04 / 05 / 2024

Konya'da 7 asırlık Eşrefoğlu Camisi zamana direniyor!

Konya'da 7 asırlık Eşrefoğlu Camisi zamana direniyor!

27 merkez arasında yer alan Konyanın Beyşehir ilçesindeki, 1299da ahşaptan yapılan Eşrefoğlu Camisindeki ağaç bölümlerinin nasıl olup da çürümeden bugüne kadar geldiği hala bilinmiyor. Çini işçiliği yönünden bir "Türk ağaç cami müzesi" sayılıyor...



 Kültür ve Turizm
 Bakanlığının UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesine girmesi için başvuru yaptığı
 27 merkez arasında yer alan Konyanın Beyşehir ilçesindeki, 1299da ahşaptan
 yapılan Eşrefoğlu Camisindeki ağaç bölümlerinin nasıl olup da çürümeden bugüne
 kadar geldiği hala bilinmiyor.
        
 Cami, taş, tuğla, çini ve renkli boyama gibi birçok süsleme sanatının bir
 arada ve yoğun olarak kullanıldığı tek ahşap cami olması nedeniyle Türk mimarlık
 tarihinde özel bir yer işgal ediyor.
        
Edindiği bilgiye göre, Eşrefoğlu Süleyman Bey tarafından
1297-1299 yılları arasında yaptırılan Eşrefoğlu Camii, ahşap direkler üzerine
oturtulan düz tavanlı camilerin en büyüğü olarak biliniyor.
        
 Halen ibadete açık olan tarihi yapı, üstün ağaç ve çini işçiliği yönünden
 bir "Türk ağaç cami müzesi" sayılıyor.
        
 Anadolunun olduğu kadar İslam cami mimarisinin de eşsiz bir örneğini
 oluşturan Eşrefoğlu Camii, zengin taş, tuğla ve çini süslemelerinin yanında,
 özellikle ahşap destek ve tavan sistemindeki işleme ve nakışlarıyla dikkati
 çekiyor.
        
 Beyşehir Kültür ve Turizm Derneği Başkanı Mustafa Büyükkafalı, 
  yaptığı açıklamada, bundan sonraki süreçte tarihi mekanın ziyaretçi
 sayısının artacağını umduklarını ifade etti.
        
Eşrefoğlu Caminin bugüne kadar aldığı ziyaretçi sayısını yeterli
 görmediklerini dile getiren Büyükkafalı, mekanın listeye dahil edilmesi halinde
 bunun Beyşehir yöresi açısından da çok faydalı olacağını değindi.
        
"Haklı tarihiyle ve dünyadaki ilkleri barındıran yapısı ve fiziksel
 özellikleriyle Eşrefoğlu Cami, bu kapsamda mutlaka değerlendirileceğini düşünüyor
 ve bekliyoruz" ifadelerini kullanan Büyükkafalı, yine tarihiyle ve
 özellikleriyle bu kapsamda Kubadabad Sarayı, Eflatun Pınar ve Fasıllar
 Anıtlarının değerlendirilmesi gerektiğini, girişimlerin gündeme gelmesini
 arzuladıklarını dile ifade etti.
        
Başvurunun bile Beyşehirin tanıtımına katkısının büyük olacağını, yerli
 ve yabancı ziyaretçi sayısının artacağını anlatan Büyükkafalı, "Bizler bu konuda
 emek, fikir ve proje sahiplerine sonsuz teşekkürler ediyoruz" dedi.
        
 Eşrefoğlu Cami İmam Hatibi İsmail Efe de, yaptığı açıklamada, Kültür ve Turizm 
 Bakanı Ertuğrul Günayın geçen yıl Beyşehir programı
 kapsamında tarihi mekanı ziyaret ettiğini hatırlattı.
        
 UNESCOya aday olup olmadığı ile ilgili kendilerine soru yönelttiğini
 hatırlatan Efe, "Olmadığını söyleyince çalışmalar başlatıldı. Bu kapsamda
 bizlere de Vakıflar Bölge Müdürlüğü aracılığıyla bir yazı geldi. Cami hakkında
 yazılı ve görsel materyeller istendi. Kültür ve Turizm Bakanlığımız da yaptığı
 incelemeler sonucunda Eşrefoğlu Caminde geçici bu listenin içerisine dahil etti.
 Beyşehirliler olarak çok memnun olduk. Başta bakanımız olmak üzere emeği geçen
 herkese teşekkür ediyoruz" söyledi.
        
AHŞAP MİMARİ ŞAHESERİ
        
Efe, Eşrefoğlu Caminin tarihçesi hakkında ise şu bilgileri verdi:
        
"Bu cami 1296-1299 tarihleri arasında Eşrefoğlu Beyliği tarafından
 yaptırılmıştır. Beyliğin kurucusu Seyfettin Süleyman Bey ve babası Eşref Bey,
 Selçuklular döneminde, aynı şekilde uç beyi olarak bölgede görev yapıyorlar,
 Selçuklulara son verildikten sonraki dönemde bağımsız beylik kuruyorlar. Ancak
 beyliğin kuruluş aşamasında Eşref Bey vefat ediyor. Dolayısıyla beyliğin zeminini
 kendisi hazırlıyor. Vefat ettikten sonra yerine geçen oğlu Seyfettin Süleyman Bey
 hem beyliği kurduğu için, hem camiyi yaptırdığı için beylik ve cami baba oğul
 ismi ile anılıyor. Camimizin üç tane kapısı var, 35 pencere, toplam 48 tane sütun
 var. Bu sütun ve kirişlerin tamamı sedir ağacıdır. Camimiz birçok özelliğin bir
 arada bulunduğu tek eserdir. Bunda özellile ahşap, taş, çinicilik, kalem
 süslemeleri, kubbesindeki çiniler ve mihrabındaki çiniler, kündekari tekniği ile
 yapılmış olan mimberi ve tamamı ceviz ağacından yapılmıştır. Üzerindeki küfi
 yazısıyla, kalem süslemeleri ile itikaf mahalleri ve çile odası ile beşinci bir
 cephe oluşuyla  bu kadar özelliğin bir arada bulunduğu tek eserdir. Sultan
 mahfilinde istişare sohbetleri yapılıyor ve sultan önemli kararları orada alıyor,
 namazını orada kılıyordu. Sadece camimizde yaşıt olmayan sonradan 1571 yılında
 eklenen tek yer müezzin mahfilidir. Bahsetmiş olduğum özelliklerin hepsini
 birarada toplayan tek eserdir Eşrefoğlu Cami."
AA


Geri Dön