Konutta ikinci el satış yoktur devir vardır!
Konutta ikinci el satış işlemleri; satış olarak mı, devir olarak mı nitelendirilmeli? Dünya Gazetesi köşe yazarlarından Alaattin Aktaş bugünkü köşe yazısında bu sorunun cevabını kaleme aldı.
Konutta ikinci el satışlar; devir olarak mı satış olarak mı kabul edilmeli? Dünya Gazetesi köşe yazarlarından Alaattin Aktaş bugünkü köşe yazısında bu soruyu yanıtladı.
Konutta sıfır olanların satışı gerçekten satıştır. Ancak ikinci eldeki konutların el değiştirmesini satış olarak değil, otomobildeki gibi devir olarak nitelemek gerekir. Konutta ikinci el devirlerin satış sayılması, aynı konut birden fazla el değiştirdiği için belli bir süre mükerrerliğe de yol açar.
Yapılan işlem birey açısından tabii ki alım ve satımdır. Konu ister konut olsun, ister otomobil ya da başka bir araç.
Ama bireyin ötesine geçip bu alım satımı ülke ekonomisine, ülke sanayisine katkı boyutunda incelemeye başladığımız an durum değişir. Çünkü artık konu, satış boyutuyla, inşaat sektörünü, otomotiv sektörünü ilgilendirir hale gelmiştir.
Düşünün, müteahhitlik yapıyorsunuz; gayet güzel evler inşa etmişsiniz, çeşitli nedenlerle satış fiyatınız vatandaşa yüksek geliyor, satamıyorsunuz bitmiş evlerinizi, bekliyorsunuz. Zora girmişsiniz ya da girmek üzeresiniz üstelik. Bir gün sabah gazeteleri açıyor ve “Şu kadar yüz bin konut satıldı, sektör canlandı gidiyor” şeklinde haberler okuyorsunuz. Siyasiler de yorum yapmış, “İnşaat sektörü tırmanışa geçti” diye. Sonra detaylıca göz atıyorsunuz haberlere, satılan konutların çok büyük bir bölümünün ikinci el olduğu belirtiliyor. Belki sizin on yıl, on beş yıl önce yapıp sattığınız konutları belli ki birileri birbirine satıyor. “Bana ne bundan” diyorsunuz sessizce, “Bana ne ikinci eldeki bu satışlardan, bize ne, inşaat sektörüne ne; benim sıfır evlerim alıcı bekliyor”...
Satış değil devir
Başlıkta vurguladık. Konutta ikinci el satış yoktur, bu olsa olsa devirdir. Her ne kadar günlük konuşmada her şey için alış ya da satış diyorsak da ülke ekonomisine katkısı dikkate alındığında ikinci eldeki el değiştirmeler satış olarak nitelendirilemez.
Zaten bu konuya daha önce de değinmiş ve TÜİK’in de otomotivde ikinci elde yaşanan hareketleri devir olarak nitelediğini belirtmiştik.
Otomotivde ilk el satış, yani trafiğe kaydı yapılan araç olarak niteleniyor, ikinci el ise devir olarak.
Gidip bir galeriden ya da yan komşunuzdan veya bir ilandan bulup örneğin 2010 model bir otomobil almanızın otomotiv sektörüne bir katkısı var mı, olabilir mi? Katkı, size otomobilini devreden kişinin o parayla sıfır bir otomobil alması halinde söz konusudur. Size otomobilini satanın sıfır değil de model yenilemek için gidip bu sefer 2015 model bir otomobil alması da tabii ki sektöre herhangi bir katkıda bulunmayacaktır.
Aynı durum ev için de geçerli. Tamam, devir işleminden dolayı devlet vergi geliri elde eder, aracılık işlemi yapan emlak komisyoncuları hakları olan komisyonu alır, konutun yeni sahipleri muhtemelen yeni evlerinde bir tamirat tadilat işine girişir ve bu yan sanayiyi ve hizmetler sektörünü olumlu etkiler. Bunların da elbette ülke ekonomine katkısı var.
Ama bu tür devirlerden dolayı yukarıda örneğini verdiğimiz müteahhidin stoktaki konutlarında bir azalma olmaz. Yalnızca yıllardır oturduğu evi bir başkasına satan, yani devreden kişi eline geçen parayla sıfır konut alırsa bir katkıdan söz edilebilir.
Dolayısıyla ikinci el konut satışları ülke ekonomisine, özellikle de inşaat sektörüne doğrudan bir katkı sağlamaz. Ve yine dolayısıyla ikinci eldeki devirlere satış demek yanlıştır; otomotivdeki gibi ikinci el devirlerin adını doğru koymak gerekir.
Hele hele ikinci eli de katarak “Toplamda şu kadar konut satıldı” türü değerlendirmelere gitmek bir avuntudan ibarettir.
İlk el satışta en kötü eylül yaşandı
Öncelikle konut satış ve devrine ilişkin istatistiklerin tüm Türkiye’yi kapsayacak şekilde 2013 yılından bu yana tutulduğunu bir kez daha belirtelim. Dolayısıyla veriler söz konusu yıldan başlıyor.
İşte eylül ayında gerçekleşen 41 bin adetlik ilk el satış şimdiye kadarki en düşük eylül satışı olarak kayıtlara girdi. Eylülün böylesine düşük gerçekleşmesi hiç kuşku yok ki düşük faizli kredi olanağından yararlanmak isteyenlerin haziran, temmuz ve ağustostaki yüklü alımlarından kaynaklandı. Alımlar söz konusu üç ayda yoğunlaşınca eylüldeki satış düşük kaldı.
Uygun koşullu kredi olanağının sona ermesiyle ipotekli satışlar belirgin olarak hız kesti, bu konudaki verileri dün aktarmıştık. Bir yandan kredi koşullarının elverişli olmaktan çıkması, bir yandan sıfır konutların yüksek fiyatı satışların eylül sonrasında da düşük seyretmesi sonucunu doğuracak gibi.