistemleri önem kazanıyor 


Geçen yıl yavaşlama eğilimine giren kamu yatırımları ve kentsel dönüşümün hız kazanıp kazanmayacağı inşaat sektörünün belirleyicisi olacağı gibi seramik sektörünün de özellikle iç pazar performansını belirleyecek. Resmi olmayan rakamlara göre, sektör üretim kaleminin en büyüğünü oluşturan seramik kaplama malzemesi iç pazarda 2014 yılında yaklaşık 220 milyon metrekareye ulaştı. Seramik kaplama malzemesi ihracatı sözü edilen dönemde 85 milyon metrekare, değerde ise 600 milyon dolar seviyesinde kaldı. Ayrıca Türkiye'de yaklaşık 100 adet seramik üreten şirketten 28'i seramik karo imalatı yapıyor. Ülkeler arasında rekabet ortamında bu işletmelerin pazarlayıcıları ve temsilcileri katma değeri yüksek ürüne yönelik ihracatı uygun fiyatlarla artırma çabasını sürdürüyor. Son yıllarda marka imajının yanında Ar-Ge ve Ür-Ge odaklı tasarım anlayışını geliştiren bu firmalar, 'Türk malı' algısını da olumlu yönde değiştiriyor. Sektördeki diğer önemli gelişme ise üç boyutlu karoların dijital baskı sistemleri ile desenlenebilmesi oldu. Bu işlem, doğada bulunan mermer ahşap gibi malzemelerin seramik karolara birebir yansıtılabilmesine olanak verdi. Bu sayede daha doğal ve canlı yüzeyler oluşturuldu ve karoda daha büyük ebatlar üretildi. Uzmanlar, kalitesiyle uluslararası arenada bilinirliğini artıran yerli markaların Avrupa'daki krizi iyi değerlendirdiği takdirde rakiplerini geçerek, Türkiye'yi Avrupa'nın seramik üssü yapabileceğini kaydediyor. 



5 milyon metrekare ahşap malzeme ihraç edildi 


Son yıllarda yaygın şekilde kullanılan ürünlerden olan laminat parkede ise boşluk yerli firmaların yanı sıra ithalatçı firmalarla dolduruluyor. İç mekan ahşaplarda ithal ürünlerin oranı yaklaşık yüzde 40'ı buluyor. Dış mekan ürün pazarına bakıldığında ise yerli üreticiler sektöre hakim. Yeni teknoloji yatırımlarıyla kalitenin yanında inovatif ürün çeşitliliğini de artıran yerli firmalar, ihracat odaklı büyüme hedefiyle standartlarını yükseltmeye devam ediyor. Üretiminin yaklaşık yüzde 15'ini oluşturan 5 milyon metrekarelik ahşap zemin döşemeleri malzemesini ihracata kanalize eden sektörün hedef pazarları arasında ise komşu ülkeler yer alıyor. Başta Türk cumhuriyetleri olmak üzere İran, Irak, Ortadoğu, Balkan ülkeleri, Avrupa ve Kuzey Amerika ülkelerine ürünlerini ihraç eden Türkiye ahşap zemin döşemeleri sektörü, dizayn noktasında ise Avrupa'nın gerisinde kalıyor. Firmalar, bu doğrultuda sürdürülebilir rekabet gücünü artırmak için ürün. hizmet, marka, faaliyet alanı, iş süreçleri ve teknoloji kullanımına yönelik inovasyon çalışmalarına da önem vermeye başladı. Uzmanlar, kentsel dönüşüm projeleri, eski yapılar ve yeni projelerin de dikkate alındığında uzun vadede bu pazarda bir düşüş yaşanmayacağını öngörüyor. 




Mermerde ihracat odaklı büyüme var 


Öte yandan döviz kurlarındaki dalgalanmaların hammadde fiyatlarını artırdığına dikkat çeken uzmanlar, bu durumun ithalatı artırarak, yerli firmaları zor durumda bıraktığını belirtiyor. Odun hammaddesinin Türkiye'de Avrupa'dan iki, Rusya, Ukrayna ve ABD gibi ülkelerden ise üç kat daha pahalı olduğunu dile getiren sektör temsilcileri, kağıt hariç 12 milyar dolarlık ağaç ve orman ürünleri sektörünün en t önemli girdilerinden olan odun maliyetinin azaltılması gerektiğini vurguluyor. 

Yer döşemelerinde doğallığıyla öne çıkan diğer malzeme ise mermer. Türkiye, doğaltaş rezervleri bakımından rekabet halinde olduğu birçok ülkeye göre avantajlı konumda bulunuyor. Bugün itibarıyla yapı taşından çok kaplama, döşeme ve dekorasyonda kullanılan doğal taşların özelliğine göre kullanım alanları da artıyor. Granit; dış yapıların kaplanmasında ve döşemelerde, mermer ise daha çok inşaat sektöründe iç mekanlarda ve güzel sanatlar, dekorasyon, mezar ve mezar taşı gibi alanlarda öne çıkıyor. 



Türkiye'nin yaklaşık 1.6 milyar ton görünür rezervi ile dünya tüketimini 80 yıl karşılayabileceğini vurgulayan uzmanlar, faaliyet gösteren ocakların yüzde 90'ının Ege ve Marmara Bölgesi'nde yoğunlaştığını kaydediyor. Mermer işleme, nakliye ve işgücü maliyetlerinin yüksekliği nedeniyle iç pazardan çok ihracat odaklı hareket eden firmalar, hedef ihracat pazarlarında Asya'ya ağırlık vermeyi planlıyor. Hindistan'ın sektör için önemine dikkat çeken sektör temsilcileri, bu ülkenin Türkiye'den aldığı mermere kota uyguladığının altını çiziyor. Uzmanlar, kotanın kaldırılması durumunda, bu ülkenin ihracatta Çin'in ardından ikinci sıraya yerleşeceği öngörüsünde bulunuyor. 


Dünya Focus